Güncelleme Tarihi:
Washington State Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde ders de veren Ross, Hürriyet Dünyası’nda verdiği “Medyada Barış Dili” konferansında barış dilinin geleneksel gazetecilik dili değil, kişisel ilişkilerde kullanılan dil olduğunu anlattı. Çocuklarının başka çocuklarla ihtilafında anne babanın olayı kimin başlattığını araştırmadığını, ortak noktalar bulmaya çalışarak sorunu çözmek için uğraştığını ifade eden Ross, barış dilini şöyle özetledi:
MUZAFFER OLDUĞUNU DÜŞÜNMEZ
“Barış gazeteciliği dili açıklık dilidir. Sıradanlığın dilidir. Beyaz Türklerle diğerlerinin neler paylaştığı gibi ortak noktalar üzerine yoğunlaşır. Kapsayıcıdır. Mümkün olduğu kadar çok sesi duyabilmektir. Bir muzaffer olduğunu düşünmez. Herkesin kazandığı ortamda barış olabilir. Açık veya gizli bir ayrımcılık yoktur. Mümkün olanı, gelecekte nelerin ortaya çıkabileceğini araştırmaktır. Geleneksel yaklaşım, ihtilafı körükleyen bir yaklaşımdır; barış gazeteciliği dili ise olumlu beklentiler yaratır. Şefkat doludur. Farklılıkların neden ortaya çıktığını inceler. Uyum yaratmaya çalışır. Hepimizin aynı notalarla şarkı söylemesi esasına odaklanmaz. Farklı notalarla şarkı söylenebilmelidir. Barış gazeteciliği dili yaratıcılığı kucaklar. Olumlu imkanlara kapı açan her olayın taraflar tarafından ele alınması gerektiğini bilir. Gerçeğin şekil değiştirici olduğunu bilir. Bugün gerçek olan yarın olmayabilir. Vizyonerdir, ileriye dönüktür ve çözüm odaklıdır. Açık ve kasıtlı biçimde sessizlere de yer açar. Herkesin onuruna yer verir ve buna inanır. Etiketlerden kaçınır. Mağduru da teröristi de etiketleyemez. Olayları olduğu gibi yansıtır. Gerçeği karmaşıklaştırır. Hayatı siyah veya beyaz olarak görmez. Kendi önyargı dilini denetler.”