Barenboim dedikoduları

Güncelleme Tarihi:

Barenboim dedikoduları
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2006 12:10

Son yılların belki de en fazla ses getiren konserini geride bıraktık geçtiğimiz hafta. Bir hafta boyunca hepimiz Doğu Batı Divanı Orkestrası'nın gelip gelmeyeceği sorusuyla yatıp kalktık. Doğrusunu söylemek gerekirse ben Türkiye'de bu kadar çok kişinin klasik müzikle ilgilendiğini tahmin edemezdim. Gazetelere birinci sayfadan manşet bile oldu.

Haberin Devamı

Doğu Batı Divanı Orkestrası İsrailli Şef Daniel Barenboim ve Filistinli yazar Edward Said tarafından başlatılan bir projenin ürünü. İsmini de Alman edebiyatçı Goethe'nin eserinden (Batı Doğu Divanı) almış. Orkestranın ve Barenboim'ın öyküsünü ben tekrarlamayayım. İsteyen Hürriyet Pazar'daki Daniel Barenboim yazısına baksın.

CD'Sİ DOLAŞIYOR ALAN KİMSE YOK

Ama bu konserda bazı hususlar dikkatimi çekti, onları anlatayım. Örneğin bu orkestranın CD'si aylardır piyasada dolaşıyor birkaç adet anca satmıştı. Bir arkadaşım dinletmeseydi, bu CD'den benim de biraz geç haberim olacaktı.

Ayrıca memleketimize bu tarihe kadar nice orkestralar, şefler, vitüozlar, korolar geldi ve basın toplantıları düzenlediler gelen basın mensubu sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu.

Haberin Devamı

Ama ne olduysa geçtiğimiz hafta Ortadoğu'daki savaş sayesinde oldu. Konserin ileri bir tarihe ertelendiği haberi yayıldı kulaktan kulağa. ortalık da bundan sonra karıştı zaten. Her gazetede Barenboim ve orkestrasına dair haberler çıkmaya başladı. Barenboim'ın basın toplantısında bir gazeteci ordusu vardı.

Konser günü de hayretlere düştüm. Bütün biletler satılmıştı. 1200 kişi toplanmıştı Aya İrini'ye. Bunca klasik müzik konserine gittim, hiçbirinde görmediğim simalar vardı. Yani festivallerdekinden farklı bir kitleyi gördüm o gün.

Neyse benim işim kuliste olan biteni yazmak, oraya geçelim.

TEK YEMEK DAVETİNE FERİYE'YE GİTTİ

Şef Daniel Barenboim, konser için geldiği İstanbul'da sadece iki gece kaldı. İki gece kalacağını önceden haber alan bazı sanat çevreleri hemen harekete geçmişler tabii. Araya adamlar, tanıdıklar koyarak onunla bir arada olmak için yarışa girmiş bazı sanatseverler ve sanatçılar. Kimisi yemek, kimisi sohbet, kimisi misafirperverliğini sergileneceği iyi bir ağırlama için. Ancak Maestro, bu davetlerin hepsini reddetmiş ve gerekçe olarak da, buradaki iki gününü orkestra üyeleriyle birlikte geçirmek istediğini söylemiş. Zira genç isimlerden oluyan orkestrasına büyük önem veriyormuş Barenboim.

Yalnız hiçbir daveti kabul etmeyen Barenboim, orkestranın tek Türk üyesi Orhan Çelebi'nin ailesinin yemek davetini çevirememiş ve Orhan Çelebi, anne ve babası ile beraber Feriye Lokantası'nda bir akşam yemeği yemişler.

Haberin Devamı

KULİSE GİREN ESKİ DOSTLA SOHBET

Konserin yapıldığı akşam ise, herkes Barenboim'in iki eski Türk dostunun kuliste Barenboim'i ziyaret edip etmeyeceği ve bu ziyarette neler konuşacaklarını merak ediyordu. Konserden sonra bu eski dostlardan biri kulise gitmeyi istememiş. Merak etmeyin canım, öyle arada dargınlık küslük olduğundan değil. Sadece yapacağı ziyaretin kısa süreli olmasını istemediği içinmiş. Dar vakitlere sıkıştırmak istememiş ziyaretini. Diğer eski dostu ise talihsiz bir olay yaşamış. Çünkü Barenboim onu tanımakta güçlük çekmiş. Bir iki kere adını tekrarladıktan sonra, hatırlamış ve başlamışlar sohbete. Eski günleri yad etmişler.

Barenboim'le sadece büyük sanat çevreleri veya ünlü sanatseverler değil genç isimler de tanışmayı istemiş elbette. Bunlardan biri olan genç bir Türk piyanisti ne yazık ki başarılı olamayanlar listesine dahil olmuş. Kendisiyle tanışmayı ve bir piyano eseri seslendirmeyi çok isteyen genç piyanist, Maestronun elini sıkmakla yetinmek zorunda kalmış...

Haberin Devamı

Barenboim konserden sonra, Alman ARD televizyonuna canlı yayın konuğu olmuş. Almanya'daki konser biletlerinin satışı pek de iyi gitmiyormuş güya, böyle bir yolu başvurmuş diye duydum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!