Barbie’de gözaltına alınan dava açabilir
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2006 00:00
Polisin "Barbie" adını verdiği fuhuş operasyonu kapsamında ünlü isimlerin gözaltına alınıp teşhir edilmeleri, kadın örgütleriyle hukukçuların tepkisini çekti. Hukukçular, gözaltına alınan kişilerin tazminat davası açma hakkının olduğunu belirttiler.
BİR uyuşturucu operasyonu kapsamında gözaltına alınan zanlıların ifadeleri ve telefon dinlemeleri sonucunda gerçekleştirilen "Barbie Operasyonu" tartışmalara neden oluyor. Sahne ve podyum dünyasının tanınmış isimleri, polisin elinde hiçbir delil olmadan kendilerini "teşhir" ettiğini savunarak bu tavra isyan etti. Hukukçular ise yapılanların ulusal ve uluslararası yasalarla çeliştiğini, gözaltına alınan şahısların tazminat davası açma hakkı olduğunu söyledi. Hürriyet’e konuşan Avukat Ufuk Erkunt, şunları söyledi:
KADIN FAİL DEĞİL
Fuhuş konusunda Türkiye’yi bağlayan, imza atılmış uluslararası anlaşmalar var. Paris Anlaşması, 1933 tarihli Reşit Kadın Ticareti’ne Dair Cenevre Mukavelesi, 1949 İnsan Ticareti Sözleşmesi... Tüm bu anlaşmalara göre esas olan, suçun önlenmesidir. Fail olarak kadının suçlanması değil.
GERÇEK SUÇLU KİM
Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesine göre ’Kadın suçun mağduru’dur. Yasaya göre cezalandırılması değil, tedavi ve terapi görmesi gerekir. Bu düzenlemede fuhuş yapan kişi açısından ceza yaptırımı değil, özel güvenlik tedbiri öngörülmüştür. Suçlu olanlar, aracılar, mağdurun üzerinden menfaat temin edenlerdir.
GÖZALTI ŞARTI YOK
Ceza Usul Kanunu’nun 90 ve 91. maddeleri gözaltına alınma şartlarını teker teker sıralamıştır. Ancak kadın bu fiilde suçlu olmadığına, mağdur olduğuna göre gözaltı şartı da oluşmamış demektir. Fail olarak, sanık olarak rahatsız etmek, sabah saatlerinde evlerden almak yasal değil. Ancak suçun ortaya çıkarılması, olayın aydınlatılması amacıyla "sanık" olmadan dinlenmek üzere çağırabilirler.
TEŞHİR DE YASAL DEĞİL
Kadınların TV’de teşhir edilmeleri, olayın basına yansıyış şekli, anayasal güvence altındaki kişilik haklarını ihlal etmiştir. Zührevi hastalıklar hastanesine götürülmeleri de kurallar dahilinde değil. Her biri, kişisel haklarının ihlalinden dolayı tazminat davası açabilir.
KADIN FAİL DEĞİL
Fuhuş konusunda Türkiye’yi bağlayan, imza atılmış uluslararası anlaşmalar var. Paris Anlaşması, 1933 tarihli Reşit Kadın Ticareti’ne Dair Cenevre Mukavelesi, 1949 İnsan Ticareti Sözleşmesi... Tüm bu anlaşmalara göre esas olan, suçun önlenmesidir. Fail olarak kadının suçlanması değil.
GERÇEK SUÇLU KİM
Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesine göre ’Kadın suçun mağduru’dur. Yasaya göre cezalandırılması değil, tedavi ve terapi görmesi gerekir. Bu düzenlemede fuhuş yapan kişi açısından ceza yaptırımı değil, özel güvenlik tedbiri öngörülmüştür. Suçlu olanlar, aracılar, mağdurun üzerinden menfaat temin edenlerdir.
GÖZALTI ŞARTI YOK
Ceza Usul Kanunu’nun 90 ve 91. maddeleri gözaltına alınma şartlarını teker teker sıralamıştır. Ancak kadın bu fiilde suçlu olmadığına, mağdur olduğuna göre gözaltı şartı da oluşmamış demektir. Fail olarak, sanık olarak rahatsız etmek, sabah saatlerinde evlerden almak yasal değil. Ancak suçun ortaya çıkarılması, olayın aydınlatılması amacıyla "sanık" olmadan dinlenmek üzere çağırabilirler.
TEŞHİR DE YASAL DEĞİL
Kadınların TV’de teşhir edilmeleri, olayın basına yansıyış şekli, anayasal güvence altındaki kişilik haklarını ihlal etmiştir. Zührevi hastalıklar hastanesine götürülmeleri de kurallar dahilinde değil. Her biri, kişisel haklarının ihlalinden dolayı tazminat davası açabilir.