Güncelleme Tarihi:
YUSUFELİ HALKI BURUK VEDAYA HAZIRLANIYOR
Mescid Dağı’nın eteklerinden doğup Gürcistan'ın Batum kentinde Karadeniz’e dökülen, rafting tutkunlarının uğrak yeri Çoruh Nehri’ne Yusufeli gerdanlığı takılması için 15 Temmuz'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı törenle barajın temeli atılacak.
Baraj gölü altında kalacak olan 129 yıllık ilçe topraklarına veda etmeye hazırlanan yöre halkı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki yıl helikopterle bakıp beğendiği 1 kilometre batıya doğru göç edecek. Yusufeli İlçesi'ni ikiye bölen Çoruh Nehri üzerinde yaptırılacak barj gölü ilçe merkezi, Narlık, Kınalıçam, Irmakyanı köyleriyle birlikte 10 köydeki 23 mahalleyi su altına bırakacak. Yörede yaşayan, toplam 16 bin 172 kişi çok verimli toprağını, evini, işyerini, anılarını bırarak Yusufeli’ne veda edecek.
Doğdukları toprakları baraj suyu altında bırakacak olan Yusufelililer, 30 yıla yakın verdikleri hukuk mücadelesinden yenik ayrılmanın üzüntüsünü yaşıyorlar. Yusufeliler, “Yıllarca belirsizlikle yaşadık. Hep ‘başka yere yaparlar’ diye kendimizi avuttuk ama, rüya bitti. Evimizi, arsamızın bedeli ödenecek. Anılarımızı nasıl istimlak edecekler? Acaba, Bayındırlık’ta atalarımızın mezarlarının istimlak birim fiyatı var mı?” dediler.
Erzurum’u Karadeniz’in Hopa limanına bağlayan Uzundere- Artvin karayolu yakınında, Çoruh Nehri'nin ikiye böldüğü Yusufeli İlçesi, tayini çıkan memur gibi hazırlık yapıyor. 1879 yılında Erzurum sancağına bağlı olarak ilk kez kurulan Yusufeli, yemyeşil bir vadi içinde ilkbaharın tüm çiçekleriyle gitmeye hazırlık yaphan halkına adeta nazire ediyor.
560 RAKIM, 720 OLACAK
‘Yusufeli ilçe merkezinin değiştirilmesi’ hakkındaki kanunun TBMM’den çıkmasıyla birlikte Türkiye’nin en hızlı akan nehirlerinden biri olan Çoruh üzerine kurulacak 11 barajdan biri olan Yusufeli Barajı ve Hidro Elektrik Santralı için hazırlıklar hızlandırıldı. Yusufeli Barajıyla birlikte topraklarına veda edecek olan Yusufelililer de yakın bir gelecekte yeni yerleşim birimlerine doğru yola çıkacaklar. Yasaya göre, deniz seviyesinden 560 metre yükseklikteki Yusufeli ilçe merkezi, 1 kilometre batıya kayacak ve 720 rakımlı Sakut Deresi vadisine nakledilecek.
Mescit Dağı’ndan doğan ve bir yay çizerek Bayburt, İspir, Yusufeli ilçelerinden geçerek Batum’da Karadeniz’e dökülen Çoruh Nehrine, ‘su kavuşumu’ denilen noktada ‘gerdanlık’ takılacak.
‘ÇOK MÜCADELE ETTİK AMA OLMADI’
Barajın yapılmaması için uzun süre hukuki bir mücadele verdiklerini belirten Yusufeli Belediye Başkanı MHP'li Yusuf Sağlam, bu dönem içinde iktidara gelen hükümete baraj için alternatif yerler sunduklarını söyledi. Danıştay 10’uncu Dairesi’nde dava açtıklarını ama sonunda kaybettiklerini anlatan Sağlam, “Artık herşey bitti. ‘Hayırlısı böyleymiş’ demekten başka çaremiz yok. Hiç değilse bundan sonra halkımızı mağdur etmemek için yeni kanunların hızla çıkarılması gerekiyor. Yeni yerleşim yerine olan ulaşım ağı standartlara uygun bir şekilde yapılmalıdır. Özellikle tarım yapanlar ve esnaf zor durumda. Belirsizlik yüzünden çok göç verdik, kan kaybına uğradık. Devlet, kamulaştırma yaparken de bu bölge için biraz olsun standartların üzerine çıkmalıdır. Çok verimli olan bu topraklar, bizim için çok kıymetli. Örneğin Yusufeli’nde ekilen yoncadan bir mevsimde 6-7 kez ürün alıyoruz. Topraklarımızda zeytin, pirinç, üzüm, narenciyenin tüm çeşitleri, mısır, fasulye, dut, kivi organik olarak yetişmektedir. Devlet, yeni Yusufeli’nin kısa sürede alt ve üst yapısını tamamlamalıdır. Yusufeli, kültürü, ahlakı yapısıyla Türkiye’de bir markadır. Zamanında işler yapılmazsa, Yusufeli halkı göç edecek ve dağılacak” diye konuştu.
VATANDAŞLAR NE DİYOR?
Yıllardır, ‘Baraj yapılacak’ diye hemen her türlü hizmetten yoksun kalan Yusufeli halkı, ilçe merkezinin bir an önce taşınmasını istedi. Yusufeli Haber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nuray Özçelik, “Türkiye’de böylesine bir örnek kente rastlamak mümkün değildir. Esnaf işyerinin, vatandaş evinin kapısına çoğu zaman kilit vurmaz. Yusufeli’nde adi olaylar bile meydana gelmez. Halkı çalışkandır, dürüsttür. Doğal ürünleriyle tanınır. Zeytini, pirinci ismi gibi markadır. Barajın yapılmasına şiddetle karşıyım. Doğduğumuz yerler, anılarımız, çocukluk yaşantılarımız hep sular altında kalacak. Çocuğum bana ‘nerede doğdun anne’ diye sorduğunda suların altını mı göstereceğim? Nakil ve göç nedeniyle halk çok mağdur olacak. Yeri, yurdu, arsası olmayan kiracılar ne yapacaklar? Yeni yerleşim birinde nasıl yaşayacaklar?” diye konuştu.
Esnaf Sani Gümüş ise, “Baraja karşı değiliz. Elbetteki vatan, millet için bu gerekli. Ama ya benim anılarım ne olacak? Babamın mezarının Bayındırlık’ta birim fiyatı var mı? Yetkililer ellerini vicdanlarına koysunlar. Bu insanlara yazıktır herkes insaflı olsun” dedi.
Ev kadını Fatma Koçarslan da, “Yerimizden yurdumuzdan olmak istemiyoruz. Ama başka da çaremiz kalmadı. Umarız devlet bizi mağdur etmez” diye konuştu.
Emekli öğretmen İrfan Aydın, “Baraj yüzünden Yusufeli’ne 30 yıldır hizmet gelmedi. Belirsizlik yüzünden kimse adım atamadı, çivi çakmadı. Ne yapacağız, bundan sonra nerede yaşayacağız? Hiçbir şey bilmiyoruz” dedi.
EN ÇOK CAMİYE ÜZÜLÜYORLAR
Öte yandan vatandaşlar en çok 1981’de yapımına başlanan, 1990’lı yıllarda ibadete açılan Yeni Cami’nin sular altında kalmasına üzülüyor. İlçe halkından İzzet Demirci, “Burası bizim mabedimiz. O dönemde herkes dişinden, tırnağından artırarak bu cami için para verdi. Ama inşallah yeni yerimizde de böyle bir cami yaptırabiliriz” dedi.