Barack Obama’nın ikinci dönemi

Güncelleme Tarihi:

Barack Obama’nın ikinci dönemi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2012 00:00

ABD seçimleri Başkan Barack Obama'nın zaferiyle sonuçlandı. ABD'yi en iyi tanıyan Türklerden biri olan Kemal Derviş, Obama'nın başarısını ve önümüzdeki dört yılda yürüyeceği zorlu yolu Hurriyet.com.tr için değerlendirdi. İşte Derviş'in çok özel o değerlendirmeleri...

Haberin Devamı

Yarış zorluydu ancak ABD Başkanı Barack Obama ikinci kez seçilmeyi başardı. Şimdi ABD’nin ve dünyanın geri kalanının sorduğu soru şu: Yeni dört yılda Obama ne yapacak?

Ekonomi hâlâ zayıf, işsizlik oranları da yüzde 8 civarındayken yeniden seçilmek kolay bir iş değildi. Ekonomik krizler son yıllarda Nicolas Sarkozy, Gordon Brown ve José Luis Rodríguez Zapatero gibi birçok lideri sildi süpürdü. Mali felaket, Cumhuriyetçilerin sekiz yıllık iktidarının ardından George W. Bush’un döneminde patlak verse de zayıf toparlanmanın yükünü Obama taşımak zorunda kaldı.

Obama sadece şahsi direnci sayesinde değil, ekonomik ilerlemenin hızından memnun olmayan yeterli sayıdaki orta sınıf seçmenin, Obama’nın başkanlığının varlıklı kesimlere eğilimli görülen Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney’nin savunduğu politikalara nazaran kendilerine daha faydalı olacağını hissetmesi sayesinde de kazandı. Dahası Amerika’da sürmekte olan nüfus dönüşümü, Latin asıllılara ve diğer göçmenlere erişme konusunda başarısız olan Romney gibi adayların seçimi kazanmasını da fazlasıyla zorlaştırdı.

Haberin Devamı

Seçim kampanyasının bazı açıları, özellikle de harcanan para ve takınılan olumsuz tavır, birçok kişinin itirazlarına neden oldu. Ancak Amerikan demokrasisinin rekabetçiliği, bir alternatifin her zaman olduğu gerçeği ve iktidarda olanların orada kalabilmek için çok çalışması gerektiği, bütün dünyaya gıpta edilecek şekilde sergilendi.

ÖNCELİK KÜRESEL EKONOMİ
Obama, ikinci döneminde bir yol ayrımında olan küresel ekonomiye odaklanacak. ABD’de dengesiz ve zayıf toparlanma, kapsamlı para politikalarıyla ve devam eden büyük mali açıklarla bugüne kadar getirildi. Şirketlerin kasalarında yığınlarca para olsa da özel yatırımda durgunluk yaşanıyor. Japonya’da başbakanlar nefes kesen bir hızla değişirken esaslı bir ekonomik performans gözlenmiyor.

Aynı şekilde Avrupa da Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’nin zekice manevraları ve borçlu piyasalara sınırsız müdahale sözleri sayesinde destek ünitesine bağlı halde yaşamaya devam ediyor. Ancak işsizlik onyıllardır olmadığı kadar yüksek seviyelerde ve büyüme Almanya’da bile durdu; sorunlu güney ekonomileri ise derin bir resesyona batmış durumda. Dahası Yunanistan’daki durum sosyal istikrarsızlığı da beraberinde getirdi; Yunanistan küçük ama tamamen yıkılması dünyanın dört bir yanında olumsuz mali ve psikolojik etkiler yaratabilir.

Haberin Devamı

Gelişmekte olan piyasaların durumları daha iyi, ancak potansiyel çıktıdaki büyüme eğilimleri gelişmiş ekonomilerden çok daha yüksek olsa da döngüsel bir ayrışmadan söz edilemez. Küresel ekonomi birbirine bağımlı parçaların oluşturduğu bir bütündür: Herhangi bir önemli parçada yaşanan bir sorun küresel olarak hissedilir. Bu makroekonomik alanın ötesinde de geçerli. Örneğin iklim değişikliğine yanıt verme ihtiyacı artık göz ardı edilemez.

TEK BAŞINA BELİRLEYİCİ DEĞİL AMA...
ABD dünya ekonomisinin geleceğini tek başına belirleyemez ancak dünyanın en büyük ekonomisi olduğu ve Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve G-20 gibi mekanizmalarda hala çok büyük bir nüfuzu olduğu düşünüldüğünde Amerika’nın benimsediği yolun küresel açıdan çok büyük önemi olduğu da yadsınamaz.

Haberin Devamı

Pekiyi Obama’nın ikinci dönemindeki ekonomi politikalarında önceliği ne olacak? Küresel ekonominin karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen ABD, Çin, Almanya gibi ülkelerde çok büyük yatırım yapılabilir kaynak var. İklim ve kaynak sıkıntıları olsa da daha yüksek verimlilik ve daha büyük bir refah için çok büyük potansiyel taşıyan, aynı zamanda istihdam için de sorunlar yaratan, teknolojik devrimin hâlâ başındayız.

Ancak sürdürülebilir ekonomik büyüme yatırım yapılabilir kaynakları olanın bu yatırımları yapmasını gerektiriyor. Bu da ABD dahil gelişmiş ekonomilerdeki orta ve düşük gelir sınıflarında kapsamlı bir toparlanma ile yatırımcıların beklediği uzun vadeli talep sıçraması yaşanana kadar gerçekleşmeyecek.

Haberin Devamı

GELİR DAĞILIMI SORUNU
Kâr potansiyeli çok yüksek; sermaye üzerindeki vergiler çok yüksek değil ve şirketlere çok ucuza finansman sağlanıyor. Ancak gelirin en üst seviyede odaklanması (örneğin 2011 yılında ABD’deki ekonomik büyümeden elde edilen gelirin yüzde 90’ı en üst seviyedeki yüzde 1’e gitti) kapsamlı bir toparlanmaya engel olurken, makroekonomik politikaların “sübvansiyon”a devamla rekor seviyede düşük faiz oranlarının neden olduğu kamu borcu ve varlık balonları arasında sıkışmasına da neden oluyor.

Bir başka deyişle, daha dengeli bir gelir dağılımı sadece sosyal ve etik bir mesele değil, aynı zamanda makroekonomik başarı ile uzun vadede şirketlerin başarısı için gerekli. Bu bütün ülkeler, özellikle de ABD ve Çin için hayati önem taşıyor.

Haberin Devamı

Bir de ABD’de ve dünyanın geri kalanında eğitim ve uygun beceri gelişimi için büyük bir ihtiyaç var. Yeni ve gelişmekte olan teknolojilerin gerektirdiği beceriler olmadıkça birçok işçi istihdam edilemez olmayı sürdürecek. Kaliteli eğitimin tabanının genişletilmesini öncelik haline getirmenin başlıca faydalarından biri gelir dağılımı sorunlarının çözülmesine yapılacak katkı olacaktır.

EL BİRLİĞİYLE HAREKET EDİLMELİ
Son olarak etkili uluslararası işbirliği ihtiyacından söz etmek gerek. Çin’in cari açık fazlası azaldı ancak şimdi de Avrupa’nın kuzeyindeki ülkelerin elinde 500 milyar dolarlık bir fazla var. Bu arada Avrupa’nın güneyinde talep düşerken ABD’nin açığı da 500 milyar dolar civarında. İklim değişikliğinin yarattığı uzun vadeli sorunlar ve hava durumundaki aşırı değişiklikler de küresel işbirliğini ve ABD’nin seçim sonrası süreçte konuyla daha ilgili olmasını gerektiriyor. Böylece çok taraflı bir temiz enerji devrimi başlatılabilir, istihdama yönelik kapsamlı yatırımlara ve yeni bir büyüme döngüsüne gaz verilebilir.

Amerika’nın uzun ve mücadeleli seçim kampanyasının ardından sıra kapsamlı politika reformlarına geldi. Umalım ki ABD Kongresi de bunun farkına varsın ve böylece ABD’deki ve dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca insana yardımcı olacak önlemlerin alınmasına destek versin.

* Kemal Derviş, Ekonomi eski Bakanı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) eski Başkanı, Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı ve Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı.

Bu yazınının tüm hakları Project Syndicate’a aittir (2012).
www.project-syndicate.org

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!