OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 08, 2003 00:00
Siyasiler yolsuzlukla yoğun mücadele edildiğini söylese de Türkiye'nin bu konudaki imajı kötüleşiyor. 2002'de 102 ülkeli Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde 64'üncü olan Türkiye'nin notu yine düştü ve 2003'te 133 ülkeli listede 77'nci sıraya geriledi.Türkiye son 4 yıldır yolsuzluk liginde irtifa kaybediyor. Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği'nin üye olduğu Transparency International'ın hazırlattığı Yolsuzluk Algılama Endeksi'ne göre 2003 yılında da notu gerileyen Türkiye, 133 ülkeli endekste 10 üzerinden 3.1 puan alarak 77'inci olabildi. Türkiye 2002'de 102 ülkenin yer aldığı aynı endekste 3.2 puanla 64'üncü sıradaydı.Dün Ceylan Otel'de Prof. Dr. Dilek Yılmazcan ve Prof. Dr. Baran Tuncer ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş, endeksin 2003 yılında gerilemeye devam etmesinin en önemli nedenini ‘‘banka hortumlamalarının akıl almaz boyutlarda ortaya çıkması ama buna karşılık adaletin olaylar karşısında çaresiz kalması’’ olarak tanımladı. ‘‘Banka hortumlamalarından sonra suçlular ortada yok, paralar geri alınamıyor’’ diyen Kurtuluş, hükümetin de ‘‘siyasi ahlak yasası-siyasilerin yapamayacakları işler, seçim harcamalarının saydamlığı ve denetimi, yasama dokunulmazlığının kaldırılması’’ gibi konularda verdiği sözü unuttuğunu söyledi.Türkiye'nin yolsuzlukla mücadelede başarılı olamadığını, çünkü kurumların bireylerin yolsuzluk konusunda sadece başkaları yaptığında tepki gösterdiğini söyleyen Erciş Kurtuluş, şöyle konuştu:BENİM HIRSIZIM İYİDİR‘‘Vatandaşlar ağırlıklı olarak siyasilerden şikayetçi ama bu ülkede kaçak elektrik kullananların sayısı çok fazla ve buradaki yolsuzluk katrilyonları aşıyor. Ayrıca imar yolsuzluğuna bulaşmamış vatandaş yok gibi. Hazine arazilerini gasp etmek bir hak gibi yerleşmiş. Türkiye'de yolsuzluğun temel nedeni siyasetteki kirlilik ve siyasetin gayrimeşru kaynaklardan finansmanıdır. Yıllardır yolsuzluğu ağızlarına sakız eden siyaset adamları bu konuda hiçbir olumlu adım atmadı. Bindikleri dalı kesmek istemediler. Rüşvetin sözkonusu olduğu her müessesede siyasi partiler, yargı, silahlı kuvvetler, bakanlıklarda egemen olan anlayış; 'Benim hırsızım iyidir' anlayışı ve bunun sonucu ortaya çıkan 'kirli korumacılık'tır.’’İhalelerdeki yolsuzluklar bütçeyi yüzde 30 şişiriyorProf. Dr. Dilek Yılmazcan, Dünya Bankası araştırmalarına değinerek, ‘‘Türkiye'de sadece kamu ihalelerindeki yolsuzluklar sıfırlanabilse devlet bütçesinde yüzde 30'luk tasarruf sağlanabileceği hesaplandı’’ dedi. Erciş Kurtuluş ise kamu harcamalarındaki rüşvetlerin sadece ‘‘rüşvet kadar maliyet’’ yüklemediğini belirterek, ‘‘Örneğin 50 trilyon liralık bir ihalede 5 trilyon liralık rüşvet gerçekleşiyorsa, rüşveti veren taraf bu 5 trilyonluk ek maliyeti, kamudan birkaç misliyle tahsil edecek yöntemleri uygulayabiliyor’’ diye konuştu.Temizlik-kirlilik nasıl belirleniyorTransparency International, 1995'ten beri hazırlattığı Yolsuzluk Algılama Endeksi' için bu yıl farklı bir yöntm izledi. Değişik kuruluşlarca yapılan yapılan 17 araştırmanın sonuçları endekse katıldı. İşadamlarına ve üst düzey yöneticilerine sorular soruldu. Yolsuzlukla mücadelede ülkelere on üzerinden puan verildi. Endekse girmesi için her bir ülke için üç araştırma yapılması gerekirken, bu araştırma sayısı Türkiye için 14'ü buldu. Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş'un açıklamasına göre 133 ülke sıralamasında bütün kıtalarda ülkelerin yüzde 72'si 10 üzerinden 5'in altında aldı. Yabancılar Türkiye'de yolsuzluğu inceliyorErciş Kurtuluş, son dönemde siyasi gelişmeler ve savaş nedeniyle Türkiye'ye ilginin arttığını ve bu kapsamda yabancı yatırımcıların Türkiye'deki saydamlığı daha çok sorguladığını söyledi. Kurtuluş, ‘‘Bu yılki endeks için Türkiye bazında araştırma sayısı 14 oldu. Bu çok yüksek sayı, gelişmiş ülkelerin Türkiye'deki yolsuzluk olayını büyük bir titizlikle izlediğini gösteriyor. Bizimle görüş alışverişinde bulunan tüm yabancı çevreler yeni hükümetin yolsuzluk konusundaki çalışmalarını ve aldıkları önlemleri soruyor. Onlar kadar Türk kamuoyu da hükümetin yolsuzluk söylemlerinin biran önce eyleme geçmesini bekliyor’’ dedi.Bankalarda 50 milyar
dolar gittiDSP Ä°zmir Milletvekili olarak 20'nci ve 21'inci dönemlerde milletvekilliÄŸi yapan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı, gazeteci Hakan Tartan, Türkiye'de batan bankaların tarihçesini ve son dönemlerdeki banka batırma olaylarının perde arkasını konu alan bir kitap yayımladı.Tartan'ın Toplumsal Dönüşüm Yayınları arasında çıkan ‘‘Hortumun Ucundakiler- Türkiye'de Batan Bankaların Hikayesi’’ baÅŸlıklı kitabı 544 sayfadan oluÅŸuyor. Hakan Tartan, kitabın önsözünde, Türkiye'de batan bankaların hep sorun olduÄŸunu ancak her nedense üzerine gidilmediÄŸini belirterek, ‘‘Kolay yoldan köşe dönmek isteyenler, devleti dolandırmayı alışkanlık haline getirenler, hem toplumsal duyarsızlıktan hem de yasalardaki açıklardan iyi yararlanmış’’ diyor. Eskiden de bankalarda sorun yaÅŸandığını ancak son 4-5 yılda halkın sırtına binen yükün inanılmaz boyutlara ulaÅŸtığına iÅŸaret eden Tartan, bunun en iyimser bakışla 30 milyar dolar olduÄŸunu ifade ediyor. Tartan, ‘‘Biraz daha gerçekçi olursanız 50 milyar dolardan sözetmek gerek. Bu sancıya son verilmezse toplumun geleceÄŸi karartılacak’’ dedi.Tartan, bu konuda bir yıldan fazla araÅŸtırma yaptığını, yüzlerce kitap ve rapor okuduÄŸunu, onlarca yetkili ile görüştüğünü belirterek, ÅŸu görüşlere yer veriyor: ‘‘Artık tabu olmaktan çıkmalı bazı konular. Bir yanlış varsa irdelenmeli. Suçlular cezalandırılmalı. Bu bankacılık sancıları, hortumlamalar artık son bulmalı. Top yekün herkes bir ÅŸeyler yapmalı. Kimi yazmalı, kimi çizmeli, kimi her platformda anlatmalı. Kimi çözüm üretmeli, akıl vermeli. Yazık bu millete, yazık bu milletin paralarına. Bu sancıya bir sonverilmezse, toplumun geleceÄŸi resmen karartılacak.’’ Banka battıkça iÅŸler düzelir miGazeteci Tartan kitabında, son beÅŸ yılda banka batırma olaylarının perde arkasında yeralan gerçekleri, resmi raporlar ve kiÅŸisel araÅŸtırmalarından yararlanarak öyküsel bir üslupla ele alıyor. Tartan, 2001 krizi sonrasındaki her banka batışının ardından; bakanlar, bankacılar ve üst düzey bürokratların ‘‘İşler çok iyi gidiyor, her ÅŸey yolunda’’ açıklamalarını, ‘‘Demek ki her hafta 5 banka batsa, ekonomi kısa sürede rayına girecek’’ sözleriyle hicvediyor.Â
button