Bankadan iddialara 120 sayfalık cevap: Tek kanıtları kâğıt parçaları

BANKA müfettişlerinin raporuna göre, olayın 7 Nisan’da öğrenilmesiyle incelemeler başlatıldı ve 28 Nisan’da 120 sayfalık bir rapor hazırlandı. Savcılığa da sunulan raporda bütün suçlamalar için genel değerlendirmeler olduğu gibi her bir müşteki-mağdurun talep ve iddiaları için de ayrı ayrı değerlendirmeler var. Bankanın işlem ve kamera kayıtları da incelenip Denizbank lehine, müştekiler aleyhine deliller olarak rapora konulmuş. İşte o rapordan çarpıcı değerlendirmeler:

NE EKSTRE NE DEKONT VAR

“Şikâyet sahipleri tarafımıza iddialarını ispatlar nitelikte herhangi bir ekstre, dekont, sözleşme ve benzeri bir belge ibraz edememişlerdir. Bir kısmı, bankamız dokümanına el ile benzetilmiş antetli Denizbank kâğıdı veya alelade ajanda sayfasına yazılmış ve ne anlama geldiği belli olmayan notlar sunmuşlardır.

ELDEN VE BANKA DIŞINDA

İddia sahipleri, dostane ilişkiler kurdukları Seçil Erzan’a fahiş faiz beklentisiyle, banka dışında, elden paralar vermiş, bir kısmı verdikleri parayı fazlasıyla geri almış, kendi rızalarıyla yaptıkları eylemleri ile piramit sistemini andıran bir yapının parçası olmuşlardır.” 8 Nisan’da Fatih Terim ve Emre Belözoğlu bankanın genel müdürlüğüne giderek şikâyetçi oldu.

Rapora göre, Arda Turan, Denizbank’ta ilk hesabını 2006’da açtı. Seçil Erzan’a farklı tarihlerde toplam 15 milyon dolar verdiğini, 5 Ocak 2023 vadeli alacağının ancak bir kısmını alabildiğini, halen 7.5 milyon dolar alacağının olduğunu anlattı. Paraları genelde Astoria İş Merkezi’nin önünde verdiğini ve kendisi gibi birçok mağdurun olduğunu söyledi.

SEÇİL’LE ŞAHSİ İLİŞKİLERİ

Raporda bu durumla ilgili değerlendirme şöyle: “Her ne kadar Arda Turan, Seçil Erzan’a 15 milyon dolar verdiğini iddia etse de hesap hareketlerinde bu tutarı teyit edebilecek tek işlemde veya parçalı olarak herhangi bir iz kaydına rastlanmamıştır. Tüm işlemler, kişiler ile Seçil Erzan arasındaki şahsi ilişkilere dayanılarak ve ilgili tutarlar şube dışına çıkarılarak elden verilmek suretiyle gerçekleştirilmiştir.”

İŞTE O KÂĞITLAR

SEÇİL Erzan’a paralarını kaptıranların savcılığa sunduğu imzalı ve kaşeli not kâğıtları da dosyaya girdi. Erzan milyon dolarlık yatırımları bazen bir A-4 kağıdına, bazen de eşantiyon not defterlerine yazıp kaşe basarak vermiş, üstelik “Borcum ödenecektir” gibi muğlak ifadeler yazmış. Bankanın raporunda o belgelere, “Hukuki olmayan düzmece kâğıt parçası” deniyor.

DENİZBANK, dava konusu olaylara ilişkin dün bir açıklama yaptı. Açıklamada, bankanın durumdan 7 Nisan’da bir şikâyetçinin şubeye gelmesiyle haberdar olduğu, hemen müfettiş görevlendirildiği ve genel müdürün bilgilendirildiği belirtildi. Seçil Erzan ile 7 ve 10 Nisan’da banka yetkililerinin iki kez görüştüğünün belirtildiği açıklamada özetle şöyle denildi: “Erzan ifadelerinde, maruz kaldığı tehdit ve darp olayları üzerine korku içinde olduğunu beyan ettiğinden 9 Nisan tarihinde, silah taşımayan iki güvenlik görevlisinin içinde bulunduğu araç evinin yakınında bekletilmiştir.

- SERUM NİYE VERİLDİ: 10 Nisan tarihinde gerçekleştirilen ikinci görüşmede ‘bütün gece uyuyamadığını ve çok halsiz olduğunu’ belirtmesi üzerine kendisinin de kabulüyle doktor gözetiminde hazırlanan vitamin ve serum takviyesi verilmiştir.

- ERZAN ALIKONULDU MU: Bankamızın bir alıkoyma ve benzeri tutumu olmadığı gibi, Seçil Erzan, savcılıkta 11 Nisan tarihinde verdiği ilk ifadesinde aksi yönde bir beyanda bulunmamıştır. Buna karşın 3 Mayıs tarihli ikinci ifadesinde böyle bir konudan bahsetmiş, ancak ‘… hatta bana o kadar iyi davranıyorlardı ki …’ diyerek gerçekte bir alıkoyma ve benzeri tutumun da olmadığını ifade etmiştir.

- PARALAR ÖDENECEK Mİ: BDDK tarafından da yapılan inceleme sonucu 5411 sayılı kanun kapsamında zimmet suçunun söz konusu olamayacağının anlaşılması nedeniyle yazılı başvuru süreci başlatılmamıştır. 5411 sayılı kanun kapsamında bir zimmet suçunun varlığının bir mahkeme kararıyla tespit edilmiş olması halinde, mevzuat gereği banka, zimmete geçirilen paraları hak sahiplerine ödeyecek ve ardından sigorta poliçesine müracaat edebilecektir.

- TERİM ‘KIZIM GİBİ’ DEDİ: 8 Nisan Cumartesi sabahı spor dünyasından olan isimler bankamızı ziyaret etmiştir. Kendi eski hocalarının adıyla anılan bir fon olduğunu belirtip Seçil Erzan tarafından kandırıldıklarını ve önemli tutardaki paraları kendisine verdiklerini söylemişler, bir kâğıda elyazısı ile yazılı alacaklı listesinin görüntüsünü vermişlerdir. Bankamız mağdur olduğunu beyan eden kişilerin isimlerini toplu olarak ilk kez böyle öğrenmiştir. Aynı toplantıda bulunan söz konusu teknik direktör de ‘… kızım gibi benimsediğim, evimize giren çıkan Seçil Erzan’ın bu yaptıklarını anlayamıyorum, kaybım olmakla beraber miktarını bilemiyorum’ gibi beyanlarda bulunmuştur.”

‘İDDİALAR ABESLE İŞTİGAL’

* Raporda diğer müştekilerin iddia ve taleplerine de cevap niteliğinde değerlendirmeler var. İşte her ismin iddiasına karşı verilen cevaplar:

- Bülent Çeviker: Zaten Denizbank’ta olan paranın nakit çekilip Denizbank ile ilgisi olmayan bir mekânda yabancı biri aracılılığıyla Denizbank Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi mantıklı değil.

- Volkan Bahçekapılı: Verdiği paranın karşılığında aldığı elyazılı ve imzalı dokümanın hukuki bir anlam ifade etmeyen düzmece bir kâğıt parçası olduğu görüldü.

- Evrim Pınar Güzel: Bankamızda şahsi hesabı bile yok. Bankamızda aktif hesabı olmayan bir kişinin Seçil Erzan’a şahsi ilişkileri sebebiyle teslim ettiği tutarları bankamızdan talep etmesi abesle iştigaldir.

- Selçuk İnan: Selçuk İnan’ın nakit çektikten sonra paraları ne yaptığına ilişkin bankamız sisteminde herhangi bir kayıt yoktur.

- Semih Kaya: Beyanında yer alan tutarlar konusunda ciddi çelişkiler var.

- Emre Belözoğlu: 7 Nisan’da Volkan Bahçekapılı ile şubeye geldiklerinde Emre Belözoğlu, paranın Volkan Bahçekapılı’nın hesabında olup olmadığını öğrenmek için geldiklerini, banka ve de Seçil Erzan hakkında bir şikâyetlerinin olmadığını belirtmiştir.

‘FAHİŞ GETİRİ BEKLENTİSİ’

Raporun sonuç bölümü ise bütün müştekilere cevap niteliğinde: “Bankacılık ve yatırım işlemlerine aşina oldukları anlaşılan iddia sahiplerinin kendilerine vaat edilen fahiş getirilerin gerçek olamayacak kadar yüksek olduğunu bildikleri anlaşılmaktadır. Söz konusu para alışverişlerinin, iddia sahiplerinin rızasıyla ve tamamen bankamız sistemi dışında gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.”