“Bana aziz dediği için çok memnun oldum”

İhsanoğlu, Marmaray’a binmeden önce basın mensuplarının sorularını cevapladı.

İhsanoğlu, “Başbakan sizin için ‘Monşer’ diyor, ne diyorsunuz?“ sorusuna “Monşer, ‘Aziz’ demek. Bana aziz dediği için çok memnun oldum” diye cevap verdi.

İhsanoğlu, saat 11.30’da Kadıköy Salıpazarı’nı gezdi. Kalabalık bir basın ordusunun takip ettiği İhsanoğlu’na pazarcılar ve pazara gelenler yoğun ilgi göstedi. Daha sonra Üsküdar’a geçen İhsanoğlu, Marmaray ile Yenikapı’ya gitmeden önce basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İhsanoğlu şunları söyledi:

HALKIN İLGİSİ
”Halkın, sizlerin büyük coşkunluğu karşısında çok mutluyum. Şunu anlıyorum ki halkta bir değişim talebi var. Farklı bir demokratik alternatif arayışı var. Halkın demokrasi anlayışına herkes saygılı olmalı. O bakımdan bu günkü kısa Salıpazarı ziyaretimiz çok şeyler söylüyor. Sade vatandaşın insanların, emeklilerin, gençlerin, orta yaşlıların, erkeklerin özellikle kadınların söyledikleri beni çok duygulandırıyor. Eminim ki kadınlarımız demokrasi imtihanında en üst sınıfa geçmişlerdir ve en yüksek puanı bizim kadınlarımız alacaktır. Siz halkın neler söylediğini yüksek sesle neler söyldeiğini açık açık dinlediğiniz. O benim için yeterlidir.

MARMARAY
Marmaray, Türkiye’nin, İstanbul’un rüyalarından birisiydi. Bu rüya gerçekleşmiştir. Bu projeye katkısı olan devlet adamları, bürokratlar, teknokratlar bunu yapan Türk mühendisleri işçileri ve İstanbul halkına teşekkür ediyorum. Marmaray’ın 99 dan itibaren hikayesini yakından takip ediyorum vatandaş olarak. Sayın Demirel’in cumhurbaşkanlığı zamanında rahmetli Bülent Ecevit’in başbakanlığı zamanında sayın Devlet Bahçeli’nin başbakan yardımcılığı zamanında proje başlamıştır. 2001 senesinde yakın dostum Prof. Dr. Enis Öksüz’ün de Ulaştırma Bakanlığı zamanında ilgili çalışmalar başlamıştır. 29 Ekim’de geçtiğimiz sene Cumhuriyet Bayramı’nda sayın başbakanımız tarafından açılmıştır. Bu projeye katkısı olan herkese minnettarız. Herkese müteşekkiriz. Türkiye'nin bunun gibi büyük projelere ihtiyacı vardır. Türkiye’nin kalkınması ilerlemesi bu projeler sayesinde arka arka gelen hükümetlerin katkıları ile Türkiye daha ileri bir noktaya gidecek. Bu da demokrasimizin en güzel örneklerinden bir tanesi. Demokrasi olduğu zaman başarı olacak başarı olduğu zaman huzur içinde olacağız refah içinde olacağız.

İCRA MAKAMI TEMSİL MAKAMI DEĞİLDİR
Lütfen Anayasa’yı açınız okuyunuz. Ben sözümü söyledim. Anayasa'nın 104’üncü maddesi cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini sayar. Anayasa’nın 104’üncü maddesi der ki; 'Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin milletinin bütünlüğünü temsil eder. Anayasanın uygulanmasını gözetler. Devlet kurumlarının ahenk içersinde, verimlilik içerisinde çalışmasını sağlar. Demek ki cumhurbaşkanının bu konularda yetkileri vardır. Daha sonra anayasanın ilgili kanunlarda, yasalarda mevcuatlardaki detaylar vardır. Bunlar cumhurbaşkanının görevlerini sayar. Bunun içinde icra yetkisi başbakana aittir. Bakanlar Kurulu'na aittir. Fakat Bakanlar Kurulu'nun ve Başbakan'ın üstünde bir cumhurbaşkanı vardır. O cumhurbaşkanı Başbakan'ın rolünü alma yetkisi var mı anayasada. Onu sorguluyorum. Varsa bilmediğim maddesi varsa onu öğrenmeye hazırım. Yoksa ona göre konuşmak lazım.

IRA MODELİ ÖNERDİĞİNE DAİR
Dedim ki bizim üç tane kriterimiz var. Birincisi her şeyden önce biz barıştan yanayız savaştan yana değiliz. Bu millet barıştan yana. Biz barışı seven bir milletiz ve huzur izinde yaşamak isteyen bir milletiz. Gerginlik istemiyoruz. Kavga istemiyoruz. Ve bu beraber yaşama kültürü, sırrı, sihri bizim genlerimize kromozomlarımıza işlemiştir. Birinci husus bu. Aramızdaki farklar nedir. Yeme, içme, giyim, kuşam, sosyal adetler, zevkler. Sevdiğimiz sevmediğimiz şeyler müşterektir. Yediğimiz içtiğimiz müşterektir. Bizim uzun, 1000 senelik tarihimiz var. Kimse bunu inkar etmemeli bunu gözardı etmemelir. İkinci husus bizim 2014 senesinde daha çok insan hakları daha çok hürriyetler sağlamamız lazım. Avrupa’nın normlarına ulaşmamız lazım. Devletin sopalı elini artık biz görmek istemiyoruz. Göstermek istemiyoruz. Onun yerine devlet daha müşfik bir baba gibi herkesi kucaklaması lazım. Üç, bu benzer yani etnik farklı yapıya sahip tek ülke biz değiliz dünyada. İşte önümüzde İngiltere var. Önümüzde ispanya var. Başta ülkeler var. Başarılan ülkeler var. Başarılmayan örnekler var. Biz bu üç ana kaynaktan bu çözümün kodlarını bulacağız anahtarlarını çıkartacağız ve bunu beraber çözeceğiz. Ben sonra diyorum ki bunu yaparken elbette hassas bir mesele. 30 bin insanımızı kurban ettik. Biz bu işte, burada bunun meclisin çatısı altında olması gerektiğine inanıyorum.”

İhsanoğlu daha sonra Marmaray’a binerek Yenikapı’ya geçti. Yolculuk sırasında İhsanoğlu’nun sevmek istediği iki yaşındaki Kuzey yoğun ilgiden ağladı.

İhsanoğlu Yenikapı’da istasyondan ayrılmadan önce basın menuplarına İstanbulkart’ını gösterdi.