Güncelleme Tarihi:
Salkaya, kızının okuduğu mektupta, Bakan Fatma Şahin’e, “Tüm Balyoz mağdurlarına çektirilen bu eziyet için acaba bir panik butonu da Hasdal’a mı istesem” diye seslendi.
BALYOZ sanıklarının yakınları haftalardır sürdürdükleri “Sessiz Çığlık” eylemi Ankara ve İstanbul’da kadınların isyanına sahne oldu. Ankara’nın Sakarya Caddesi’nde toplanan Vardiya Bizde Platformu üyesi sanık yakınlarına Tiyatro Sanatçısı Gülsen Tuncer de destek verdi. Tuncer, bir gün adaletin yerini bulacağını dile getirerek, “Silivri ve Hasdal’da tutuklu olanlar Türk milletinin gururudur. Onların özgürlüğünde yine birlikte bu kez halay çekmek için toplanacağız” dedi.
İstanbul’da da Balyoz davası tutuklu sanıklarının ailelerince kurulan Vardiya Bizde Platformu’nun “Sessiz Çığlık” eylemlerinin 24’üncüsüne davanın tutuklu sanıkları Tümgeneral Ahmet Yavuz ile sivil memur Güllü Salkaya’nın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle cezaevinden yazıp gönderdikleri mektuplar damgasını vurdu. Güllü Salkaya, kızı Gamze Salkaya tarafından okunan mektubunda Hasdal Askeri Cezaevi’nde tek kadın tutuklu olmanın zorluklarına değinerek özetle şunlara yer verdi: “Dış havalandırma alanında yalnız başıma ve seri adımlarla volta atarken, gökyüzüne bakmaya çalışsam da bir süre sonra gözümün önünde yine aynı manzara, ayakkabılarımın ucu geliyor. Bu kez aklıma Aile Bakanı Fatma Şahin düşüyor bir an. Tüm Balyoz mağdurlarına çektirilen bu eziyet için acaba bir panik butonu da Hasdal’a mı istesem diye düşünüyorum Sayın Şahin’den. Hakkımda tek bir somut delil bulunamayan, tamamı dijital verilere dayalı 16 yıl hapis cezam için panik butonuna bassam sesimi duyan olur mu bu kez?”
HAYAT SUYUMUZSUNUZ
Davanın tutuklu sanıklarından Tümgeneral Ahmet Yavuz’un mektubunu ise eşi Lütfiye Yavuz okudu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Ahmet Yavuz, “Sevgili kadınlarımız” diye başladığı mektubunda, “Kar, yağmur, fırtına yıldırmıyor sizi. Kaybolan kavramlara hayat suyu veriyorsunuz. İnancımız bin kat artıyor. İman tazeliyoruz. Katkılarınızla ve bin yıllık bir kucaklama duygusuyla hürriyeti ve gerçeğin yalçınlığına yaslanarak, hiç kuşkusuz, ‘Biz kazanacağız’ diyoruz” dedi.