Balyoz davasında mikrofon gerginliği

Güncelleme Tarihi:

Balyoz davasında mikrofon gerginliği
Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2011 14:48

Mahkeme başkanı Ömer Diken, salona mikrofonlar konulmasını "savunma hakkının sınırlanması" olarak niteleyen sanık avukatına "Kimsenin yatak odasına mikrofon koymadık" sözleriyle tepki gösterdi.

Haberin Devamı

“Balyoz Planı" iddialarına ilişkin 196 emekli ve muvazzaf askerin yargılandığı davanın 34. duruşması görülmeye başlandı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, ve Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 145 tutuklu sanık katıldı. Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın ve Nejat Bek'in de aralarında bulunduğu 17 tutuklu sanık katılmadı. 15 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı olan emekli Orgeneral Ergun Saygun'un GATA'daki tedavisi devam ederken, Bu gün görülen duruşmaya Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan sağlık mazereti nedeniyle katılmadı. Mahkeme Başkanı Ömer Diken savunmaların alınmasına devam edileceğini belirterek tutuklu sanık Emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın'ı kürsüye çağırdı.

"BU TAMAMEN ORANTISIZ BİR GÜÇ"

İşitme kaybı olduğunu belirten sanık Metin Yavuz Yalçın suçlamaları reddettiğini belirterek savunmasına başladı. 22 Şubat 2010 tarihinde saat 08.30'da kapısının çalındığını anlatan Yalçın, "Karşımda tam 10 tane polis vardı bu tamamen orantısız bir güç. Yaşım 64 benim. 10 polisle birlikte gelen anlayışlı komisere, 'Biraz daha adam getiremedin mi?'dedim. Bu sözlerimin üzerine komiser diğer polisleri gönderdi ve sadece kapımda bir polis kaldı. Bu tamamen sansasyonel bir faaliyettir. Beni 3 gün emniyette kanepede yatırdılar. Burada bulunan arkadaşlarımın çoğu davetiyle çağrıldı. Neden ben bu şekilde gözaltına alındım. Bunu anlayamadım" ifadelerini kullandı.

"İÇİM KAN AĞLIYOR"

Savcılıkta ifade verdikten sonra tutuklandığını anlatan Yalçın, "Daha sonra Balyoz'dan Silivri'ye transfer olduk. 40 gün sonra serbest bırakıldım ancak, daha sonra 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Şimdi niye çıkarıldığını çok daha iyi anlıyorum. Türk milletinin göğsüne hançer saplandı. Hançerin ucunda Türk Silahlı Kuvvetleri duruyor. Mahkeme olarak bilerek ya da bilmeyerek hançerin ucundan tutuyorsunuz. Deniz Kuvvetleri'nin, Kara Kuvvetleri'nin en güzide subayları burada. Oyun devam ediyor. Sizler, bizler, çocuklarımız, torunlarımız güzel günler göremeyecek. Ordumuz mahvolursa torunlarımız rahat yaşayamaz. Ortada çok büyük gizli servis oyunu var. Cemaatler, tarikatlar meselesi değil bu" dedi.

"YÜKSEK ASKERİ ŞURA" DA TSK ŞEKİLLENDİRİLECEKMİŞ"

Dosyada bulunan bilirkişi raporlarıyla iddiaların çöktüğünü, belgelerin sahteliğinin ispatlandığını savunan sanık Yalçın," Buna rağmen 130 gündür tutukluyuz. İçim kan ağlıyor. En sevdiğim silah arkadaşlarım sahtekarlıkla tutuklanıyor. Donanma Komutanına sesleniyorum. Zatıali Deniz Kuvvetleri Komutanı olacak. Bunu oraya gömeni hala bulamadı. Ayıptır. Gömeni bulamadığı için ben ve silah arkadaşlarım 130 gündür içerideyiz. Yapılan bir legal seminerdir. Darbenin sağda solda konuşmayla yapılamaz. 45 yıl askeri üniforma giydim. Binlerce seminere katıldım. TSK'nın en güzide mekanlarında görev yaptım. Böyle saçmalık görmedim. Böyle bir şey olsa 2003 Ağustos'ta ben Genelkurmay Harekat Başkanlığı yaptım, haberim olurdu. Türkiye o dönemde savaşın eşiğindeydi. Çetin Doğan da darbe planı yapıyor. Böyle bir ortamda darbe planlamak kazlar güler buna. Bu belgeleri 2007'de oturup yazmışlar" diye konuştu. Cezaevindeki durumundan da söz eden Yalçın, "Nohut, kuru fasulye, bulgur pilavı. Ye Allah ye. İçim kanıyor. Kanadı da zaten. 10 gün hastanede yoğun bakımda yattım" dedi. Cemaate yakın bir köşe yazarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yüksek Askeri Şura'da ustalığını göstereceğini" yazdığını belirten Yalçın, "Hançerin ucunda silahlı kuvvetleri duruyor. Yüksek Askeri Şura'da TSK şekillendirilecekmiş. Oraya oturan arkadaşlarımız şaibeli olacak" ifadelerini kullandı.

"KAZLAR BİLE GÜLER BUNA"

Suçlamaları reddeden sanık Yalçın, "Nerede imzam varsa hepsinin arkasındayım. Ortada illegal bir şey yok. Askeri bilirkişi raporları ortadadır. Savcılıkta yaptığım savunmamın arkasındayım. Benim adım Metin Yavuz Yalçın. Balyoz varsa söylerim. Bu böyle bilinsin. Ses kayıtlarımın, imzamın bütün icraatlarımın arkasındayım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.

"KİMSENİN YATAK ODASINA MİKROFON YERLEŞTİRMEDİK"

Sanık Metin Yavuz Yalçın'ın avukatı Salim Şen duruşma salonunun çeşitli yerlerinde bulunan ses toplama cihazlarına tepki gösterdi. Bu sözler üzerine mahkeme başkanı Ömer Diken, "Kimsenin yatak odasına mikrofon yerleştirmedik. Aleni bir duruşmadır. Mahkemenin güvenliği açısından ve mahkemeye karşı işlenen suçların tespit edilmesi için konulmuştur" dedi.

AVUKAT SAVCI KIRBAŞ'I ELEŞTİRDİ

Avukat Salim Şen sanıklara kanaat ve görüşlerinin sorulamayacağını belirterek, davada maddi delilin olmadığı için bu tarz sorular sorulduğunu savundu. Avukat Salim Şen, duruşma savcısı Savaş Kırbaş'ı eleştirerek, "Savcı Kırbaş sanıklara soruyor, 'Siz Çetin Doğan'ın yerinde olsaydınız böyle bir planı oynar mıydınız?' Bu tarz sorular çanak ve tuzak sorulardır. Bu tarz sorular sorulamaz. Düşünce ve kanaatleri ortaya çıkaracak tarzda sorular sorulmasın. Müvekkilim de bu tarz sorulara cevap vermeyecektir" diye konuştu. Duruşma savcısı Savaş Kırbaş, sanık Metin Yavuz Yalçın'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını okumasına avukat Salim Şen tepki gösterdi. Avukat Salim Şen, savcı ses kayıtlarını okuduğu sırada ayağa kalkarak, "Bu ses kayıtlarının davamızla ilgisi yoktur. Ses kaydının kime ait olduğu bile belli değildir. Ortam dinlemesiyle elde edilmiş bir yasak delildir" dedi. Bu sırada ayağa kalkan sanık Yalçın, savcının okuduğu ses kayıtlarıyla ilgili, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin verdiği kararını mahkeme heyetine gösterdi.

DURUŞMADA GEÇEN DİYOLOGLAR ŞU ŞEKİLDE:

-Avukat Selim Şen: Bu ses kayıtlarının davamızla ilgisi yok.
-Savcı Savaş Kırbaş: 5 dakika müsaade edin.
-Sanık Metin Yavuz Yalçın: Savcı Bey Samanyolu Televizyonu muhabiriyle mi konuşuyorsunuz?
-Hakim Ömer Diken: Cumhuriyet Savcısıyla bu şekilde konuşamazsınız? Konuşmalar dosyada delil olarak yer alıyor.
Burada kimse ya da hiçbir kurum adına değil Türkiye Cumhuriyeti adına yargılama yapıyoruz. Kişilerin memnun olup olmamasıyla ilgilenmeyiz. Biz kanunları uygularız. Savcı Bey'in sorusu bitsin itirazınızı yaparsınız.
-Savcı Savaş Kırbaş: Avukat bey konuşmaların hepsini okumuyorum atlayarak okuyorum.
-Avukat Selim Şen: Okuyun efendim hepsini sonuna kadar okuyun.
-Savcı Savaş Kırbaş (sanığa soruyor): Bu ses kaydı size mi ait ?
-Sanık Metin Yavuz Yalçın: Sorularınıza cevap vermiyorum.

HAKİM DİKEN, AVUKATI UYARDI

Avukat Şen savcı Kırbaş'ı eleştirmesi üzerine hakim Ömer Diken, eleştiri sınırlarını aşıyorsunuz. CMK 252 1-f (Duruşma disiplinini bozan sanık ya da avukatlara yönelik tedbire ilişkin) maddesini uygularız ve bundan da çekinmeyiz." uyarısında bulundu.

"BU BİR KONFERANS KONUŞMASIDIR"

Savcı Kırbaş, sanık Metin Yavuz Yalçın'a ait olduğu iddia edilen konuşmanın bir konferansta yapıldığını iddia ederek, "Yapılan konuşmayı da en az 18 askerin dinlediği tespit edilmiştir. Bu konuşmaların haberleşmenin gizliliğinin ihlal edildiği iddialarıyla ilgisi yoktur. Bu konuşmalar dosyada yer alıyor. Sorum yerindedir. Bu konuşmalar size mi ait?" dedi. Söz alan sanık Metin Yavuz Yalçın da ses kayıtlarının kendine ait olmadığını belirterek, "Bu konuşmalar bana ait değil hepsi monte edilmiş konuşmalardır" dedi. Duruşma tutuklu sanıkların savunmaların alınmasıyla devam ediyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!