Güncelleme Tarihi:
Aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu Balyoz davası sanıklarının avukatları ,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın Star Gazetesi'nde çıkan 'Kendi ülkesinin milli ordusuna, kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını, amaca ulaşmak için her yolu mubah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiği" yazısı üzerine Balyoz Davası'nın yeniden görülmesi için İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe sunmuştu.
Balyoz Davası'na bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yargılanma talebini karara bağladı. 11 sayfalık kararın sonuç kısmında, "Yargılanmanın yenilenmesini gerektirecek, yasal hiçbir neden gösterilmemiş olması nedeniyle CMK'nın 318. ve 319. maddeleri uyarınca kabulüne değer görülmeyerek reddine oybirliğiyle reddedildi" denildi.
İTİRAZ EDECEKLER
20 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatı Hüseyin Ersöz ile 16 yıl hapis cezasına çarptırılan ve geçtiğimiz günlerde tahliye edilmek için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e başvuran Rıfkı Durusoy’un avukatı Hakan Tunçkol karara itiraz edeceklerini söyledi.
YENİ HEYET OLUŞTURULDU
Balyoz davasının hükümlerince yapılan yeniden yargılanma talebine ilişkin daha önce verilen kararda imzası olan heyetin haricinde yeni bir heyet oluşturuldu. Heyette Aytekin Özanlı başkanlık yaparken Savaş Çelik ve Abdullah Öztürk de üye hakim olarak yer aldı.
KARAR ONANMAK SURETİYLE KESİNLEŞMİŞTİR
23 Ocak 2014 tarihli 11 sayfalık kararda şunlara yer aldı:
''Mahkememizin 2010/283 esas sayılı dava dosyası her aşaması denetime tabi, keyfilik ve kişisel eğilimlere dayalı tasarrufların en kısa sürede giderildiğini mekanizmalarla donatılmış bir yüksek yargı kurumu olan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesinin 09 Ekim 2013’de tarihli karar ile yeniden yargılama talebinde bulunan hükümlüler yönünden onanmak suretiyle kesinleşmişti. Bahse konu karar ile ilgili olarak adli denetim araçlarının tümünün etkin bir biçimde çalıştırıldığı izahtan varestedir.
MAHKEMELER ANAYASA HÜKMÜ İLE BAĞLIDIR
Mahkemeler, Anayasa’nın 138’inci maddesinde yer alan “Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa’ya kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci, veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunmaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştirmez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” hükmü ile bağlıdır. Mahkemelere bu hükmün anlam ve önemine inanç ile hareket etmektedir.
TOPLUMSAL BARIŞIN KORUNMASINA YARDIMCI OLUR
Yargılamanın yenilenmesi kurumu Ceza Muhakemesi Hukuku'nun(CMK) amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasına katkı sağladığı gibi adalet sistemine güvenin ve toplumsal barışın korunmasına da yardımcı olmaktadır. Hükmün infaz edilmiş olması veya hükümlünün ölümü, yargılamanın yenilenmesine engel değildir
İSTEM YASAL NEDEN VE DİLİLLERİ DE İÇERMELİDİR
CMK'nın 317. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemi bunun yasal nedenleri ile delillerini de içermelidir. Daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından inandırıcı bulunmadığı için değerlendirme dışı tutularak dikkate alınmayan delil ve olgular yeni değildir. Buradaki yenilikten anlaşılması gereken taraf bakımından değil, mahkeme bakımından olay ya da delinin yeni olmasıdır.
BELGELERİN GÜNCELLENMESİ MÜMKÜN GÖRÜLMÜŞTÜR
Ceza yargılamasının amacı olan maddi gerçeğe ulaşma ve gerçeğin şüphesiz biçimde ortaya çıkarılması çabaları kapsamında bu iddialar da değerlendirilmiştir. Sanıkların bu konuda somut, olgulara dayalı, tevsii tahkikata elverişli bir iddiaları bulunmadığı gibi, sanıkların tamamını hedefleyen makul bir sebep, gerekli bir husumet de tespit edilmemiştir. Çelişkiler 'konusu ise, delillerin bütünü ve özellikle darbe hazırlıklarının güncelleneceğine ilişkin talimatları içeren belgeler kapsamında ele alınmıştır. Buna göre, çelişkili olduğu iddia edilen belgeler de dahil olmak üzere tüm belgeler suç tarihinden ele geçirildiği tarihe kadar yaklaşık 7 yıl boyunca sanıkların ya da sanıklardan bu çalışmaları devralmış dava dışı kişilerin elinde kalmıştır. Delillerin bütünü karşısında; bu belgelerin aynı amaçla kısmen veya tamamen güncellenmiş olması mümkün görülmüştür.
ALEYHLERİNE ÇOK KUVVETLİ DELİLLER BULUNUYOR
Netice itibariyle; sadece ve sayıca çok az bazı dijital belgelere yöneltilen çelişki iddialarının, delillerin bütünü karşısında; bu komplo iddiasını haklı göstermekten çok uzak olduğu ve çelişkilerin kurgu eseri olduğu bir an için kabul edilecek olsa bile, bu durumun; suçun kabul edilen sübutuna ve niteliğine etki etmeyeceği kabul edilmiştir. Aleyhlerine çok kuvvetli deliller bulunan sanıklar ve müdafiilerin yargılamanın başından beri, yargılamanın konusunu darbeye teşebbüs suçundan başka alanlara çekmeye çalışmaları ve bunun için de en güçlü delillerle kanıtlanan hususlarda bile komplo iddialarını ısrarla gündeme getirmeleri göz önüne alındığında, yakalanmaları halinde kullanılmak üzere bizzat sanıklar tarafından bilerek yapıldığı ihtimalini de ortaya koymaktadır. Bu nedenle sanıkların, kendilerince hazırlanan bir darbe çalışmasında şu veya bu şekilde, bilerek veya bilmeyerek yaptıkları yanlışlar ve çelişkiler, tüm dosya göz önüne alındığında teşebbüs edilen darbe suçunun sübutunu etkilememektedir.
MAHKEMENİN RET KARARINA GEREKÇE OLAN CMK'NIN 318. VE 319. MADDELERİ
Madde 318 - (1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir. (2) 303 üncü Madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur. (3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir.
Madde 319 - (1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir. (2) Aksi hâlde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur. (3) Bu Madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.
DİLEKÇEDEN
Öte yandan avukatlar yeninden yargılanma talebine ilişkin mahkemeye sunulan dilekçelerde genel olarak şu ifadeler kullanılmıştı: Yalçın Akdoğan 24 Aralık 2013 tarihinde yayımlanan yazısında 'Kendi ülkesinin milli ordusuna, kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını, amaca ulaşmak için her yolu mubah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiğini...' şeklindeki tespitlerde bulunmuştur. Sayın Başbakanda son dönemlerde yaşanan gelişmeler hakkında yasal olmayan yapılanmaların örgütlerin olduğunu ve komplolar ürettiklerini açıklamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının ve Siyasi Başdanışmanının söyledikleri mutlaka bir temele ve somut tespitlere dayanmaktadır." denildi.