Güncelleme Tarihi:
MİKROFONLAR BİZİM KONTROLÜMÜZDE DEĞİLDİ
Mikrofonlar bizim kontrolümüzde değildi. İddia makamı istediği zaman mikrofona basıyor açılıyor. Bizim önümüzdeki mikrofonlar ise bastığımız zaman açılmıyordu. Burada mikrofona basıyorum açılıyor.
SÜRE VERİLMEDİ
920 sayfalık esas hakkındaki mütalaanın incelenmesi için yeterli süre verilmedi. Sadece 6 gün beyanda bulunmak için süre verilmiştir. 920 sayfalık mütalaanın sadece 30-40 sayfasını işiten tutuklu sanıklar, mütalaanın diğer kısımlarına ulaşamamışlardır. Esas hakkındaki mütalaanın verilmesinden sonra dosyaya yeni giren deliller tartışılmadı.
BAŞKAN BİZİ SALONDAN ATTI
Duruşmaya girmedik diye 102 avukat hakkında suç duyurusunda bulundu. Bizim görevimiz müvekkile karşı olmasına rağmen mahkeme görevini aşarak müvekkilin yerine geçerek müdafiler hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Mahkeme Başkanı sanık müdafileri salondan atmıştır. Sanıklara şikayet etmiştir.
KÜÇÜMSEDİ
Hakim Ömer Diken, 8 Mayıs 2012 tarihli oturumda savunma yapan bir sanık avukatına, “Bize tuttu ceza genel kitaplarından alınmış şeyleri yapıştıra yapıştıra da zamanının 2/3’ünü bu şekilde kullandı… Defaatle söyledim biz bunları çok okuduk…” demekten çekinmemiştir.
ÖĞRENCİNİN ÖDEVİNDEN ALINTI İDDİANAME
Müdafinin yaptığı savunmanın kitaplardan alıntı olduğunu söyleyerek küçümseyen Hakim Ömer Diken, ceza genel kitaplarından değil bir öğrencinin ödevinden alıntılarla hazırlanan iddianameyi kabul etmiş ve bu durum hakkında hiçbir beyanda bulunmamıştır.
SAVUNMA HAKKI KISITLANDI
Mahkeme salonunda yapılan düzenlemeler ile savunma hakkı kısıtlanmıştır. Avukatların kendileri arasında ve müvekkilleri ile yaptıkları konuşmaları tavandan sarkıtılan ses kaydedici cihazlar aracılığıyla dinlemiştir.
MÜVEKKİLLERİMİZLE YANYANA OTURAMADIK
Yüce Divan’da sanıklar ve müdafileri yan yana oturmaktadır. Silivri’deki duruşma salonunda katılanlar ile vekilleri yan yana oturmaktadır. Aynı salonda sanıklar ise etrafı çevrili bir bölmede oturtulmaktadır. Biz müvekkillerle görüşürken jandarma etrafımızı sardı. Masanın üzerinden atlayarak, müvekkille görüşmek için. Lütfen benim hakkımda suç duyurusunda bulunun dedim ve halen soruşturma devam etmektedir.
DURUŞMAYI TERK ETMEK ZORUNDA KALDIK
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adil yargılanma şartlarının sağlanmaması, CMK’dan doğan hakları kullanmalarının kanuna aykırı bir biçimde engelenmesi, savunma hakkının hiçe sayılması ve avukatların kişisel ve mesleki onurlarının zedelenmesi üzerine duruşma salonunda sadece şekli unsurların tamamlanması için bulunmak istemeyen müdafiler, yargılamayı terk etmek zorunda kalmışlardır.
DURUŞMAYA GETİRMEK İÇİN NAKİL İSTEDİLER
15 Haziran 2012’de tutuklu işte davanın nakli için Cumhuriyet savıcısı görüş bildirmek için dosyanın savcılığa gönderilmesini istedi. Ancak davanın nakli için beyanda bulunmak üzere talepte bulunan savcılık, 6 Ağustos 2012 tarihli duruşmada bu talebini geri almış ve esas hakkındaki mütalaasını bildirmek üzere süre istemiştir. Bu da sanık müdafilerinin duruşmaya katılmalarının sağlanması için iddia makamının böyle bir talepte bulunduğunu ortaya koymaktadır.
KATILMA TALEPLERİ HAKSIZ KABUL EDİLDİ
Abdurrahman Dilipak, Abdurrahman Koçoğlu, Hamza Türkmen, Rıdvan Kaya, Hukukçular Derneği ile Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği’nin davaya katılma talepleri tamamen hukuka aykırı olarak kabul edilmiştir. Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği mensupları, adil yargılamayı etkilemişlerdir.
MAHKEME KAPISINDA SANIKLARA HAKARET BİLDİRİSİ DAĞITILDI
19 Aralık 2010 tarihinde davanın görüldüğü mahkeme girişinde bir bildiri dağıtmıştır. Bu bildiride “Halk düşmanı Balyoz çetesi en ağır şekilde cezalandırılsın” şeklinde beyanlar yer aldığı ve içeriğinde sanıklar hakkında çok ağır ithamlar ve gerçek dışı suçlamalar bulunduğu görülmektedir.
BİR KISIM MEDYA KATILMA YÖNÜNDE TEŞVİK ETTİ
Ben 2003 yılında öğrenciydim. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden bir arkadaşıma telefon açtım, senin ismini gördüm telefon listesinde dedim. İnanamazsın beni bir gazeteden aradılar sizin isminiz telefon listesinde yer alıyor katılma talebinde bulunacak mısınız diye sordular. Bir kısım medya katılma yönünde teşvikte bulunmuştur.
SUÇTAN ZARAR GÖREN YOK
Balyoz davasında katılma talep edenlerin suçtan doğrudan gördükleri bir zarar yoktur. Somut bir delil de yoktur. Sanıklara atılı suç, darbeye teşebbüs etmektir.
DİJİTAL DELİL İSYANI: EZAN SESİ DIŞINDA NİYE SES YOK
BALYOZ Savunmasında avukat Kazım Yiğit Akalın dijital delillere de, "12 yaşındaki zıpır çocuklar bile değiştirebilir" diye isyan etti. Darbe belgelerinin gerçek değil oluşturulmuş, dijital delillerin ve seminerin ses kasetlerinin de orijinal değil sahte olduğunu savunan Akalın, "Dijital belgeler suç atfetmek için oluşturulmuştur.Hukuka aykırı delille mahkumiyet kararı verilemez. Karar bu gerekçeyle de bozulmalıdır. " dedi. Akalın şunları söyledi:
SES KASETLERİ SAHTE
Seminerin yapıldığı oda ses geçirmiyordu. O zaman ezan sesi nasıl geldi. Seminer üç gün olduğuna göre tek bir ezan sesi dışında bir ses yoktur. Bu da dosyada bulunan ses kasetlerinin seminerin yapıldığı sıradaki orijinal kasetleri olmadığını kanıtlamaktadır. Dijital deliller hukuka uygun değildir.
12 YAŞINDAKİ ZIPIR ÇOCUKLAR BİLE DEĞİŞTİREBİLİR
Dijital verilerde mahkeme ve emniyet şöyle bir yol izledi. World belgesinde son kaydeden Y. Akalin yazıyor. Mahkeme bunu Yiğit Akalın belgeyi yazdı diye kabul etmiştir. Bu ismi yazmak hiç iz bırakmadan yapmak o kadar kolaydır ki. 250 kişi sadece üst veri ile tutuklu dediğimiz zaman bütün bilirkişi uzmanları "Bunu çocuklar bile bilir. 12 yaşındaki zıpır çocuklar bile üst veriyi değiştirebilir" yanıtı vermişlerdir. Bu tip dijital delillerle ilgili en önemli sözleşme olan Siber Suçlar Sözleşmesi Türkiye'de hala yürürlükte değildir
YARIM SAATTE YAPARIM
Mahkeme bu dosyaların hazırlandığı Windows programının 2003 yılı programı olduğunu dikkate alıp bu dosyaların 2003 yılında hazırlandığı kabul etmiştir. Bana bir boş bilgisayar ve yarım saat verin 2003 yılı Windows programını, size yüklerim. Sanıklardan bilgisayar uzmanı biri bunu duruşmada 15 dakika içinde yapmıştır.
ISLAK İMZALI TEK BELGE VAR AMA
'Bursa ili belediye başkanları durumları' Yüksel Gürcan isimli sanık hazırlamıştı. Mahkeme, 'Bu dijital verilerin imzalı çıktıları bulunuyor' dedi.. Hepsi değil sadece bir tane. Bunu da Yüksel Gürcan tarafından kabul ediliyor. Tarihi de 12.09.2002 Bu bir istihbarat çalışması içeriğini eleştire bilirsiniz.
11 NO'LU CD SAHTE ÇÜNKÜ
Bu istihbarat belgesinin kağıt haili Gölcük'te bir tane imzalı belge çıktı. Mahkeme diyor ki 11 no'lu CD'de vardır. O zaman onlar da gerçektir. Ama 11 no'lu CD sahte. 11 no'lu CD'deki belge baka baka oluşturmuştur. O belgeleri Gölcük'teki belgeleri oluşturanlar oluşturmuştur. Nasıl mı? World hali ile imzalı halinde farklılıklar vardır. World halinde gizli ibaresi var imzalı halinde yok. World hali tekrar değiştirilebilir denebilir. Kağıttan bakarak World halini oluşturdukları gösterir kanıtta şudur. Eski printerla yazılmış belge.Her zaman bir aksaklık olur arada karışır. İmzalı belgede bu yaşanmıştır. 33 sıradaki kişide bir kelime okunamıyor. Ama kelimenin yaklaşık olduğu bakınca anlaşılıyor. Peki birebir aynı olduğu 11 CD'deki kelimede nasıl yazılıyor; 'ideolojik şekilde ihraç edildi'. Birebir aynı dedikleri tek belge de bu.
Duruşmaya saat 13.30'a kadar ara verildi.