Güncelleme Tarihi:
Haliç'e akan derelerin ıslahı ve gelen çöplerin belli noktalarda toplanıp temizlenmesiyle Haliç'in zifiri karanlık sularında gözle görülür bir temizlenme yaşanıyor. Balıkçı tezgahlarında neden sonra Haliç'te tutulmuş balıklar boy gösteriyor. Tayyip Erdoğan'la Haliç'te bir pazar gezisi yaptık.
Son iki yıl içinde yapılan çalışmalarla Haliç'teki kirlilik önemli ölçüde azaldı ve sudaki oksijen miktarı yükseldi. Ve bunun sonucunda, geçtiğimiz Ekim'den itibaren balıklar yeniden Haliç'e sökün etmeye başladı. Ayakapı'daki balıkçı tezgahında, son yirmi yıldan bu yana ilk kez Haliç'ten tutulan balıklar satılıyor. Profesyoneller kayıklarla ava çıkarken, oltacılar Cibali kıyısında mevzilendi. İstedik ki, Haliç'in bitkisel hayattan kurtulması için en çok çaba sarfedenlerden biri olan İstanbul eski Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la balık tutalım. Ve bu olayı fotoğraflayıp tarihe kayıt düşelim. Ama olmadı. Recep Tayyip Bey, bizimle görüşmek için Feshaneye'ye geldiğinde bir hafta süren ateşli bir hastalıktan yeni kalkmıştı. Palamut ve çinekop akını bittiği için oltayı daldırıp belki saatlerce kısmet beklemek gerekebilirdi. Doktoru, kış ayazında uzun süre kalmasını sakıncalı bulmuştu.
Üstelik, Büyükşehir Çevre Koruma Daire Başkanlığı da eski Başkan'a ‘‘Bu havalarda balık içeri girmeyebilir’’ yollu bir rapor vermişti. Erdoğan da, ‘‘Balık çıkmazsa, boş oltayla çekilen fotoğrafın altına gazeteci, 'Tayyip Erdoğan balık tutamadı' yollu bir not düşebilir’’ diye düşünmüş olmalıydı. Yani o tarihi fotoğrafı çekmemizin önünde, sağlık sorunu dışında bir de böylesi 'teknik' engeller vardı.
Tayyip Bey'le Ayvansaray-Eyüp arasındaki sahil şeridinde bulunan tarihi Feshane binasında buluştuk. Büyükşehir Belediyesi, Feshane'ye yeni bir kimlik kazandırmak için binanın restorasyonuna başlamış. Bu tarihi eserin sekiz bin metrekarelik alanının yarısı el sanatları satış merkezi olarak yeniden hayat kazanıyor. Diğer yarısı da kongre ve sergi salonu, lokanta, kafeterya gibi ünitelerin bulunduğu çok amaçlı bir kültür ve alışveriş merkezine dönüştürülüyor. Feshane'nin Haliç'teki değişime çok önemli bir katkı sağlayacağına inanan Erdoğan, binada kullanılacak vitraylardan, zemine döşenecek desenli taşlara kadar tüm malzemeyi kendisi seçmiş. Bizimle Feshane'de buluşmak istemesinin nedeni de hem söyleşi yapmak, hem de şantiyedeki durumu yerinde görmek. Erdoğan, en fazla şantiye gezen başkan olarak biliniyor. Arabasının bagajında daima bir çift çizme hazır tutuluyor. Makamını Ali Müfit Gürtüna'ya bırakmasına rağmen bagajdaki çizmeler duruyordu. Binayı gezmek için yola çıktığımızda bir çırpıda çizmeleri ayağına çekip, ‘‘Ben hazırım’’ dedi.
Feshane kıyısına bir iskele yapılıyor. Bitmek üzere olan iskeleye yanaşan tekneye binerken projenin mimarı Mehmet Ekiz bize dönüp, ‘‘Bu iskeleden kalkacak olan ilk geminin ilk yolcuları siz oluyorsunuz. Bu tarihi bir andır’’ dedi. Balık tutamamıştık ama hiç olmazsa başka bir tarihi an yakalayabilmiştik. Batuhan, anında deklanşöre basarak bu anı kayıt altına aldı. Haliç'in derelerle buluştuğu noktaya doğru yola çıktık. Bu bölgede, bundan iki yıl öncesine kadar su zifiri karanlıktı, şimdi oldukça açılmış. ‘‘Belki sadece yüzeyde böyledir’’ diye düşündüğümüzden pervanenin çevirdiği suya baktık ve o noktada suyun daha duru olduğunu gördük.
Haliç Adaları'nın bulunduğu alana geldiğimizde Erdoğan, ‘‘Şimdi size çok önemli birşey göstereceğim’’ diyerek denizi boydan boya bir şerit gibi kesen şamandralı bariyeri işaret etti. Tekne bariyere yaklaştıkça şaşkınlığımız arttı. Adalar, denizle derelerin birleştiği havzada yer alıyor. Bu bariyerle, Kağıthane ve Alibeyköy derelerinden gelen yüzey çöplerinin Haliç'e inmesinin önüne geçilmiş. Tonlarca çöpün bariyere takıldığına tanık olduk. Erdoğan, ‘‘Biriken çöpler, özel çöp motorlarıyla her hafta düzenli olarak temizlenecek. Burada gördükleriniz sadece bir hafta içinde birikmiş olanlar’’ dedi. Yanındakilerden biri, ‘‘Bu fikir Başkan'ın eseridir’’ dediğinde Erdoğan sesini çıkarmadı, ama dudağının kenarına belli belirsiz bir gurur tebessümü ilişti.
Nekahat döneminde olduğundan Tayyip Bey'in rengi soluktu ama projeleri anlatırken heyecanlandı, yüzüne renk geldi, gözleri parlamaya başladı. Cömert kış güneşinin altında yayılan Sütlüce parkında, birbirine sarılmış iki sevgili yürüyordu. Tayyip Bey, neşeyle onları göstererek ‘‘Bakın Haliç'te aşk başlıyor’’ dedi.