Balıkesir'de ölü bulunan iki kuzenin ölüm nedenleri bulunamıyor
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2006 14:26
Balıkesir'in Savaştepe ilçesinde, 21 Martta kaybolduktan sonra cesetleri bulunan iki kuzenin ölüm nedenlerinin, “cesetlerinin tanınamaz durumda olması yüzünden” henüz belirlenemediği bildirildi.
Kaybolduktan 44 gün sonra Çamurlu köyü yakınlarındaki menfezde bulunan Karacalar Köyü Mustafa Kangal İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencileri Tuğçe Yıldırım ve kuzeni Büşra Karabacak'ın cesetleri, Bursa Adli Tıp Kurumunda yapılan otopsinin ardından tek tabut içinde ailelerine teslim edildi.
“YETERLİ MATERYAL YOK”
Bursa Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri, Savaştepe'den gönderilen cesetlerden çeşitli materyaller aldıklarını, ancak ilk aşamada “ölüm nedenini ortaya koyacak” yeterli materyalin bulunmadığını belirttiler.
Çocukların kemiklerinden alınan materyallere DNA testi uygulanacağını, ayrıca ailelerinden kan alınarak çocukların kesin kimlik tespitlerinin yapılacağını anlatan yetkililer materyallerin bir kısmının İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderileceğini söylediler. Savcılık yetkilileri, “Bize geldiklerinde iskelet halindeydiler, dolayısıyla ölüm nedeniyle ilgili somut materyal yok. Biz burada kemiklerden materyaller aldık” dediler.
Yetkililer, çocukların organlarının alınıp alınmadığı yönündeki soru üzerine, “Cesetlerde organ yok, o yüzden alınıp alınmadığı konusunda bir şey dememiz zor. Adli tıp incelemesi sonucunda bunlar belirlenecek” diye konuştular.
Olayı soruşturan Savaştepe Cumhuriyet Savcısı İbrahim Murat Nizamoğlu da çocukların kesin ölüm nedenlerinin ve ölüm zamanının belirlenmesi için cesetleri Bursa'ya gönderdiklerini, Bursa Adli Tıp Kurumunun mevcut imkanlarla belirleyemediği şeylerin tespitinin İstanbul Adli Tıp Kurumunca yapılacağını kaydetti.
“SAÇLARI BİLE KOPARILMIŞ”
Çocukların, kayboldukları sırada “organ mafyası tarafından kaçırıldıklarına” ilişkin iddiaların değerlendirildiğini, ancak cesetler bulunduktan sonra yapılan ilk incelemede bu olasılığın azaldığını ifade eden Nizamoğlu, şöyle konuştu:
“Çocukların organlarının alındığını düşünmüyoruz. Büyük ihtimalle yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanmışlar.
Çocukların saçları bile yerinden koparılmış. Kafamızdan geçen her türlü ihtimali değerlendiriyoruz. İstihbarat birimleri de konuyla yakından ilgileniyorlar. Çocukların boğularak öldürülüp öldürülmediğine ilişkin incelemelerimiz de devam ediyor. Suçun işlenme nedeni, tecavüz, intikam duygusu olabilir, ama şu anda olayla ilgili resmi bir şüpheli yok.
Dolayısıyla gözaltı da söz konusu değil. Ölüm nedeniyle ilgili net bir şey söylemek bu aşamada zor.”
Nizamoğlu, olay yerindeki tüm delillerin değerlendirildiğini belirtirken, incelemelerin 1.5-2 ay sürebileceğini vurguladı.
“KENDİ ÇOCUKLARIM AKLIMA GELDİ”
Çocukların cesetlerinin bulunduğu yere gidince gördüğü manzaranın kendisini çok etkilediğine, o anda kendi çocuklarının aklına geldiğine işaret eden Nizamoğlu, “Bir baba olarak çocukları öyle görünce adeta
yıkıldım. Dilerim olayın faili ya da failleri en kısa zamanda bulunur ve en ağır şekilde cezalandırılır” dedi.
“YETERLİ MATERYAL YOK”
Bursa Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri, Savaştepe'den gönderilen cesetlerden çeşitli materyaller aldıklarını, ancak ilk aşamada “ölüm nedenini ortaya koyacak” yeterli materyalin bulunmadığını belirttiler.
Çocukların kemiklerinden alınan materyallere DNA testi uygulanacağını, ayrıca ailelerinden kan alınarak çocukların kesin kimlik tespitlerinin yapılacağını anlatan yetkililer materyallerin bir kısmının İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderileceğini söylediler. Savcılık yetkilileri, “Bize geldiklerinde iskelet halindeydiler, dolayısıyla ölüm nedeniyle ilgili somut materyal yok. Biz burada kemiklerden materyaller aldık” dediler.
Yetkililer, çocukların organlarının alınıp alınmadığı yönündeki soru üzerine, “Cesetlerde organ yok, o yüzden alınıp alınmadığı konusunda bir şey dememiz zor. Adli tıp incelemesi sonucunda bunlar belirlenecek” diye konuştular.
Olayı soruşturan Savaştepe Cumhuriyet Savcısı İbrahim Murat Nizamoğlu da çocukların kesin ölüm nedenlerinin ve ölüm zamanının belirlenmesi için cesetleri Bursa'ya gönderdiklerini, Bursa Adli Tıp Kurumunun mevcut imkanlarla belirleyemediği şeylerin tespitinin İstanbul Adli Tıp Kurumunca yapılacağını kaydetti.
“SAÇLARI BİLE KOPARILMIŞ”
Çocukların, kayboldukları sırada “organ mafyası tarafından kaçırıldıklarına” ilişkin iddiaların değerlendirildiğini, ancak cesetler bulunduktan sonra yapılan ilk incelemede bu olasılığın azaldığını ifade eden Nizamoğlu, şöyle konuştu:
“Çocukların organlarının alındığını düşünmüyoruz. Büyük ihtimalle yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanmışlar.
Çocukların saçları bile yerinden koparılmış. Kafamızdan geçen her türlü ihtimali değerlendiriyoruz. İstihbarat birimleri de konuyla yakından ilgileniyorlar. Çocukların boğularak öldürülüp öldürülmediğine ilişkin incelemelerimiz de devam ediyor. Suçun işlenme nedeni, tecavüz, intikam duygusu olabilir, ama şu anda olayla ilgili resmi bir şüpheli yok.
Dolayısıyla gözaltı da söz konusu değil. Ölüm nedeniyle ilgili net bir şey söylemek bu aşamada zor.”
Nizamoğlu, olay yerindeki tüm delillerin değerlendirildiğini belirtirken, incelemelerin 1.5-2 ay sürebileceğini vurguladı.
“KENDİ ÇOCUKLARIM AKLIMA GELDİ”
Çocukların cesetlerinin bulunduğu yere gidince gördüğü manzaranın kendisini çok etkilediğine, o anda kendi çocuklarının aklına geldiğine işaret eden Nizamoğlu, “Bir baba olarak çocukları öyle görünce adeta
yıkıldım. Dilerim olayın faili ya da failleri en kısa zamanda bulunur ve en ağır şekilde cezalandırılır” dedi.