Güncelleme Tarihi:
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) desteğiyle 3 yılı aşkın süredir 30 kurbağa türünden 6’sı üzerinde araştırma yapan AKÜ Doğa Koruma Biyoizlem Uygulama ve Araştırma Merkezi, Denizli’nin Işıklı ve Gökgöl göllerinde fabrika atıklarının yarattığı kirliliğe bağlı nedenlerle yaşandığı iddia edilen balık ölümlerine yönelik de araştırma yürütüyor.
SONUÇLAR KISA SÜREDE AÇIKLANACAK
Çalışma hakkında bilgi veren Merkez Müdürü Doç. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş, balık ölümlerinin kurbağaların da ölümüne neden olan virüslerden kaynaklanma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. Işıklı Göl’de su, kurbağa ve balıklardan aldıkları örneklerde genellikle kurbağalarda hastalığa neden olduğu tahmin edilen bir patojene (hastalığa neden olan her türlü organizma ve madde) rastladıklarını vurgulayan Doç. Dr. Erişmiş, araştırma sonuçlarını kısa sürede açıklayacaklarını kaydetti.
TAŞIYICI BELİRLENMELİ
TÜBİTAK destekli proje kapsamında Türkiye’de endemik ya da nesli tükenme tehlikesi altındaki 6 kurbağa türünü incelediklerini anlatan Doç. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş, şöyle dedi:
"Bu hastalığı, patojeni balık mı, kuşlar mı, kurbağa mı taşıyor bu bilinmiyor. Taşıyıcının hangisi olduğu araştırılmalı. Son 2 ay içinde 16 bin kilometre yol yaparak, sadece 6 kurbağa türünde çalışarak bu patojenleri tespit ettik. Bu patojenler diğer hayvan türlerini de etkiliyor, hasta edip, öldürebiliyor. Ancak biz projenin bütçesi nedeniyle sadece 6 kurbağa türü üzerinde inceleme yapabildik. Başta Orman ve Su İşleri Bakanlığımız olmak üzere bu konuda maddi destek verilirse kurbağa ve balık türleri üzerine de çalışmaları sürdürebiliriz."
2 HASTALIK TÜRÜ ARAŞTIRILIYOR
Işıklı Göl’de 3 yıldır çalışma yapan yüksek lisans öğrencisi Taner Yoldaş, gölden düzenli numuneler aldığını belirtirken, amfibiler (hem karada hem suda yaşayabilen hayvan) ve balıklar üzerinde hastalığa sebep olan 2 hastalığın araştırmasını yaptığını anlattı. Bu hastalıklardan ’chytridiomycosis’in özellikle amfibilerde kitlesel ölümlere neden olduğunu, ’ranavirus’ hastalığının ise hem balıklarda hem de amfibilerde ölümlere yol açtığını kaydeden Taner Yoldaş, gölden alınan örneklerde hem hastalıklara hem de hastalık kaynağı olan virüslere rastladıklarını vurguladı.
’YÜZDE 18- 20 ORANINDA YAYILMIŞ’
Hastalığa yol açan virüsün Işıklı Göl’de yüzde 18- 20 oranında yayıldığını vurgulayan Taner Yoldaş, "İncelemelerimiz süresince balık çiftliklerinin gitgide arttığını görüyorduk. Tabii ki balık ölümlerinde çevresel etkenler de etkili olabilir. Ancak gölde tespit ettiğimiz bu hastalıklar, balık ölümlerinin nedeninin ranaviral bir patojenik hastalık olduğunu düşünmemize yol açtı" dedi.
BEYŞEHİR GÖLÜ DE TEHLİKE ALTINDA
Projenin bir diğer ayağı olan ’Beyşehir ve Akşehir Gölleri’ araştırmasını üstlenen Pınar Ağyar ise benzer bir tehlikenin Beyşehir Gölü için de muhtemel olduğunu söyledi. Beyşehir’de de toplu balık ve kurbağa ölümleri yaşanabileceğini kaydeden Ağyar, "Beyşehir Gölü’nde yapılan çalışmalarda, 4 farklı bölgeden örnekler alarak inceleme yaptık. Beyşehir Gölü’nde ’chytridiomycosis’ hastalığını yüzde 50’ye varan oranda, ’ranavirus’ hastalığını ise yüzde 8- 9 oranında tespit ettik. Gökgöl’de yaşanan balık ölümlerinin Beyşehir Gölü için de yaşanması muhtemel" diye konuştu.