Balık bolluÄŸu herkesin yüzünü güldürdü

Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kişinin geçimini sağladığı balıkçılık sektörü, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri nedeniyle geçen yıl neredeyse iflasın eşiğine geldi.

1 Eylül 2001'de yeni av sezonunun başlaması üzerine, İstanbul Balık Müstahsilleri Derneği'ne kayıtlı 1600 balıkçı, İğneada, Kefken, Şile ve Zonguldak açıklarında avlanmaya başladı.

Palamut ve torikteki bereket, aldıkları borç ve kredileri ödemektezorluk çeken balıkçıları sevindirdi. Marmara Denizi'nde bolca çıkan hamsi de, ayrı bir sevinç kaynağı oldu.

Türk balıkçılık sektöründe en büyük üretici derneği olan İstanbul Balık Müstahsilleri Derneği'nin Müdürü Kemalettin Karaman, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, göçmen balıkların uğrak noktası olan denizlerimizin dibi ve üstünü iyi kullanmak gerektiğini söyledi.

Boğazlardan balık türlerinin geçişinin sağlanabilmesi için, deniz suyundaki oksijen oranının iyi olmasının önemine işaret eden Karaman, ayrıca fabrika ve yerleşim yeri atıklarının da rafine edilerek denize dökülmesinin sağlanması gerektiğini bildirdi.

Balık türlerinin yumurtalarını Türk karasularına bırakabilmeleri için gerekli şartların sağlanmasının önemine değinen Karaman, özellikle ilkbahar aylarında Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde avlanılmaması, trolle ve ışıkla balık avlamanın önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.

BALIK BOLLUÄžUNUN NEDENÄ° ALINAN TEDBÄ°RLER

Karasularının balıkların uğrak noktası haline gelebilmesi için  insan unsurunun çok büyük önemi olduğunu ifade eden Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Tanrı hiçbir ulusa bu kadar güzel denizi vermemiştir. Bizim de burayı elbirliğiyle korumamız gerekmektedir. Balık üretimi için çok büyük uğraş ve çalışma sarf edilmektedir. Bu nedenle üretimin ucuza mal edilmesi için tutuculara ucuz mazot verilmesi şart haline gelmiştir. Ayrıca, tamimlerde belirtilen yasak ve hususların yerine getirilmesi şarttır. Bunu da görevli kolluk kuvvetleri yapacaktır. Aksine davrananların bir daha balıkçılık yapamayacak şekilde cezalandırılmaları gerekmektedir. Yani Marmara'da ışıkla veya trolle avcılık yapılmaması için her türlü önlemin alınması şarttır.''

Bu yıl geçen yıla göre denizlerde bir kıpırdanma görüldüğünü anlatan Karaman, ''Balıkta kıpırdama olmasının nedeni, denizlerimizi biraz temiz tutmuş olmamız ve gerekli önlemleri almış olmamız'' dedi.

Balıkçıların Ekim ayının ikinci yarısından itibaren Marmara, Saros Körfezi'nin bir bölümü ve Ege Denizi'nde avlanmaya çıktıklarını hatırlatan Karaman, ''Bu sektör artık dışa açılmak zorundadır. Denizlerimiz artık balıkçılarımıza dar gelmektedir. Balıkçı ailelerinin üçer beÅŸer birleÅŸerek, devletimizin öncülüğünde okyanuslara açılması gerekmektedir'' ÅŸeklinde konuÅŸtu.Â
  Â
DENÄ°ZDEKÄ° BEREKETÄ°N TEZGAHA YANSIDI

İstanbullu balıkçıların denizde yüzünü güldüren palamut, torik ve hamsideki bereket, il genelinde tezgahlara da yansıdı. Balık halinde, havanın sıcak olduğu geçen hafta içerisinde bazı günler palamutun tanesi 500 bin liraya kadar düştü. Bu ucuzluk, başta Kumkapı'daki perakende balıkçı tezgahlarında da gözlendi.

Tezgahlarda palamutun tanesi 1.5-2 milyon liraya satılırken, satışların da oldukça iyi olduğu bildirildi. Ancak 27 Eylül Perşembe gününden itibaren, denizde şiddetli rüzgarolması, balık piyasasını etkileyerek, palamutun tanesinin Kumkapı'daki balıkçılarda 3 milyon liradan piyasaya sürülmesine yol açtı.

Marmara Denizi'nde bolca bulunan hamsinin kasası da, balık halinde1.5-2 milyona satışa sunuldu. Hamsinin perakende satış yapan balıkçılarda kilo fiyatı, 500 bin liraya kadar düştü.Â