Güncelleme Tarihi:
Bal, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve eski partisini eleştirdi.
''BU ASLINDA BİR DARBE''
Darbenin tanımını yapan Bal, "Unutmamak lazım darbe ne demektir. Meşru olmayan, yasada olmayan yollarla gücü elde etmektir. Biz tabi geleneksel olarak şunu düşünürüz. Televizyon ve radyolarda marşlar çalar, silah vardır, tanklar yürür ve dersiniz ki darbe. Başka şekilde de güç elde edilir ise yargı kontrol ediliyorsa bu da darbedir. Meşru olarak elde etmiyorsanız bir gücü bu bir darbedir. Demokrasilerde zaten böyle bir yol yoktur. Yasamanın yargıyı kontrolü diye bir yol yoktur. Ben bir demokrat bir insan olarak bu iktidarı çok savundum. Dedim ki yargı yerindelik denetimi yapamaz, hükümet yerine geçemez bu doğru değildir. Aynı şekilde demokrat bir insan olarak yine aynı yerde duruyorum ve diyorum ki yürütmede hükümette Meclis'teki gücünü arkasına alarak yargıyı kontrol edemez, ediyorsa, etmeye çalışıyorsa, ettiyse, bu gayri meşru şekilde gücü elde etmektir. Bu aslında bir darbedir" dedi.
''İYİ Kİ AK PARTİ'DEN AYRILDIM''
Bal, toplantıda şunları söyledi:
"İyi ki AK Parti'den ayrıldım diyorum. Benim ilkelerim var. Ben ilkeleri olan bir insanım. Siyasete girerken de ben kimseye yaranmak için siyasete girmedim. Sevdiğim milletime karşı ödevlerimi yerine getirmek için, beni seçenleri iyi temsil etmek için onların hissiyatlarına tercüman olabilmek için meclise girdim, siyasete girdim. Yoksa sürü mantığıyla ben A partisinin üyesiyim, A partisinin politikası neyse, lideri ne diyorsa onu alkışlarım, itaat ederim asla demedim ve hiçbir arkadaşıma da yakıştırmıyorum.
''PARTİNİN KAPATILMASINDAN KORKUYORLARDI''
Zira AK Parti'nin 1 ve 2'nci dönemine bakın ve 3'ncü dönemine bakın. Korkuları olan her zaman demokrattır. AK Parti 2002'de kurulduktan sonra kucağını açtı, 'sağa da, sola da, Alevi'ye de yer var' dedi. Ekonomik ve siyasi kriz vardı. Halk olumlu bir tepki gösterdi. Söyleme dikkat edin, demokrasi söylemi, vesayete karşı mücadele söylemi, dış siyasette barış söylemi hakimdi. Zira korkuları vardı partinin. Partisinin kapatılmasından korkuyordu, meşruiyet sorunu vardı askerden, Anayasa Mahkemesi'nden, HSYK'dan ve benzeri yapılardan çekincesi vardı. Ne zaman ki 2010 referandumu oldu, yapılar değişti, Anayasa Mahkemesi'nin, HSYK'nın yapısı değişti. Ne zaman ki korkular bitti size şunu söyleyeyim. Demokratlık zayıf iken değil, güçlüyken ortaya koyulabilecek hal ve tavırdır.
''BİR BAKTIM AK PARTİ'NİN İKTİDARI 2011'DEN SONRA BAŞLAMIŞ''
Ben siyasete girerken işte dedim hem iktidar, hem muktedir. Demokrasi, şeffaflık, hesap verebilirlik, vesayete karşı mücadele diyen, etkin bir siyaset diyen bu parti daha aktif olacak dedim ve bu yüzden girdim. Ama bir baktım ki AK Parti'nin iktidarı 2011'den sonra başlamış. Bırakın şeffaflığı, hesap verebilirliği Sayıştay'ın,medyanın haline bakın. Toplum dizaynı çalışması başladı. Herkesle barış içerisinde olmaya çalışan Türkiye gitti, radikal, kasaba meydanında siyaset yapan, keskin ve yalnızlaşan bir Türkiye geldi. Birinci ve ikinci dönemde yaptığı her şeyi yıkmaya çalışan bir AK Parti ile karşı karşıyayız. Ben kimsenin adamı değilim. Ben ilkelerin adamıyım. Öyleyse bu AK Parti antidemokratik adımlar atıyorsa eleştirmemiz çok normal, ayrılmamız da çok normal. Özellikle yolsuzluk iddiaları varsa benim ve benim gibilerinin tepki göstermesi ve ayrılması çok normaldir."
''İSPAT ETSİNLER VEKİLLİKTEN DE İSTİFA EDERİM''
Fethullah Gülen'in talimatı sonrası istifa ettiği iddiaları üzerine Bal, "Çamur at izi kalsın anlayışı ile hareket ediyorlar. Net bir şekilde söylüyorum. Ben demokrat ve hür düşünceli bir insanım. Bir daha hodri meydan diyorum ispat etsinler. Ben İdris Bal olarak istifa ettim. Gelsinler bir emirle talimatla istifa ettiğimi ispat etsinler vekillikten de istifa ederim" dedi.