Güncelleme Tarihi:
1904'te yaptığı Ab-ı Hayat Çeşmesi tablosu hemen hemen hiç tanınmaz. Daha doğrusu kısa bir süre öncesine kadar hiç tanınmazdı. Şimdi bu tablo Berlin'de Alte Nationalgalerie müzesinde Okuyan Arap adıyla ziyaretçi rekorları kırıyor. Sadece ziyaretçi rekoru mu? Tablo Almanya'da öteki müzeler için de bomba etkisi yaratmış ve Türk-Alman kültür alışverişi için bir milat olabilir deniliyor. Tablonun müzeye geliş macerası ve ziyaretçi akınının arkasında çok ilginci bir öykü yatıyor.
Tabloyu ben de geçen yıl keşfettim. Berlin'e daha yeni gelmiştim ve fırsat buldukça müzeleri geziyordum. Berlin'in en önemli müzelerinden Alte Nationalgalerie'ye girişte, sergi salonunun kapısında bir tablo dikkatimi çekti. Daha doğrusu kapının kenarında biraz kaybolmuş, kendini tam gösteremeyen bu tabloya beni daha ilk bakışta mıknatıs gibi çeken şark motifleri oldu. Koyu mavi bir zemin, sırtını sedef kakmalı sandığa dayamış, açık yeşil şark giysili kitap okuyan adam figürü, niş içinde akan bir çeşme, işlemeli para kesesi, yerdeki halı deseniyle ibrik motifli tablo, “Hey ziyaretçi! Bana bakmadan geçemezsin” diyordu. Ama asıl heyecanı tablonun altındaki imzayı görünce yaşadım. Tablonun altında Ahmet Hamdi Bey yazılıydı. Tabloda gururla ayakta kitap okuyan adam figürü de kendisiydi.
KİMDEN ÖĞRENDİK
Ertesi gün Berlin büromuzdaki arkadaşlara “Bu tabloyu haberleştirdiniz mi?” diye sordum. “Hayır” cevabını alınca, Ali Varlı'ya tabloyu haber yapmasını, müzeye ne zaman, nereden ve nasıl geldiğini araştırmasını tembihledim. Araştırma biraz zaman aldı. Tablonun müzeye nasıl geldiği konusunda pek doyurucu bilgi alamadık. Geçen yılın mayıs ayında Osman Hamdi Bey'in milyonlarca Euro değerindeki Okuyan Arap tablosunun Berlin'in en gözde müzelerinden Alte Nationalgalerie'de sergilendiğini okuyucularımıza duyurduk. Bu haberin tüm müzeler için nasıl bir bomba etkisi yarattığını, müzeler için nasıl yeni bir çığır açtığını bir yıl sonra ve önceki gün bir Alman gazetesinden öğrendik.
AKIN AKIN
Almanya'nın ciddi gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung perşembe günkü sayısında Prusya Müzesinde bir Türk başlıklı bir makale yayınladı. “Bazen bir resim her şeyi değiştirebilir” diye başlayan makalede, müze müdürü Philipp Demandt diyor ki: Hürriyet Gazetesi bir haber yaptı, müzemiz Osman Hamdi Bey'in tablosunu görmek isteyen Türk ziyaretçilerin akınına uğradı. Müze, Osman Hamdi Bey'in tablosu önünde fotoğraf çektirmek isteyen damat ve gelin adayları, grup halinde gelen Türk ziyaretçilerle dolup taşıyor. Onları müzede Türkçe selamlıyorum. Rüyamda görsem inanmazdım. Şimdiye kadar gelen ziyaretçi sayısı ise belli değil.
Tablonun müzeye geliş macerasını da yine bu sayede öğrendik. Meğer Ab-ı Hayat Çeşmesi ya da Almanca Okuyan Arap anlamına gelen Lesender Araber tablosu İstanbul'da Alman Başkonsolosluğu'nda bir köşede unutulup gitmiş. Müze müdürü Philipp Demandt tabloyu iki yıl önce görünce, daha ilk bakışta çok heyecanlanmış ve Berlin'e getirtmiş. 2 metre boyunda, 1.5 metre enindeki tabloyu müzeye girişte sergi salonunun kapısına astırmış. “İyi ki getirmişim bu tabloyu” diyor, müze müdürü. Sadece çok ziyaretçi çekmiş olmasından değil. Bu tablo göçmenleri müzeye nasıl çekeriz diye kara kara düşünen müze müdürleri için yeni bir çığır, Türkiye Almanya arasında kültür değiş tokuşu için de bir ufuk açmış: Müzelerde göçmenlerin kültür miraslarına daha çok yer vermek. Bu, sadece Türk ziyaretçi çekmekle sınırlı kalmayıp Alman ziyaretçilerin de Türk kültürüne açılmasına, ona aşina olmasına aracılık eder. Bazen bir resim ve Hürriyet'te çıkan bir haber neler değiştiriyor.