Bakanlıktan ‘taş’ açıklaması: Eser ayrımı yapmıyoruz
Güncelleme Tarihi:
3 parça tarihi eserin Antalya’dan Belçika’ya kaçırılmak istenmesinin yankıları sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz, Bakanlık olarak eserlerde ayrım yapmadıklarını, tüm kültür varlıklarını eşit şekilde koruduklarını söyledi.
Antalya Manavgat’a tatil için gelen Belçikalı Kim ve Warre Mergits çifti, 16 Eylül’de ülkelerine dönmek üzere Antalya Havalimanı’na gitti. X-ray cihazında Warre Mergits’in valizinde, kıyafetlerin arasına sarılmış 3 parça yabancı cisim tespit edildi. Valiz açıldığında görevliler önce poşete sonra kıyafetlere sarılan 3 adet mermer parçanın valizde olduğunu gördü. Çift oradaki polislere “Biz bunları deniz kıyısında ve çevrede gezerken bulduk. Hatıra için aldık ve evimizdeki akvaryumumuza koyacağız” dedi.
Çift tarihi eser kaçakçılığı şüphesiyle gözaltına alınırken, mermer parçaları Antalya Cumhuriyet Savcılığı talimatıyla uzmanlarca incelenmesi için Antalya Müze Müdürlüğü’ne gönderildi. Müze Nöbetçi Amirliği’nde yapılan incelemede 1 adet bezemeli mermer parçası ile 2 adet mermer parçasının Roma Dönemi’ne ait olduğu ve 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında olduğu tespit edildi. Tespitin hemen ardından mahkemeye çıkarılan iki turist, her gün imza vermek şartıyla serbest bırakıldı. Belçikalı çifte yurtdışına çıkma yasağı da getirildi. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı da deliller üzerinden iddianame hazırlanması için harekete geçti. Söz konusu taşlar da Antalya Müzesi’nde koruma altına alındı.
‘ÜLKE DIŞINA ÇIKARILAMAZ’
Olayın yankıları Avrupa ve Türk basınında sürerken Hürriyet’e konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Ülkemizde kültür varlıkları 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile korunmaktadır. Yasal düzenlemelere göre kültür varlıklarımızın ülkemiz dışına çıkarılması yasaklanmıştır. Ülkemiz kültür varlıkları yönüyle zengin bir ülkedir ancak bu sonsuz kaynaklara sahip olduğumuz anlamına gelmez. Bizlere sıradan gözüken bir parça aslında önemli bir eserin mimari öğesi durumunda olabilir. Bu sebeple kanunumuz eserler arasında ebat, ağırlık, dekoratif eleman ayrımı yapmaz, tüm kültür varlıklarını eşit şekilde korur. Türkiye’deki kanunun benzerlerini pek çok başka köken ülkede de görmek mümkün. Bizler kamu olarak kanunu yürütmekteki günlük görevimizi yapmış bulunuyoruz. Gerisi tamamen Türk yargısının alacağı kararla devam edecek bir süreç.”