Güncelleme Tarihi:
İçişleri Bakanı Tantan, Bakırköy ve İstanbul DGM Başsavcılıkları’na Çakıcı'yı sorgulamak için yaptıkları başvurunun belgesini açıklarken, Adalet Bakanı Türk, ‘‘Bu konuda anılan cumhuriyet başsavcılıklarına resmi bir başvuru yapılmamıştır’’ dedi. Türk, Tantan'ı ‘‘politika yapmakla’’ suçladı. İki bakan arasında sorgulama savaşı çıktı.
FRANSA'dan Türkiye'ye iade edilen Alattin Çakıcı'ya sorgulama yapılmaması Adalet ve İçişleri bakanları arasında savaşa neden oldu. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Çakıcı'yı sorgulamak için Bakırköy ve DGM Başsavcılıkları’na yaptıkları başvuruyu belgesi ile ortaya koyarken, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, dün düzenlediği basın toplantısında böyle bir başvurunun olmadığını ileri sürdü.
Ancak Türk, Çakıcı geldiği gün savcılıklara ‘‘sorgulamadan tutuklayın’’ talimatı verdiğini de şöyle açıkladı:
‘‘Adı geçenin Atatürk Havalimanı'na getirileceği ve yapılacak işlem ayrıntılı şekilde bildirilmiş ve İstanbul DGM'nin 14 Temmuz 1997 tarihli gıyabi tutuklama müzekkeresinin vicahiye çevrilerek, Kartal Cezaevi'ne sevki talep edilmiştir.’’
EMNİYET’İN BAŞVURUSU
Sorgulama başvurusuyla ortaya çıkan tartışmanın, Emniyet'ten savcılıklara giden ‘‘sorgulama arzusu’’ belgesinin yazımından kaynaklandığı ileri sürüldü. Emniyet'in 13 Aralık tarihli başvurusunda, ‘‘Çakıcı hakkında yapılması gereken işlemlerin ivedi olarak bildirilmesi hususunu arz ederim’’ denildiği, bunun da sorgulama talebi anlamına gelmediği iddiası ortaya atıldı.
Nitekim Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de dünkü basın toplantısında, ‘‘Bu konuda anılan cumhuriyet başsavcılıklarına resmi bir başvuru yapılmamıştır. Bu konudaki görüşmeler adı geçen hakkında yapılması gereken işlemlerle ilgili hukuki durumun değerlendirilmesiyle sınırlı kalmıştır’’ dedi. İçişleri Bakanlığı üst düzey yöneticilerinden biri ise bu iddialara şu karşılığı verdi:
‘‘CMUK gereği polis savcının emrindedir. Savcıya sorgulama arzusunu polis yıllardır bu üslupla bildirilir. Kaldı ki şifahi olarak defalarca her iki savcıya da sorgulama talebimizi ilettik. Ama her ikisi de ‘Adalet Bakanlığı'nın talimatı var yapamayız' dediler.’’
Aynı yönetici, Bakan Türk’ün savcılara talimat verdiğini itiraf ettiğini de hatırlattı ve şöyle dedi:
‘‘Anayasa ve CMUK gereği yargı bağımsızlığı var. Kimse savcılara dosya ile ilgili emir veremez. Sorgulamayı yapaması gereken de savcıdır. Buna rağmen biz talebimizi defalarca ilettik.’’
TÜRK'TEN ŞOK İMA
Türk, basın toplantısında Çakıcı'nın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi'nde 7 saat boyunca sorgulandığı yolunda haberler çıktığını belirterek, Çakıcı ile polisin pazarlık yapmış olabileceğini ima etti. Türk, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ı suçlarken, ‘‘Bu olayın bizim tarafımızdan iç politika malzemesi olarak kullanılması söz konusu değil ama bazılarının kullandığı açıkça görülmektedir’’ dedi.
KAÇIRILAN FIRSAT YOK
Çakıcı'nın, aralarında Türkbank ihalesi de bulunan dört dosyadan daha yargılanması için Fransa'dan muvaffakat isteneceğini, Fransa'nın da muvafakat vermemesi için hiçbir neden bulunmadığını belirten Türk, ‘‘Bu konuda kaçırılmış veya kaybedilmiş bir fırsat söz konusu değildir’’ dedi.
İÇİŞLERİ’NİN TEPKİSİ
Türk, hemen ardından da Çakıcı'nın Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi gereği sadece iade kapsamındaki suçlardan ‘takip ve muhakame edilebileceğini’ yineledi ve ‘‘Emniyet görevlileri tarafından bu davalarla ilgili sorgulama yapılmasına gerek yoktur. Çünkü kendisinin sorgulanması bu davalara bakmakla görevli mahkemelerce zaten yapılacaktır’’ diye konuştu.
Bu sözleri de İçişleri'nin tepkisini çekti. Bakanlık yöneticisi şöyle devam etti:
‘‘Sayın Bakan hem talimat verdim sorgulatmadım diyor, ardından zaten gerek yoktu diyor. Ardından ‘Emniyet'te 7 saat kaldı ne yaptılar?' sorusunu yöneltiyor. Sayın Türk, her şeyi itiraf ediyor, tartışmaya gerek yok.’’
İÇİŞLERİ Bakanı Sadettin Tantan'ın, Alattin Çakıcı'nın sorgulanması talebiyle Bakırköy ve İstanbul DGM'ye gönderdiklerini açıkladığı belge tartışma yarattı. Çakıcı'nın 13 Aralık Pazartesi günü Türkiye'ye geldiği dakikalarda iki savcılığa gönderilen belge şöyle:
‘‘İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na 13 Aralık 1999
İlgi... sayı... ile ülkemizde işlediği değişik suçlardan ve gıyabi tutuklu olarak iadesi amacıyla uluslararası düzeyde aranmakta iken 17.8.1999 tarihinde Fransa'nın Nice Kenti’nde yakalanarak Fransız mahkemesinde yargılanıp ülkemize iadesi yapılan Ali ve Şakire oğlu 1953 doğumlu Alaattin Çakıcı, pazartesi günü (bugün) Fransa Paris'ten teslim alınarak aynı gün saat 23.00 sıralarında iliniz elamanları tarafından teslim alınacaktır. Adı geçen Alaattin Çakıcı hakkında yapılması gereken işlemlerin ivedi olarak bildirilmesi hususunu arz ederim.
(Not: Aynı belge aynı tarihte İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne de gönderildi...)’’
İsyanda 2'nci müdür parmağı
BAYRAMPAŞA Cezaevi'nde önceki gün B-2 koğuşunda kalan cinayet ve uyuşturucu suçundan tutuklu mahkûmların fırını yaktıkları isyandan Cezaevi 2'inci Müdürü İdris Koçbey'in sorumlu olduğu ileri sürüldü. İsyan sırasında cezaevi yönetimiyle gürüşen 4 mahkûm temsilcisi, Koğuş Mümessili Cuma Kılıç'tan, sevkini önlemek için 5 bin mark aldığını iddia ettikleri 2'nci Müdür Koçbey'in sözünde durmaması nedeniyle eyleme geçtiklerini söylediği belirtildi.
Yatakları da ateşe veren ve LPG tüpüne hortum bağlayıp alev makinesi yapan mahkumlardan 4 kişi, isyan sırasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici ve cezaevi yönetimiyle görüştü. Temsilciler, Hakkari'ye atanan 2'nci Müdür İdris Koçbey'in, sevki çıkan Cuma Kılıç'tan bunu önlemesi karşılğında 5 bin mark aldığını ileri sürdü. Ancak müdürün sözünde durmadığını ve Cuma Kılıç'ın sevk edildiğini söyleyen mahkûmlar bunun üzerine isyan çıkardıklarını belirtti.
İsyandan önce jandarma tarafından koğuştan çıkarılarak Afyon Cezaevi'ne gönderilen Cuma Kılıç'ın mümessil olmadan önce mahkûmlara takım elbise ve iç çamaşırı sattığı, PKK eğilimlilerinin bulunduğu fırın koğuşuna hakimiyet sağlamak amacıyla gönderildiği belirlendi.
Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici, dün Bayrampaşa Cezaevi'ne gelerek incelemeler yaptı. Hasar tespit çalışmalarının yapıldığı Bayrampaşa Cezaevi'nde fırın koğuşunun tamamen kaldırılmasına karar verildi. Cezaevi yönetimi ise, dün Eyüp Cumhuriyet Savcılığı'na eylemlere katılan 50 mahkûm hakkında suç duyurusunda bulundu.
Çakıcı'nın maltasına kameralı gözaltı
Çakıcı'nın Fransa'dan iadesi sırasında yaptığı tehdit dolu açıklamasında yer alan, ‘‘maltalarda hesaplaşabiliriz’’ sözü üzerine Adalet Bakanlığı önlem aldı. Dün bir basın toplantısı düzenleyen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Çakıcı'nın kaldığı koğuşun maltasına (cezaevi koridoru) 24 saat çalışan güvenlik kamerası yerleştirildiğini açıkladı. Kartal Cezaevi'nde özel bir koğuşta tek başına kalan Çakıcı'ya cezaevinde ayrıcalık yapılmadığını belirten Bakan Türk, gazetecilerin, ‘‘Sabancı katili Duyar gibi bir oldubittiye kurban gitmemesi için Çakıcı'nın güvenliği için özel güvenlik önlemi alındı mı?’’ sorusu üzerine, koğuşun maltasına kamera yerleştirildiğini açıkladı. Türk, Çakıcı'nın iade dosyasından Türbank ihalesine fesat karıştırma olayının çıkarıldığı ve cezaevinde Evcil ile görüştüğü ve avukatı ile padişah sofrası kurup iftar yaptığı ve beş saat görüştüğü haberlerini de yalanladı.
Bakan Sami Türk de çocuklara sahip çıktı
İSTANBUL'da ‘öğretmen istiyoruz’ pankartı açtıkları için yargılanan küçük öğrencilere Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de sahip çıktı. Türk, dün düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin, ‘‘Çakıcı gibi suçlular sorgulanamazken, ilkokul öğrencileri neden pankart açtılar diye beş yılla yargılanıyorlar’’ sorusu üzerine, ‘‘Bu durum yargılama sisteminden kaynaklanıyor. Hukuk sisteminin yeni baştan gözden geçirilmesi söz konusu olayları ortadan kaldıracak’’ itirafında bulundu. Türk, ocak ayında toplanacak yeni komisyonun TCK'da çocuk suçluluğunu çağdaş ceza anlayışına uygun olarak ele alacağını ve hürriyeti bağlayıcı cezaları yeniden düzenleyeceğini söyledi. Türk, ‘‘Hukuk sisteminin mükemmel olduğu iddia edilemez. Hiç kimse yasalar önünde ayrıcalıklı işleme tabi tutulumaz. Hukukun herkes için eşit işlemesi sağlanmalıdır’’ dedi.