Bakanın çamaşır makinesi yürüdü

Güncelleme Tarihi:

Bakanın çamaşır makinesi yürüdü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2001 00:00

Arçelik, kurumsal tarihini ‘‘Mamülattan Marka’’ya baÅŸlıklı kitapta topladı. Kitap o kadar objektif bakış açısıyla hazırlanmış ki, ‘‘yürüyen çamaşır makinesi’’ de Arçelik yöneticileri tarafından ayrıntılı olarak anlatılıyor. Bunun bir üretim hatası olduÄŸu cesaretle kabul ediliyor.Arçelik'in ‘‘Mamülattan Markaya’’ adlı Kurum Tarihi kitabı, Arçelik özelinde Türk sanayiinin bebeklik, emekleme ve büyüme serüvenini sergiliyor. Kitap tabii olarak Arçelik'in ne kadar önemli ve bugün global rekabette ne kadar baÅŸarılı olduÄŸunu vurguluyor, ancak içinde öyle anılar var ki ‘‘emekleme döneminde’’ yaÅŸanan bazı üretim hataları da itiraf ediliyor. ÖrneÄŸin, Arçelik'in ünlü ‘‘yürüyen çamaşır makinesi’’ de kitapta yer alıyor. Yürüyen makinenin maÄŸdurları arasında Can Kıraç ve dönemin sanayi bakanının karısı da var. 1980'de Koç Holding A.Åž., Personel ve Endüstri Ä°liÅŸkileri BaÅŸkan Yardımcısı olan Metin Ä°plikçi yürüyen çamaşır makinesiyle ilgili anısını şöyle anlatıyor: ‘‘İlk otomatik çamaşır makinemiz, Ä°talya'da yapılmış bir General Electric modeliydi... Bu makine biraz gezerdi. Balans ayarı tutturulamadığı için sıkmaya geçtiÄŸinde tir tir titrer ve yürümeye baÅŸlar, ortalıkta dolaşırdı. Aksilik bu ya Sanayi Bakanı'nın hanımına da vermiÅŸtik bir tane; bir gün bana takılıp, (yahu bu sizin makine geziyor) dedi. Ne diyeceÄŸim, (Fena mı hanımefendi, evde çamaşır yıkarken makinenin başında durup da canınız sıkılacağına, salon, yatak odası dolaşırsınız. Biraz gezmiÅŸ olursunuz) dedim. Yürüyen çamaşır makinesi adım adım geliÅŸme sürecinde bir evreydi ve Arçelik tarihinde örneÄŸine pek rastlamayan bir hatalı üretimdi’’.O BAKAN MEHMET TURGUT MU?Metin Ä°plikçi'nin ilginç ‘‘yürüyen makine’’ diyaloÄŸunu yaÅŸadığı bakan eÅŸinin 1965-1969 tarihleri arasında Demirel Hükümeti'nde Sanayi ve Ticaret Bakanı olan Mehmet Turgut olma ihtimali yüksek. Mehmet Turgut, sözkonusu bakanlık döneminde ülkenin en önemli sanayicisi konumundaki Vehbi Koç ile baÅŸka üretim alanlarında da ilginç anılara ortak olmuÅŸtu.Arçelik tarihinde yürüyen makineden önce bir de çarpan çamaşır makinesi hikayesi var. Mustafa Berker'in anlattığı çarpan makine anısı da şöyle:‘‘Sattığımız ilk çamaşır makineleri bir kaç hanımı çarptı ve ÅŸikayetle oldu. Çünkü normal prizler çamaşır makinelerinin çektiÄŸi elektriÄŸi taşıyamıyordu. Türkiye'de evlere ilk kez bir elektrikli alet giriyordu. Biz de araÅŸtırdık ve gittiÄŸimiz evlerdeki çamaşır makinelerini topraklı prizlere baÄŸladık.’’Can Kıraç: Ãœstüne oturdum yine yürüdü Bakan eÅŸi gibi Can Kıraç da yürüyen çamaşır makinesinin ilk maÄŸdurlarından. Kıraç da ‘‘yürüyen çamaşır makinesi’’ni ÅŸakayla karışık anlatıyor:‘‘Yaz tatillerimde ÇeÅŸme'ye giderdim. Oradaki eve bir Arçelik otomatik çamaşır makinesi almıştım. Çamaşır yıkama sorumluluÄŸunu da ben üstlenmiÅŸtim. Ne vakit çamaşır yıkasam komÅŸular gelir beni seyrederdi. Çünkü makineyi bahçeye çıkarırdım. Ve abartmıyorum, yürümesin diye üstüne oturmuÅŸum, ama makinenin beni dinlediÄŸi yok, bir yandan bahçeyi turlayıp bir yandan çamaşır yıkıyoruz. Olayı Vehbi Bey'e anlattığım zaman (niye servise haber vermedin) dedi. Ben de (servise haber verdim ama beni çok mahcup ettiler, yeni bir makineyle deÄŸiÅŸtirdiler) dedim.’’Duayı da ben ederim, bir kutu çikolata yeterAydın Boysan anlatıyor:‘‘1 Ekim 1954 Arçelik Sütlüce Fabrikası'nın temelini atacağız. Tören bir Cuma günü öğleye doÄŸru yapılıyor. Temel atma için malzeme hazır, yer kazılmış. Hoca'ya bakıldı sonra, gelip de duasını yapsın diye ama hoca ortada yok. Biz (hoca nerde diye) bakınırken, Vehbi Bey, (bırakın duayı da ben ederim) dedi. Kurbanlar kesildi. Sonra da çikolata dağıtıldı. Adnan Berkay getirmiÅŸ çikolatayı. Biz de bir kutu getirmiÅŸiz... Vehbi Bey iki kutuyu görünce, Adnan Bey'e iÅŸaret etti hemen. (onu kaldır bir kutu yeter) diye.’’Gözünüz doymamış, dağı taşı almışsınızÇayırova Fabrikası'nın kuruluÅŸ öyküsünde merhum Vehbi Koç'un arsa alımı sırasında yaptığı çıkış Aydın Boysan tarafından anlatılıyor: ‘‘Ekim idi yanılmıyorsam; çünkü baharda Çayırova'daki arsa alınmıştı. 1965 genel seçimlerinden bir gün önceydi. Vehbi Bey aldığımız arsayı görmek istedi ve gideceÄŸiz. Çayırova'da tam 700 dönüm yer almışız. Çünkü Haliç'te Sütlüce'de boÄŸulmuÅŸuz ya bir kere. Metrekaresini 226 kuruÅŸtan almışız. Vehbi Bey ise sadece arsaya verdiÄŸimiz toplam 1.5 milyon lirayı biliyor. Arsayı hiç görmemiÅŸ. Arsayı dolaÅŸtık dolaÅŸtık, 700 dönüm git git bitmiyor. Vehbi Bey şöyle bir durdu: (Gözünüz doymamış, dağı taşı satın almışsınız) dedi.’’EÅŸek asansöre bininceYine Aydın Boysan'ın anlattığına göre fabrikada katlar arasında irtibat asansörle saÄŸlanıyormu ve yemekhane de dördüncü kattaymış. O dönemde ekmekler fabrikaya eÅŸeklerle taşınırmış. Sonra tekerlekli arabalara boÅŸaltılırmış ve dördüncü kata çıkarılırmış. Boysan şöyle devam ediyor: ‘‘Çalışanlar arasında çok sevimli ama hınzır bir Hızır Bey vardı. Vahit Bey adındaki ÅŸefine diyor ki (eÅŸek geliyor ekmeÄŸi boÅŸaltıyor, sonra biz yemekhaneye çıkarıyoruz. Sonra orada bir daha boÅŸaltıyoruz. Öyle yapacağımıza asansör nasıl olsa 1 tonluk, ekmeÄŸi eÅŸekle birlikte çıkaralım bir kerede boÅŸaltalım. Daha rantabl çalışalım) Vahit Bey de peki diyor ama o da hınzır. Bir eÅŸek asansöre alındı. Ama asansör hareket edince eÅŸek celallendi. Asansörde çifte atmaya baÅŸladı. Asansör görevlesi kaçacak delik arıyor. Ä°kinci katta eÅŸeÄŸi asansörden çıkardık. 20 kiÅŸi eÅŸeÄŸi merdivenlerden aÅŸağı güç bela indirdik. Ertesi gün Lütfi Bey geldi. Asansör'ün içi pek içaçıcı deÄŸil. Lütfü Bey sordu (hangi hayvan yaptı bunu). Yanındaki işçi de (eÅŸek yaptı) diyor. Tabii Lütfü Bey aklının ucundan bile geçirmiyor gerçek eÅŸeÄŸin yapmış olacağını ve yine soruyor (Yahu anladım eÅŸek.. ama hangi eÅŸek?)’’.Suna Kıraç'a ‘Vakıf Dostları Onur Ödülü’ Vakıflar Haftası Kutlama Yönergesi kapsamında, Ä°stanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce düzenlenen ‘‘19'uncu Vakıflar Haftası’’nın açılış gecesinde, Koç Holding Yönetim Kurulu ve Ä°cra Komitesi BaÅŸkan Yardımcısı Suna Kıraç'a kiÅŸi kategorisinde, Elginkan Vakfı'na ise kurum kategorisinde ‘Vakıf Dostları Onur Ödülü’ verildi. Rahatsızlığı nedeniyle geceye katılamayan Suna Kıraç'ın plaketini kızı Ä°pek Kıraç'a Ä°stanbul Valisi Erol Çakır verdi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!