Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın dört günlük Kosova ve Bosna-Hersek ziyareti bir gerçeği de ortaya çıkardı;
Türkiye’de Fethullah Gülen okulları adıyla tanınan eğitim kurumlarının Balkanlar’daki müthiş gücünü;
Sadece Bosna’da 7 ilk ve orta dereceli okul, iki de üniversite var. Kosova’da da bu okullar yoğun olarak faaliyette.
AKP hükümetinin daha iktidarının ilk gününden itibaren yurtdışındaki bu okullara verdiği önem, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün tüm Büyükelçiliklere gönderdiği genelgeyle ortaya çıkmıştı. Gül, 2003 tarihli genelgesinde yurtdışında görev yapan Büyükelçilerden kamuoyunda “Fehtullah okulları” adıyla bilinen okulların, “Türk okulu” olarak görülmesini ve buna uygun şekilde davranılmasını istemişti.
KIZ ÖĞRENCİLERİN ÇOĞU TÜRBANLI
Bosna Hersek’teki programda da “sivil toplum okulu” ziyareti vardı;
Bu kez ziyaret edilen yer, bir üniversite oldu. Uluslar arası Saraybosna Ünivesirtesi adıyla eğitim veren okulda, yaklaşık bin öğrenci var ve bu öğrencilerin çok büyük bir bölümü Türkiye’den gelen, Türk vatandaşları.
Okula ilişkin en ilginç gözlem, büyük çoğunluğu Türkiye’den gelen kız öğrencilerin hemen hepsinin türbanlı oluşu. Erkek öğrencilerde ise, Peygamber sünneti olan kirli sakal hakim.
Kız öğrencilerle ayaküstü sohbetimizde, Türkiye’de türbanla üniversiteye gidememelerinin, bu üniversiteyi tercih etmelerinde önemli etkenlerden biri olduğu öğreniyoruz.
Ve ilginç bir gözlem daha; türbanlı kız öğrencilerinin çoğu mühendislik okumayı tercih etmiş durumda.
CUMA NAMAZI “GAYRI RESMİ” OLARAK PROGRAMDA
Babacan’ın Kosova ve Bosna gezisinden bir başka ilginç izlenim ise, Cuma namazı ile ilgili;
Türkiye laik bir ülke olduğundan, resmi heyetlerin programları hazırlanırken “saat bazında” belirleniyor.
Ancak şimdilerde, gezi programlarına bir de “gayrı resmi” unsur girmiş durumda; Cuma namazı…
Bir devlet görevlisinin gezi programı hazırlanırken, gezinin Cuma gününe denk gelmesi halinde, mutlaka “Cuma namazı” da göz önüne alınıyor.
Babacan’ın Bosna Hersek ziyaretinin son günü de cumaya denk geldi. Gezi programına resmen konulmasa da, Cuma namazı program hazırlanırken göz önüne alındı.
Nitekim, Bosna’dan ayrılışın resmi saati programda 13.00 olarak görülse de, “gayrı resmi” olarak “Cuma namazından sonra” idi.
Ali Babacan, Bosna Hersek ziyaretinin son gününde tüm heyetle birlikte Saraybosna’nın tarihi “Başçarşı”sını gezdi, esnafla sohbet etti.
Ardından da, Saraybosna’ya yolu düşen Türklerin mutlaka uğradıkları, Galatasaray’ın eski futbolcularından Tarık Hoçiç’in açtığı köfteci dükkanına girdi.
HOÇİÇ’İN DÜKKANINDA, BAKANA BİLE FENER ATKISI YASAK…
Buradan küçük bir not; Babacan Fenerbahçeli, oysa Hoçiç’in dükkanı baştan sona kırmızı-sarı renklerle döşenmiş durumda. Babacan gibi Fenerbahçe’yi tutan Türk gazetecilerden biri, Dışişleri Bakanı’na boynundaki sarı-lacivert atkıyı uzattı, “Bakanım bunu takın isterseniz” dedi. Babacan atkıyı alacak gibi oldu ama, Tarık Hoçiç müdahale etti: “Burada, Fenerbahçe atkısı olmaz..”. Babacan, evsahibini kırmadı ve gazeteciye dönerek, “almayayım ayıp olur” diyerek, atkıyı almaktan vazgeçti.
CUMA’YA GİTTİ
Hoçiç’in lokantasında köfteler yendikten sonra, heyetin bir kısmı, başta Bakan Babacan olmak üzere, dükkandan ayrıldı. Topluca, yakındaki Gazi Hüsrev camisine gidilerek, Cuma namazı kılındı.
Bu sırada, başta Zeynep Hanım olmak üzere, heyetin bayan üyeleri ile Cuma namazına gitmeyi tercih etmeyenler, lokantada elma tatlısının tadına bakıp, Türk kahvesi içti.
Bosna-Hersek ziyareti, programda “gayrı resmi” olarak yer alan Cuma namazının tamamlanmasının ardından bitti. Babacan’ın namazdan gelmesi üzerine tüm heyet toparlanıp, havaalanına gitti ve Türkiye’ye döndü.
ÖNCEKİ BÖLÜM: BABACAN'IN GEZİSİNİN SIRRI
YARIN: ZEYNEP BABACAN MESLEĞİ BIRAKMADI