Güncelleme Tarihi:
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İtalya’nın Roma kentinde Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu Yaşlanma Konferansı, Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı'na katıldı. ‘Uzun Süreli Bakım Erişimi ve Bakım Verenler ile Aileler için Destek Sağlamak’ başlıklı oturumda konuşma gerçekleştiren Bakan Yanık, Avrupa'da ve dünyada olduğu gibi Türkiye'de de demografik dönüşümün hızlandığını belirtti. Bakan Yanık, “Dünya’da olduğu gibi Türkiye'de de son yıllarda, sağlık, sosyal hizmet ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak yaşam süresi uzamış, doğum oranı ise azalmıştır” ifadelerini kullandı.
"YAŞLI NÜFUS ORANI YÜKSELDİ"
Türkiye’nin hızla yaşlandığını belirten Bakan Yanık, “Yaşlı nüfus oranı 2000 yılında yüzde 7,2'den 2021 sonunda yüzde 9,7'ye yükselmiştir. Yaşlı nüfus oranı son beş yılda yüzde 24 artmış. 2021 yılı itibariyle doğuşta beklenen ortalama yaşam süresi 78 yıl iken ortanca yaş 2021'de 33.1 olarak karşımıza çıkıyor. Yaşlı nüfus oranının artış eğilimini sürdürmesi ve 60 yıl içinde her 4 kişiden 1’inin 65 yaş ve üzeri olması bekleniyor. Bu doğrultuda uzun süreli bakım yaklaşımımız, gelecek nüfus projeksiyonları da dikkate alınarak mevcut demografik yapımızdan yola çıkılarak yapılandırıldı” dedi.
"KALİTELİ YAŞAM SÜRMELERİNİN DESTEKLENMESİ AMAÇLANIYOR"
Türkiye'nin yaşamakta olduğu demografik geçiş sürecinin son yıllarda yaşlanma ile ilgili politika ve hizmetlerin gözden geçirilmesine neden olduğunu bildiren Bakan Yanık, “Türkiye'nin yaşlanma konusundaki ulusal politikası, yaşlıların aktif ve sağlıklı yaşlanma çerçevesinde, aile bütünlüğü içinde ve sosyal yaşamla bağlarını koruyarak geniş bir hareket alanı oluşturacak biçimde şekillendirdi. Bakanlık olarak bu amaca ulaşmak için uzun süreli bakım, sosyal destek hizmetleri, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlar gibi farklı hizmetleri eşgüdümlü ve tamamlayıcı olarak yürütüyoruz. Türkiye'de yaşlılara yönelik uzun süreli bakım hizmetlerinin temel amacı, yaşlılıkta yaşanan fiziksel, ruhsal ve psiko-sosyal değişimlere geçişi kolaylaştırıyoruz. Bu çerçevede bakım politikalarımız, yerinde yaşlanmayı ve kendi kaderini tayin hakkını bir hak olarak kabul ederek, bireylerin çoğunlukla kurumsal bakım hizmetleri yerine, aileleri ve yakınları yanında bakım desteği aldıkları, sosyal yaşamla bütünleştikleri bir model sunmayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Yanık, yaşlı bireylerin bağımsız yaşam becerilerinin artırılması ve kaliteli yaşam sürmelerinin desteklenmesini amaçladıklarını bildirdi.
“YAŞLI BİREYLERİ VE ÇEVRELERİNİ BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALIYORUZ”
Psiko-sosyal destek ve bakım hizmetlerin sadece yaşlı bireyleri içermediğini, aynı zamanda onlara bakım verenler ve aile üyelerini de kapsadığının bilgisini veren Bakan Yanık, “Bakım politikalarımız yaşlı bireyleri ve çevrelerini bir bütün olarak ele alıyoruz” dedi.
Türkiye'de yaşlı bireylere yönelik bakım hizmetlerinin talebe göre planlandığını kaydeden Bakan Yanık, “Yaşlı bireylerin yaklaşık olarak yarısı uzun süreli bakım hizmetlerinden ücretsiz, diğer yarısı ise gelirlerine göre kısmi ücretle yararlanıyor. Bölgesel yoğunluk dikkate alınarak arz ve hak temelli olarak planlanıyor” ifadelerini kullandı.
“BAKIM HİZMETLERİ KALİTE STANDARTLARI’NI GELİŞTİRDİK”
Ailelerin veya bakım verenlerin geçici bakım sağlayamadıklarında, geçici ve misafir bakım hizmetleri de ücretsiz olarak sunduklarını ifade eden Bakan Yanık, “Yaşlı bireyler, uzun süreli bakım merkezlerinden yılda 45 güne kadar bakım alabiliyor. Bu merkezlerde hizmet aldıkları sürece tüm ihtiyaçları da kurum tarafından karşılanıyor. Uzun süreli bakım sistemlerinde kaliteyi artırmak için 'Bakım Hizmetleri Kalite Standartları’nı geliştirdik. Bu standartlar, yaşlı bireylerin mahremiyeti ve güvenliği, bakım alan ve bakım verenin memnuniyeti gözetilerek hak temelli ve birey merkezli bir yaklaşımla hazırlandı. Ayrıca, yaşlı bireylerin özerkliğini, aileleri ve arkadaşlarıyla sosyal ilişkileri de dahil olmak üzere topluma katılımını teşvik eden bir dizi uygulama mevcut. Bu bağlamda, uzun süreli kurumsal bakımın yanı sıra; evde bakıma destek hizmetleri, evde sağlık hizmetleri, evde bakım yardımı, gündüz bakım hizmetleri, danışmanlık hizmetleri, yaşlılık aylığı, ayni ve nakdi yardımlar, yardımcı destek teknolojileri, vergi muafiyetleri ve istisnaları ile ücretsiz veya indirimli seyahat olanakları devletimiz tarafından sunuluyor” dedi.
Bakan Yanık, konuşmasında yapılan araştırmalara da atıfta bulunarak, “Son zamanlarda yapılan araştırmalar Türkiye'deki kültürel ve sosyal yapı gereği yaşlı bireylerin kendi aile üyeleri tarafından bakılmak istediğini ve genç nesillerin de yaşlı aile üyelerine kendilerinin bakmak istediğini gösteriyor” dedi.
Bu doğrultuda Evde Bakım Yardımı ile hem ailelere destek olmak hem de aile bireyleri arasında dayanışmayı teşvik ettiklerini bildiren Bakan Yanık, bakıma ihtiyacı olan, ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde bulunan engelli ve yaşlı bireylere bakım sağlayan aile bireylerine aylık olarak ödeme yaptıklarını belirtti.
“YAŞLI DESTEK PROGRAMINI UYGULAMAYA KOYDUK”
Belediyelerle de eşgüdümlü olarak gündüz ve evde bakıma destek hizmetleri verdiklerini belirten Bakan Yanık, “Yerel yönetimlerin yaşlılara yönelik hizmetlerini desteklemek, güçlendirmek, standardizasyon sağlamak ve yaygınlaştırmak amacıyla 2016 yılından itibaren Yaşlı Destek Programını uygulamaya koyduk. Bu program, yaşlı bireyleri kendi ev ortamlarında desteklemek ve sosyal hayattan soyutlanmalarını önlemek için yerel dinamikleri harekete geçirerek yaşlanma konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan proje bazlı bir destek programıdır” şeklinde konuştu.
Bakan Yanık, yaşlı bireylere farklı bakım hizmetlerinin yanı sıra yaşlı aylığı gibi sosyal yardımlar da sağladıklarını söyledi. Toplum temelli bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve güçlendirilmesi amacıyla projeler yürüttüklerini vurgulayan Bakan Yanık, “Bu bağlamda, Yaşlılara Yönelik Gündüz Bakım ve Evde Bakım Hizmetlerinin İyileştirilmesi Projesi yürütüyoruz” dedi.
Ulusal yaşlanma politikası doğrultusunda, uzun süreli bakım hizmetlerini nüfusun çeşitli ve değişen ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde geliştirmeyi amaçladıklarını belirten Bakan Yanık, “Hem toplumsal hem de bireysel yaşlanmayı aynı anda ele alan, yaşlıyı sadece birey olarak değil; geçmişi, kapasitesi ve çevresiyle bir bütün olarak değerlendiren yaşam döngüsü yaklaşımına büyük önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.