Güncelleme Tarihi:
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından DSİ 5. Bölge Müdürlüğü sosyal tesislerinde düzenlenen kahvaltılı sohbet toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Toplantıda ormanların önemine değinen Bakan Eroğlu, dünyanın akciğeri olan ormanların küresel ısınmayla mücadelede en etkin unsurlardan biri olduğunu ve ormanların tüm dünya insanları tarafından korunması gerektiğini söyledi.
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2008 tarihi itibariyle başlatılan “Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Eylem Planı” hakkında da bilgi veren Eroğlu, bu çerçevede 2012 yılına kadar 2 milyon 300 bin hektar alanın (Trakya büyüklüğünde) ağaçlandırmasının hedeflendiğini hatırlattı.
Buna göre bu yılın sonuna kadar 420 bin hektarlık alanın ağaçlandırılacağını söyleyen Eroğlu, “Yani bu sene yanan alanın 42 katı büyüklükte bir alanı ağaçlandırmış olacağız. Özellikle insanların şehirlere yeşillikler içinde girmesini arzu ediyoruz” diye konuştu.
Başkent Ankara'ya planın 2 katı kadar daha fazla ağaç dikeceklerini belirten Eroğlu, “Ağaç dikme mevsiminde Ankara'da büyük bir seferberlik başlayacak. Göreceksiniz Ankara'nın çehresi değişecek” dedi.
TÜRKİYE'DEKİ ORMAN YANGINLARI
Türkiye'de özellikle yaz aylarında çıkan orman yangınlarına zamanında müdahale edilemediği gerekçesiyle aldıkları eleştirilerin hatırlatılması üzerine Eroğlu, bunun doğru olmadığını, Türkiye'nin yangınlara erken müdahale etmesi nedeniyle bir çok ülkeye örnek gösterildiğini söyledi.
Türkiye'de orman yangınlarının geçmiş yıllara oranla son dönemde yarı yarıya azaldığını belirten Eroğlu, önemli olanın yangınları en aza indirmek olduğunu, yangın çıkmasını sıfıra indiren bir ülkenin de bulunmadığını kaydetti.
Özellikle Temmuz ve Ağustos döneminde orman yangınları bakımından tüm Akdeniz ülkeleri ve Ege adalarının tehdit altında olduğunu ifade eden Eroğlu, 2003-2007 döneminde İtalya'da 400 bin hektar, Fransa'da 112 bin hektar, İspanya'da 257 bin hektar alan ormanın yandığını, Türkiye'de ise söz konusu dönemde sadece 33 bin 340 hektar alan ormanın yandığını söyledi.
Orman yangınlarında çalışan kişilerin son derece deneyimli ve yetişmiş elemanlar olduğunu söyleyen ve son yangınlara da çok hızlı müdahale edildiğini belirterek, “Başka bir ülkede olsa daha fazla yer yanardı” dedi.
Antalya, Çanakkale ve Adana'da son dönemde çıkan yangınların kontrol altına alındığını vurgulayan Bakan Eroğlu, “İnşallah bu yangınlarla bu seneki yangın sezonunu da kapatırız” dedi.
“YANGINLARA SON DERECE HIZLI MÜDAHALE ETTİK”
Eleştirilerin aksine yangınlara son derece hızlı müdahale edildiğini vurgulayan Eroğlu, şöyle konuştu:
“Orman bölgelerimizde kameralarımız ve alarm sistemlerimiz var. Bu kameralar ve alarm sistemleriyle yangın önce en yakın merkeze ve Ankara'daki Yangın Harekat Merkezine iletiliyor. Yangın Harekat Merkezi en son teknoloji ile donatılmıştır. Buradan canlı olarak helikopterler izleniyor, nereden ne kadar su alındığı, nereye döküldüğü, uydudan veya harita üzerinden takip ediliyor. Ayrıca yangın mahallerine de Yangınla Mücadele Karargahları kuruldu. Durum 24 saat kontrol ediliyor. Şunu söylemek istiyorum, yangın her zaman çıkabilir. Önemli olan yangını önlemektir. Vatandaşlarımız da çok dikkatli davranarak küçük bir yangını bile Alo 177'yi arayarak derhal bildirmeleri gerekiyor.”
Çıkan yangınların terör örgütlerinin işi olduğunu düşünmediğini de belirten Eroğlu, Çanakkale'deki yangının anız yakılması nedeniyle, İzmir'de meydana gelen yangının bir kişinin meyve kutularını yakması nedeniyle, Adana İmamoğlu'ndaki yangının sigara nedeniyle çıktığını, Antalya'daki yangının sebeplerinin de araştırıldığını söyledi.
YANGIN İÇİN MİLLİ FİLO KURULMASI ÇALIŞMALARI
Yangın söndürme uçaklarının kiralama yoluyla temin edildiğini belirten Eroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Orman Genel Müdürlüğüne bağlı bir milli yangın söndürme filosunun kurulacağını açıkladı.
Yangın söndürme uçaklarının pahalı araçlar olduğunu ve uçakları dünyada sadece birkaç fabrikanın yapabildiğini anlatan Eroğlu, geçen sene yaşanan kuraklık nedeniyle İtalya, İspanya, Fransa gibi ülkelerin yangın helikopteri ve uçakları almak için sırada olduğunu, bu nedenle kurulacak filonun bir senede tamamlanamayacağını söyledi. Eroğlu, “Biz her yıl 2'şer tane yangın söndürme uçağı alsak 5-6 yılda filo kurulur” dedi. Veysel Eroğlu, söz konusu uçakların tanesinin de yaklaşık 30-40 milyon dolar olduğunu vurguladı.
Bakan Eroğlu, Türk Hava Kurumundan kiralanan yangın söndürme uçaklarının uzun süreli kiralama yoluyla temin edilmesi için mevzuatta gerekli değişikliği yapacaklarını da bildirdi.
Şu anda yangın söndürmede kullanılan uçakların gece uçuş izni olmadığını, bu konuda izin vermesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ulaştırma Bakanlığına talimat verdiğini kaydeden Eroğlu, “Gece uçuşu izne bağlı, fakat zaten kiralama yaparken gündüz saatlerinde çalışmaları için sözleşmeler yapılıyor. Gece uçuşu oldukça riskli. Bir pilotun çalışacağı süre de belli. Bunun için eleman temini de şart. Milli filo kurulursa bu konuda da çalışma yapacağız” diye konuştu.
YANGINLARIN EKONOMİK KAYBI
Basın mensuplarının son çıkan yangınların ekonomik kaybını sormaları üzerine konuyla ilgili henüz bir hesap yapılmadığını belirten Eroğlu, “Bir hektarlık alanın ağaçlandırma maliyeti 6 bin YTL. Bu sene yaklaşık 10 bin hektar alan yandı. Fakat yanan her bir ağacın ekonomik kaybı...vs ayrı hesaplamak gerekiyor. Bunun hesabını ancak kış aylarında yapabiliriz” dedi.
“RANT SÖZ KONUSU OLAMAZ”
Bir basın mensubunun, “10 bin hektarlık alan yanıyor, bu alanların hiçbir şekilde ranta konu olmayacağına söz veriyor musunuz?” şeklindeki sorusu üzerine Bakan Eroğlu, şöyle konuştu: “Evet, yanan alanların bir santimetre karesi dahi işgal edilmesi mümkün değildir, bu konuda Çevre ve Orman Bakanı olarak söz veriyorum. Yanan alanın herhangi bir işgali varsa 70 milyon insandan rica ediyorum lütfen bize ihbar etsinler. Ben kendi ellerimle yıkarım.”
Eroğlu, ilgili mevzuat gereği yanan alanların bir sene içinde ağaçlandırılması gerektiğini belirterek, son dönemde Antalya, İzmir, Adana ve Çanakkale'de yanan bölgelerin de en kısa zamanda ağaçlandırılacağını söyledi.
KYOTO HAZIRLIKLARI DEVAM EDİYOR
Konuyla ilgili sorular üzerine Türkiye'nin Kyoto Protokolü ile ilgili hazırlıklarının devam ettiğini anlatan Eroğlu, Katı Atık Eylem Planı, ağaçlandırma çalışmaları ve yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi, enerji verimliliği, kömür ve diğer kirletici emisyon üreten fabrika ve santrallerin baca gazı arıtma ünitelerinin yapılması ve toplu taşımanın özendirilmesi çalışmalarının bu çerçevede yapıldığını söyledi.
2B SORUNU
2B arazileriyle ilgili sorular üzerine Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, 2B'lerle ilgili kamuoyunda çok yanlış bilgilerin olduğunu, 2B çalışmasının, 31 Aralık 1981'den önce orman vasfını tamamen kaybetmiş alanların bedellerinin vatandaştan tahsil edilmesine yönelik bir çalışma olduğunu vurguladı.
AK Parti iktidarı döneminde hiçbir orman alanının işgal ettirilmediğini belirten Eroğlu, “Çok önceden kanayan yara bunlar. 71 milyon insanın hakkının alınması. Devlet zamanında malına sahip çıkmamış ve geçmiş yıllarda çözülmeyen konu bu hale gelmiş” dedi.
BÜYÜK ŞEHİRLERİN İÇME SUYU SORUNU
Konuyla ilgili sorular üzerine İstanbul'un su meselesi konusunda hiç endişelenmediğini belirten Eroğlu, İstanbul'a su temini sağlayan bütün şebekenin son teknoloji ile yenilendiğini ve su kayıplarının büyük ölçüde önlendiğini söyledi.
İstanbul'un 2040 yılına kadar su konusunda master planlarının hazır olduğunu, sadece yatırımların zamanında gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Eroğlu, “İçme suyu konusunda İstanbul'la ilgili hiçbir problem yoktur. Bu konuda garanti verebilirim su kesilmez. Ama İstanbul'daki vatandaş da çok su kullanıyor. İstanbul'da kişi başına günde 200-250 litre su kullanılıyor. Bu çok fazla, İstanbullunun tasarruf etmesi lazım” dedi.
İstanbul'da 35 milyon nüfusa yetecek su bulunduğunu vurgulayan Eroğlu, şöyle konuştu:
“Ama suyun alınması, iletilmesi, üretilmesi, götürülmesi çok büyük maliyet, bunu tasarruf etmek gerekir. Biz (tasarruf edin) diyoruz, fakat su bitecek diye değil. Hayır, su bitmeyecek. Su, yatırım eksikliği olursa biter. Su potansiyeline baktığımızda ülkemiz su fakiri değil, ister küresel ısınma olsun ister kuraklık olsun siz planlamanızı ona göre yaptığınız zaman hiç bir yerde su kesintisi olmaz. Su yokluğundan dolayı su kesintisi olmaz.”
İstanbul'a içme suyu sağlayan Melen Çayının kuruduğuna ilişkin eleştiriler üzerine Eroğlu, “Melen de şimdi kurursa kurusun Ekim ayında su gelir” dedi.
Ankara'da 2006 yılının Ekim-Ocak döneminde yeterli yağış olmadığı için su sorunu yaşanmaya başladığını anlatan Eroğlu, Kızılırmak üzerinde kurulan Kesikköprü Barajındın su alınması için çalışmalara başlandığını ve şu anda söz konusu barajdan yılda 167 milyon metreküp suyun Ankara'ya tahsis edildiğini bildirdi.
Anormal bir hava şartının yaşanmadığı müddetçe Ankara'da hiçbir su probleminin olmayacağını kaydeden Bakan Eroğlu, “İnşallah Eylül ayında yağışlar başlayacak, barajlarımız dolacak” dedi. Ankara'nın su meselesinin 2050 yılına kadar çözülmesi için Başbakan Erdoğan'ın talimat verdiğini vurgulayan Eroğlu, “Gerede sisteminin de devreye girmesiyle Ankara'nın su problemi kökünden çözülür” diye konuştu.
Eroğlu, başkentin suyunda herhangi bir arsenik veya sülfat problemi olmadığını, söz konusu maddelerin oranın AB normlarına uygun olduğunu da vurguladı.
İzmir'de ise kuzeydeki bazı kuyularda arsenik konsantrasyonunun yüksek olduğuna işaret eden Eroğlu, konuyla ilgili ne tür çalışmalar yapılacağına ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile görüştüklerini ve bu konuda gerekli çalışmaların yapılacağını söyledi.