Güncelleme Tarihi:
İşte Soylu'nun açıklamalarından satır başları:
Dünyanın dört bir yanından turist yağıyor. Bu da bizim kırsala yoğun operasyonlarımız ve oluşturduğumuz alan baskıları sayesinde gerçekleşiyor. Ve iç güvenlik operasyonları çerçevesinde jandarmamızın, polis özel harekatımızın birlikte gerçekleştirdiği operasyonlarda, cumhurbaşkanımızın 'kesintisiz operasyon' talimatı çerçevesinde bütün bunlar gerçekleşiyor.
Bu başarıyı sahadaki kahramanlarımız, şehit ve gazilerimizin fedakârlığı sayesinde başardık.
91 bin 197 PKK operasyonu, 38 bin 725 FETÖ operasyonu, DEAŞ'a yönelik ise 2 bin 483 operasyon yapıldı.
1451 PKK'lı, 40 da aşırı terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi.
113 lider kadrodan etkisiz hale getirildi. 132 PKK'lı aileleriyle beraber irtibat kurmak suretiyle ikna edildi, silah bıraktırılıp adaletin önüne çıkartıldı.
Örgütün içerisindeki koparabilme oranımız çok daha yüksek orana ulaştığını beyan etmek isterim.
TUNCELİ'DE DONARAK ŞEHİT OLAN ASKERLER
Tunceli'de iki askerimizin şehadetiyle ilgili bir takım değerlendirmeler, yanlış bilgilendirmeler ortaya konuldu. Ve işin esası da hakikaten maalesef bazen basın yayın organları vasıtasıyla, bazen de sosyal medya vasıtasıyla hemen hemen herkesin bilgi sahibi olduğu bir karmaşıklık yaşıyoruz.
Bazı hususları paylaşmak istiyorum. 26 Ekim 2018'de acı bir haber aldık. Terörle mücadele operasyonu faaliyeti esnasında gencecik iki kahramanımız hipotermi sebebiyle şehit olması, hem bizlerde toplumun her kesiminde vatandaşımızda derin üzüntü yarattı.
Bu mücadelede şehit vermiyor muyuz? Veriyoruz. Gazilerimiz yok mu? Varlar. Onları ziyaret ediyoruz. Ziyaret ettiğimizde yaptığımız görevin ne olduğunu bir kere daha anlıyoruz. Peki sahaya gittiğimizde o gencecik evlatlarımızın inançlarını, mücadele azimlerini ve fedakârlıklarını, memlekete olan sadakatlerini ve terörü bitirme konusundaki kararlı iradeyi de görüyoruz.
Ve bütün bunlar aslında yol haritamızı çizmektedir. Ve teröre karşı kararlı bir mücadele yürütmemizi sağlamaktadır.
Tunceli bölgesi, PKK'nın en önemli etkinlik alanlarından birisiydi. "Biriydi" diyorum, dağ kadrosunun yüzde 75'ini etkisiz hale getirdik.
'ENTERESAN BİR RAKAM VERMEK İSTİYORUM'
Bu operasyonlar ne yaz dinlemiştir, ne sonbahar, ne ilkbahar ne de kış. Hep devam etmiştir. Yine Tunceli bölgesiyle ilgili şu rakamı vereyim, 4 bin 162 küçük operasyon... Bir timlik, iki timlik operasyonlar. Ve bu operasyon kesintisiz devam eder. Bu operasyonlar bazen 2 bin metrede, bazen 700 metrede. Bazen pusu atma şeklinde günlerce sürer.
Keza bundan kısa bir süre önce Tunceli'de iki kırmızı renkli terörist ele geçirildi ve etkisiz hale getirildi. En üst düzeyinde yöneticilerindendi. Ve yıllardan beri isimleri bölgede karabasan oluşturmuştu. Günlerce pusu attı evlatlarımız. Yağmur, çamur dinlemeden bir aktarım söz konusuydu. Pusuya yattılar ve beklemedikleri anda teröristleri etkisiz hale getirdiler.
Ve 2018'de 5 bin 310 operasyon. Toplam 9 bin 372 operasyon, 21 de orta ölçekli operasyon gerçekleştirildi. Ve bu aynı şekilde devam edecek.
Enteresan bir rakam daha vermek isterim. Kırsalda ne DHKPC'de bir kişi kalmıştır ne de MKP'den bir kişi kalmıştır. Ve bunu bu koordinasyonda bulunan bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Bizim Türkiye'de iç güvenlik operasyonları çerçevesinde en başarılı vilayetimiz Tunceli'dir. 2017'de çok mücadele edildi, gayret gösterildi. Gazilerimiz oldu ama iki şehidimiz oldu. 2018'de yüzde 75 terörist azaltılmasına rağmen şehidimiz olmadı.
SOSYAL MEDYADA YAYINLANAN O FOTOĞRAFLARI YALANLADI
Tunceli'ye terörist grubunu intikal ettirmeye çalışıldığı istihbarat birimlerince haber alındı. Jandarmamız 1 Ekim'den itibaren 21 tim ile operasyona başladı. Şehitlerimiz de bu timlerden 12 kişilik timlerin içerisinde bulunuyordu. Operasyon bölgesi 2300 rakımda. Karayolu ulaşımı olmayan, ağaçlık veya başka bir sığınma yeri bulunmayan zorlu bir bölgedir. Timlerin bölgeye bırakılmasından sonra hava şartları aniden ağırlaştı. Hava şartları kötüleşip, tipi bastırınca 26 Ekim'de timlerin geri çekilmesi konusunda komutanlar talimat veriyor. Bölgeye defaatle denenmesine rağmen, ki aynı aynı helikopter pilotu denemesine rağmen; 2-3-4-5 tipi nedeniyle oraya inemedi. Arkadaşlarımız terörist saldırısına ve EYP riskine rağmen, yaya olarak bölgeye intikal etmeye çalıştılar. Ve 26 Ekim'de güçlükle time ulaşan personelimiz tarafından hipotermi geçiren iki evladımıza müdahale yapıldı.
Yine şuradaki fotoğraf ile şuradaki fotoğraf... Burada ağaçlar var. Sosyal medyada hemen... Kimlerin olduğu açık. HDP sempatizanları, PKK'lılar, FETÖ'cüler ve Türkiye'de terörle mücadeleden rahatsız olanlar, Tunceli'nin huzurundan rahatsız olanlar.
Tunceli'de biz operasyon yapıyoruz. Ama her operasyondan sonra ağaçlar yanıyor diye sözde şarkıcılar da dahil, terör örgütü mensuplarını sabah akşam koruyabilmek için çare arayan ve terör örgütüne müzahir olan siyasi partinin mensupları dahil orada eylem yaparak terörle mücadelemizi engellemeye çalışmak için ellerinden gelen her şeyi ortaya koydu. Ama buna müsaade etmediğimizi de belirtmek isterim.
Videolarla, çok daha önce çekilmiş, karda kışta çekilmiş ve daha ziyade de oradaki personellerin kim olduğu da tespit edilememiş bir videoyu ortaya koyup infial yaratmaya çalışan bir grup...
Biz kahramanlarımızı, evlatlarımızı mevsimsel şartlara uymayan bir şekilde operasyona çıkarıyormuş gibi bir anlayışı yaygınlaştırmak için fırsatı eline geçirenler, elinden geleni tüm açıklamalara rağmen ortaya koymaya çalıştılar.
HDP MİLLETVEKİLİNE TEPKİ
Öyle açıklamalar var ki; bir tanesi eski HDP milletvekili. "Bu fotoğraf Kürtleri bitireceğim diyen saray rejiminin yenilgi fotoğrafıdır. Kürdistan'a sefer olur ama muzaffer olunmaz" deyip burada kan kusan ve terörle mücadelenin aslında başarısız olması için bütün temennileri ortaya koyan anlayışlar bütün bunlarla birlikte ortaya konulmuştur.
Elbette evlatlarımız oradan alındıktan sonra kısa bir mesafe araçla götürülmesinden sonra, helikopterle hastaneye ulaşılmıştır. Bir tanesinin şehit olduğu değerlendirilmiş ama tabip binbaşı nabzının attığını gördükten sonra tekrar hayata döndürmek için büyük çaba sarf etmiş. Birisi helikopterde birisi hastanede şehadet mertebesine ulaşmıştır.
Bu hadiseye ilişkin tamamen art niyetli olarak yorum ve tezviratlara şahit olduk. Yalan yanlış bilgiler verildi, olayla ilgisi olmayan resimler paylaşıldı, başka yerde çekilmiş bir başka personelin videosu son konuşma olarak servis edildi. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum bunların hiçbirisinin gerçekle ilgisi yoktur. Şehit olan askerlerimiz üzerindeki giysi ve ekipman, jandarmanın kullandığı dünya standartlarında, dünyadaki bir çok orduya üretim yapan standartlar şeklinde elde edilmiştir. Ağır kış şartları için özel olarak üretilmiş ekipmanlardır.
'TELEVİZYONA ÇIKIP 40 YILLIK KOMUTAN GİBİ...'
Bazen maalesef bu komuta kademelerinde görev yapmış askerlerin televizyonlardaki yorumları dinliyorum. Bazıları da kendilerine görev yapmasına rağmen gitmeyip korkanlar, istifa edenler.
Üzüldüğümü ifade etmek isterim çok net. Biz iki tane aslan, çalışma arkadaşımızı kaybettik. En yukarıdan en aşağıya bu sorumluluğu taşıyoruz. Mikrofon önüme konulmuşken, terör olayı sosyal medyada yürümüyor. Her konuda profesör olunmaz. Her konuda yorum yapıyor… Tarih profesörüsünüz. Başımızın üstünde yeriniz var. Ama televizyona çıkıp, sanki 40 yılını buradaki komutanlarımız gibi, buradaki emniyetçilerimiz gibi ahkam kesiyorlar. Buna müsaade etmek mümkün değildir kim olursa olsun.
Terörle yapılan bu mücadelenin geldiği bu noktayı da bu laf cambazlarına bırakmak da söz konusu değildir. Biz sorumluluğumuzu hissediyoruz. Tim komutanımız Karadeniz’deki son operasyonlardan oraya geldi, 7 yıllık tecrübesi var. Bölük komutanının 11 yıllık tecrübesi var. tabur komutanının 15 yıllık tecrübesi var.
Bunu neden söylüyorum? “Askerli liseler kapatıldığı için böyle oldu” Yazıklar olsun ya.
'KILIÇDAROĞLU "ALLAH RAZI OLSUN" DEDİ Mİ?'
Bir de Kılıçdaroğlu’nun bir değerlendirmesi var. garip de bir ironi var. Kılıçdaroğlu Nazimiyelidir. Bu operasyon da Nazimiye’de. Acaba telefon açıp, kahramanlarımıza “Allah sizden razı olsun” dedi mi? Tunceli’ye telefon açıp, huzur ve güven ortamının ne noktaya ulaştığının, Munzur çayı kenarında rahat rahat gezip dolaştıklarını, 112’sinden yeni açılan okullara kadar hayat standardının tamamen yükseldiğini, Tunceli-Pülümür arasında rahat rahat geldiklerini öğrenip, bu evlatlarımıza “Allah sizden razı olsun. Bunu siz kurtardınız” deme ferasetini gösterebilmiş midir?
Ama “askerlerimizin giysisi yok muydu, niçin düşünmediler” Evet atletle gittiler oraya… Bu kadar ciddiyetten yoksun, bu kadar sorumluluktan yoksun bir anlayışı sadece laf olsun beri gelsin diye ortaya koyan bir süreci maalesef hep beraber gördük. ve bunun aynı zamanda bir cehalet tanımlamasını da yapmak lazım geldiğini burada paylaşmak isterim.
'GEREKEN İNCELEMELER YAPILACAK'
Elbette ki bütün bunlarla birlikte terörle mücadelemiz ciddi bir şekilde devam edecektir. Bu arkadaşlarımız orada telsiz özellikle iletişimi hiç kesilmedi. Ancak hipotermi dediğimiz olay; tabi bu olayı kendi uzmanları çok daha iyi izah edeceklerdir. Biz iletilen çerçeveyi ortaya koyuyoruz. Her insanda aynı hava koşullarında aynı şekilde etki göstermeyebiliyor. Tamamen açık bir alanda, tek bir ağacın bulunmadığı bozkırda tipiye maruz kalıyorlar. Merkezdeki arkadaşlar geri çekilmelerini talep ediyorlar. Tipi, özellikle yüksekte ciddi şekilde kahramanlarımızı zor koşullar altında karşı karşıya bırakıyor.
Bu olayla ilgili sorumluluğumuzu hissediyoruz. Ben bakan olarak, en alt birimdeki arkadaşlarımız sorumluyuz. Hemen müfettişlerimizi görevlendirdik, onlar gerekli incelemeleri yapacaklar. Eksiğimiz neredeydi? Eksiğimiz var ise biz bunu bulmak zorundayız. Sorumlu varsa bulmak zorundayız.
Burada jandarma genel komutanımız gerek bakanlık yetkililerimiz hemen bölgeye gittiler. Gerekli araştırmaları, soruşturmaları değerlendirdiler.
Şimdi müfettişlerimiz gelecekler ve buna göre de bu konuda eksik nerede ve nasıl olacaksa da bu konuyu hep birlikte kamuoyumuza sonuçlandıktan sonra tekrar iletebilme fırsatını ortaya koyacağız.