Güncelleme Tarihi:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk kanalında canlı yayınlanan ve Hakan Çelik'in sunduğu programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Soylu, dün vefat eden Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören'e Allah'tan rahmet diledi. Demirören'in, iş dünyasının çok önemli bir ismi ve aynı zamanda bir duayen olduğunu aktaran Soylu, ailesine taziye ziyaretinde bulunduğunu söyledi.
Soylu, Türkiye'nin çok uzun zamandır terör konusunda yoğun bir kararlılık ortaya koyduğunu vurguladı. Terör örgütlerinin yanı sıra uyuşturucu kaçakçılığıyla da mücadele ettiklerini belirten Soylu, "1,5 milyar dolar bir gelirle PKK'nın tekelinde olan bir organizasyon. 2017 rakamlarına göre bunu söyleyemeyiz ama 2015-2016 rakamlarına göre 1,5 milyar dolar gelir elde ettiği aşikardır. Uyuşturucu ticareti evrensel bir ticarettir. Bunun bir paydası olmadan bu geçişleri yapmanız mümkün değildir. Küresel bir ortaklığın da bir paydası olarak PKK orada durmaktadır" diye konuştu.
Soylu, terörle mücadeledeki başarının en önemli nedenlerinden birinin de teknolojik üstünlük olduğuna dikkati çekerek, yerli mühimmat ve silahların varlığına vurgu yaptı. Bakan Soylu, Türkiye'nin önceden operasyon bazlı mücadele verdiğini, operasyona karşı operasyona yaptığını anlatarak, bunun tersine çevirildiğini, geçen yıl bin 800'ün üzerinde sığınak ve barınağın alındığını kaydetti.
'PKK'YA KARŞI NEFRET OLUŞTU'
Terörle mücadele konusunda doğu ve güneydoğudaki vatandaşların desteğine işaret eden Soylu, "PKK'ya karşı bir nefret oluştu. Özellikle bir kesimde çukur hadiselerinden sonra. Vatandaşın ortaya koyduğu güven bize çok ciddi destek sağlıyor. Burada şu cümle önemli; 'İç güvenlikte terörle bu kadar mücadele edilir ve bu demokrasi ve hukuk içerisinde kalır.' Biz bunu demokrasi ve hukuk içerisinde bırakmamış olsaydık, Allah korusun... Siz Avrupa'nın diğer ülkelerin bunu ne yakınlıkta izlediğini bilirsiniz. Türkiye'nin başında boza pişirirlerdi. Burada güvenlik kuvvetlerimiz ve arkadaşlarımızın o hassasiyetine teşekkür etmek lazım. Bu, vatandaşla devlet arasındaki güveni en üst seviyeye çıkardı" değerlendirmesinde bulundu.
OHAL KONUSU
Soylu, OHAL'in kaldırılması durumu ve sonrasında güvenlik sürecine ilişkin bilgiler vererek, bu değerlendirmenin PKK terörizmiyle ilgili değerlendirmeden ziyade FETÖ ile ilgili yapılması gerektiğini söyledi. PKK ile mücadele konusunda Türkiye'nin belli bir noktaya geldiğinin altını çizen Soylu, şöyle devam etti: "Elbette ki FETÖ ile mücadelede de belli bir noktaya geldik. FETÖ ile mücadelede bunu sağlayabilecek birkaç değişiklikten sonra, elbette olağanüstü hal ilanihaye olabilecek bir şey değildir. Türkiye için de bunu hiç kimse istemez. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu değerlendirme bizim için talimattır. Hem de doğru değerlendirmedir. Bu konuda devlet kabiliyetlerini, hemen seçim sonrası oturur, değerlendirir ve konuşur. Türkiye, OHAL olmadan da bu mücadeleye devam eder. Burada birtakım iyileştirmeler yapmak gerekir. Yani mücadeleyi zemininden ayırmamak için iyileştirmeler yapmak gerekir. Onlar da yapılarak yola devam edilir."
'YENİ BİR DARBEYİ VE SUİKAST YAPMAYI DÜŞÜNÜYORLAR'
Soylu, "FETÖ, Türkiye'nin gündemini etkileyebilecek suikastler düzenleme kapasitesine sahip midir? Böyle istihbarat var mı?" şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi: "Bize gelen istihbari bilgiler, aralarında yaptıkları değerlendirmeler ve özellikle hedef aldıkları kişiler ve kitlelerle ilgili bugüne kadar eylem yapmış olsalardı, ki bunların birçoğunu biz engelliyoruz, gerek PKK'nın gerekse de FETÖ'nün bu konuda engellenen çok eylemi var. Bizim bunları kamuoyuyla sürekli paylaşmamamız doğru olanıdır. Bu dünyanın her tarafında var. Olmuş olsaydı Türkiye kaotik bir ülke haline dönerdi. Allah'tan çok konuşup az eylem yapıyorlar. Burada cezaevleri, gaybubet evleri dediğimiz, yani biz FETÖ ile mücadelemizi bir, 15 Temmuz akşamı yakaladıklarımız var. İki, özellikle bu kendi aralarındaki 'ByLock' hattını kullananlar var, bir taraftan bu ankesörlü telefonlar, emniyet ve TSK mahrem imamları, gaybubet evleri... Bu operasyonlar üzerinden FETÖ ile mücadelemiz devam ediyor.
Burada bir şey daha var; adamı yakalıyorsunuz, yakaladıktan sonra tabii ki itiraflarda bulunuyor. Bu da bize yeni pencereler ve halkalar açıyor. Aralarındaki yazışmaları, bilgisayardı, telefondu bunların dijital ve siber incelenmesinden sonra elde edilen sonuçlara bakıyoruz ki bunlar kendi aralarında her şeyi düşünüyorlar. Yeni bir darbeyi ve suikast yapmayı düşünüyorlar. Bütün bunların tamamını kendi aralarında değerlendiriyorlar. Kuvvetleri, takatleri var mı? Kuvvetleri, takatleri şöyle; bunu da iyi ortaya koymak gerekir. Yani Avrupa'da, hatta Balkanlar'ın bir kısmında FETÖ yapılanması var. Sadece içeride bir operasyon yapıyor değiliz. Aynı zamanda dışarıda da bu operasyonun özellikle lojistik ayağını ve aslında mental ayağını kesmeye çalışıyoruz. Çünkü Avrupa'nın bir kısmı hala FETÖ'nün terör örgütü olduğu konusundaki kabulü, kendisinde içselleştirmemiş ve bunu devam ettiriyor."
'FETÖ SUBLİMİNAL MESAJLARLA DARBE ÇAĞRISI YAPIYOR'
FETÖ'nün darbe de dahil olmak üzere her şeyi kendi içerisinde değerlendirdiğini yineleyen Soylu, "Her hafta terörist başı Fetullah Gülen oradan yayın yapıyor. Sözde sohbetlerde bulunuyor. Dini sohbetlerin ötesinde içerisinde birtakım hem subliminal hem de direkt mesajlar veren sohbetler. O subliminal mesajlardan darbe çağrısı yapıyor hem de daha da önemlisi bu düzenin tamamen yıkılacağını ve her şeyin kendi ellerine geçeceğini söylüyor. Sürekli olarak söylediği de bunu bazen rüyalara dayandırıyor, bazen dini terminolojiye dayandırıyor, bütün hepsine dayandırarak orada mümkün olduğunca kendi örgütünü sürekli ayakta tutmaya yönelik adımlar atıyor. Ekonomik destekler veriyor. Tabii bunlar gün geçtikçe azalıyor" diye konuştu.
Soylu, "FETÖ'nün bunları gerçekleştirme kapasitesi hala var mı?" sorusuna ise "Sadece şunu söyleyebilirim; bir vilayetimizde bundan 3-4 ay önce 90'ın üzerinde kamu görevlisiyle toplantı yapabilme kabiliyetine sahiplerdi. Biz bunları izliyoruz. Bazılarına müdahale ederiz, bazılarında ise olayın tam olgunlaşmasını bekleriz. Buradaki niyet şu; bunu yapabilme zihniyetleri var. Bu önemli bir şey. Demek ki bu konuda hala en üst noktada bir arzuları ve yönlendirmeleri söz konusu. Biz bunun çok az bir bölümü kamuoyuyla paylaşırız" cevabını verdi.
‘KANDİL ŞİMDİ BİZİM İÇİN YAKIN HEDEF’
Kandil bundan önce bizim için uzak hedefti. Şimdi yakın hedef. Uygun anı bekliyoruz. Terörün kaynaklarından biri Kandil'dir. Kandil sadece lojistik bir nokta değil. Terörün uluslararası buluşma mekezidir. Kandil Türkiye'nin gücünü sınayan psikolojik bir merkezdir. Kandil aleyhine tek laf edemezsiniz. Bu psikolojik baskı Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşlarımızı canından bezdirdi. Bizim oradaki vatandaşlarımıza ayrı terör örgütüne ayrı davranışımız dengeleri değiştirdi.
‘YA BU HATTI GERİ ÇEKECEĞİZ YA DA…’
Şırnak ve Hakkari sınırları hattı düzgün hat olmadığı için fiziki olarak kontrol etmemiz zor. Kaçakçılıkla birleştirmişler. Ağrı hattını kapatınca uzun süre sonra bu hatta eroin yakaladık. Yapmamız gereken bir şey var. Ya bu hattı geri alacağız ya da 25 kilometre ileri gidip bir hat kuracağız. Bazı yerlerde 40 kilometre varsa da ortalama 25 kilometre. Şu an ikincisini yapıyoruz.
‘İSTEDİĞİMİZ AN KANDİL'İ ELE GEÇİREBİLİRİZ’
Kandil eskiden zor hedefti. İstediğimiz an biz Kandil'i ele geçirebiliriz. Bu bir timing meselesi. Türkiye çok yakın bir zaman diliminde kahramanlarımızı Kandil'de görecek. Biz şu ana kadar uluslararası meşruiyetini düşünerek adım attık. Kandil operasyonu Afrin operasyonunda önce yapılabilirdi. Zeytin Dalı daha acil hale geldi. Afrin'de bir hat kurmak istediler. Böylece Kandil'i sadece Kandil'de değil Mahmur dahil…
MUHALEFETİN TEHLİKELİ BİR KANDİL SÖYLEMİ VAR
Muhalefetin bir lafı var. Kandil'i boşalttılar. Bu tehlikeli bir söylem. Bilmeden Kandil'i muhafaza etmeye ve oradaki yapacağımız işlemi etkisizleştirmeye çalışıyorlar ki bu tehlikeli bir durumdur. İran'la konuşmadan bu operasyonun yapılamayacağı bilgisi doğru değil. Ama hiç bir ülke teröre karşı yapılan mücadeleye ses çıkarmaz. Etrafımızdaki coğrafyada iş birliklerini kurduk. Kuzey Irak'la bu coğrafyada yaşıyoruz. Yanlışlar olmuş olabilir. Ama ortak çıkarlarımız ortak duygularımız olduğu için bunlar aşılır.
‘HUDUTLARIMIZDA CİDDİ ÖNLEMLER ALINDI’
Suriye ön görülemeyen ve içi karışık bir alan. Bizim 900 kilometrenin üzerinde bir sınırız var. Hudutlarımızda ciddi önlemler alındı. Ancak DEAŞ'ta bir nefret birikimi söz konusu. Biz onları yakından tanıyıp takip edebildiğimiz için onları çözebiliriz. Eylem yapamaz diye söylem koymak mümkün değil. Steril olmasına rağmen Londra’da Paris’te bile eylem yaptılar. Ancak bunların eylem yapamamaları için bütün eylemleri ortaya koyuyoruz.
‘ABD BÜYÜKELÇİSİ…’
ABD Büyükelçisi buradaydı. Sonra Afganistan'a gitti. Son dönemde 2017'nin ikinci yarısından Afganistan'dan göçte önemli bir artış yaşandı. Biz İran'ı sorumlu gördük. Ancak dana sonra bunun farklı olduğunu gördük. Bu Suriye'den ve Afganistan'dan Türkiye'yi zor durumda bırakacak bir hamleydi. Bu ancak Türkiye'yi çok iyi bilen bir akıl tarafından yapılabilir.
‘BU YÜZDEN GERİ ALIM ANLAŞMASINI DURDURDUK’
Yunanistan'la geri kabul anlaşmasını yapmasaydık bu akımı durduramazlardı. Türkiye burada hayati bir önlem koyuyor. Biz sadece İran ve Suriye'ye duvar yaparken bunu da önlemek istiyoruz. Eskiden 700 ile 800 geçiş olurken bu rakam günlük 73. Avrupa Türkiye'yi tampon bölge olarak görüyor. Bu yanlış bir bakış. Yunanistan 15 Temmuz hainlerini verebilir. Ancak 15 Temmuz konusunda çekinceleri var ve bu ilişkileri zor duruma düşüyor. Biraz bırakalım Suriye, Afganistan'dan, Afrika’dan gelenlerle hükümet zor durumda kalır. Yaşayamazlar, turizmleri bloke olur. Bunu hem Yunanistan'ın hem Avrupa'nın anlaması lazım. Bu kadar üstün gayret göstermemize rağmen hainleri vermiyor. Bu yüzden geri alım anlaşmasını durdurduk.
'AVRUPA'DA EN ÇOK UYUŞTURUCU YAKALAYAN ÜLKEYİZ'
Avrupa'da en çok uyuşturucu yakalayan ülkeyiz. Avrupa'da bizim bu konuda sırtımızı sıvazlıyor zaten. Güvenlik kuvvetlerine çok teşekkür ederim. Bu motivasyon kolay bir motivasyon değil. Biz hem üreten hem de satanlar olarak iki ayrı gruptan saldırıdayız. Biz sadece bu ilk altı ay içerisinde 7373 kilo eroin yakaladık. Aynı zamanda Avrupa'dan da ciddi baskı altındayız. Belçika, Hollanda, Danimarka, Avusturya bunlar sentetik uyuşturucu üretip Türkiye'ye salıyorlar. Türkiye'de esrar üretilen tarlalarda artık buğday üretiliyor. Yılbaşından bu yana 9500 kişi uyuşturucudan tutuklandı. Şu an 56 bin kişi uyuşturudan tutuklu.
‘CEZAEVLERİNDE BİR İSYANA MÜSADE ETMEYİZ’
Cezaevlerinde bir isyana müsade etmeyiz. Bazı avukatlar terör kuryeliği yapıyor. DHKPC'li avukatlara yaptığımız operasyonla bir çok şeyi çözdük. FETÖ ve PKK konusunda da aynı şeyler geçerli. Cezaevlerinde olumsuz bir şey olmaz. Kentlerde bekçilik sistemi geri geldi ve daha güçlenecek.
‘EKİPLERE UBER TALİMATI VERİLDİ’
Ekiplere talimat verildi UBER araçlarına ceza kesiliyor. Türkiye bir hukuk devletidir. UBER yetkisiz taşımacılıktır, halk dilinde bunun adı korsandır, bir başka belgeyle taksi taşımacılığı yapmaktadırlar. Bizim buna müsaade etmemiz mümkün değildir. Bu konuda gerekli düzenlemeler yapılacaktır.