Güncelleme Tarihi:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün geldiği Diyarbakır’da bu sabah kanaat önderleriyle bir araya geldi.
Beraberindeki milletvekilleriyle Kulp ilçesine gidip partililerle bir araya gelen Bakan Soylu, Türkiye'de meseleleri değiştirmek ve dillendirmek isteyen kim varsa başını yediklerini söyleyerek, "Bir tek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la uğraşamadılar, uğraştılar mağlup etmeye çalıştılar, yenmeye çalıştılar. O dedi ki, ben bir milletin, bir de Allah'ın önünde eğilirim. Büyük elçilerin masasında olmam. Birçok iş yaptı milletin sayesinde, milletin desteğinde. Türkiye'ye barajlar yaptı, enerjimiz kendi enerjimiz olsun diye. Önümüzdeki dönemin de yani bu çocukların yaşayacağı ve Türkiye'yi yöneteceği Türkiye'nin altyapısını hazırladı. Onun için ona da saldırdılar ama başaramadılar, fiske vurdular düşmedi. Bu Avrupa'nın ve Amerika'nın burnu büyüktür, gelip de Türkiye'ye diz çökmezler. Talimat verirler; derler ki, şunu böyle yap, şunu şöyle yap. Gıda krizi çözülemeyince kendileriyle tahılla ve gıdayla ilgili probleme düşünce Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye dediler ki; tıpış tıpış geldiler, 'ne olursun Ukrayna ile Rusya arasındaki ne olursun bu durumu çözün'. Eğer bizim ayağımız sağlam yere basmamış olsaydı, terör bizi sendelemiş olsaydı daha sadece PKK değil, FETÖ, DEAŞ eğer bizi daha fazla zayıflatmış olsaydı, eğer ondan önceki dönemlerde olduğu gibi emekli maaşları ay sonu verilecek mi verilmeyecek mi diye endişe içerisinde olsaydık, eğer Amerika'dan Avrupa'dan bize parmak salladıklarında, tehdit ettiklerinde sinseydik, eğer onlara tamamen bağımlı hale gelmiş olsaydık, bugün istedikleri gibi Suriye'yi ve Irak'ı nasıl karıştırmışlarsa, Irak'a Amerika demokrasi getirecekti iyi hatırlayın. Bütün dünyada CNN'den BBC'ye kadar bütün televizyonları canlı yayın yaptılar Irak'a demokrasi getireceğiz diye, demokrasi geldi mi? Peki Suriye, Afganistan'a barış getirmek için girdiler nasıl kaçtıklarını hep beraber gördük. Pakistan'da istikrarsızlığı üst üste getirdiler" dedi.
'ERDOĞAN MİLLETTEN ALDIĞI GÜÇLE, ÜLKEMİZİN KORKULARINI TEK TEK YENDİ'
Pandemide kendilerine ahkam kestiklerini söyleyen Soylu, "İnsanları öldüler, buzdolaplarına koydular. Biz de 5 yıldızlı şehir hastanelerinde insanlarımıza hizmet etmeye çalıştık. Bugün parti genel başkanlarında olanlardan biri de ben şahidim, bu şehir hastanelerini yapmayın dediler. Bunlar göreceksiniz bize çok büyük bir maliyet ve sıkıntı oluşturacak, bizi şöyle yapacak, böyle yapacak göreceksiniz dediler. Bir gün gelecek bunlar bize lazım olacak, benim insanım birinci sınıf hastanede 5 yıldızlı otel gibi hastanede hizmet görsün dediğinde karşı çıktılar. Peki yaşlılarını ölüme terk edenler yerine her tarafta sahip çıkan bir Türkiye tablosu ortaya koyduk, biz Batı'yı bir daha böyle yakalayamayız. Tayyip Erdoğan, Türkiye'de birçok iş yaptı, hızlı tren yaptı. Savunma sanayisini güçlendirdi, sanayiyle üretimi arttırdı, ekonomiyi 40 milyar dolarlardan ihracatı 250 milyar dolarlara çıkarttı, birçok şey yaptı. Eksik yok mu? Eksiksiz bir tek Cenab-ı Allah'tır. Hepimiz insanız, eksiğiz. Karşı karşıya kaldığımız bizden kaynaklanan veya kaynaklanmayan sıkıntılar var mı var, dünyaya hep beraber görüyoruz var. Tayyip Erdoğan bunların tümünün içerisinde büyük bir devrim gerçekleştirdi. Her şeyi yapabilirsiniz, asfaltı ve kaldırımı da yapabilirsiniz ama zihniyeti değiştiremezsiniz. Kelepçeyi kaldıramazsınız. Korkularımızın bazen esiri oluruz, travmalarımızın esiri oluruz. Tayyip Erdoğan, milletten aldığı güçle beraber, ülkemizin korkularını tek tek yendi. Dindar, ben dindarım diyebildi, Kürt, ben Kürdüm diyebildi, Alevi, ben Alevi'yim diyebildi. Biz bunların hepsini hayatımızın içerisinde yaşadık, bu ülkede insanlar buradan başka bir yere giderken 21 plakalı araç taşıyamazdı. 06, 34 veya 35 plakalı araç taşırdı çok net. Biz o günlerden geçtik. İnsanlar kimliklerine göre değerlendirirlerdi, bunlar böyle kolay yenilebilecek, kolay alt edebilecek, kolay değiştirilebilecek işler değildir, hepimiz faniyiz. Türkiye'de büyük işler oldu ve bunları Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Türkiye’yi, daha ileri noktaya getirme noktasında bir vazife sahibidir. Bu Anadolu toprakları Diyarbakır'ından İzmir'ine kadar, Ardahan'ından Edirne'ye kadar vazifeli topraklardır, bu insanlar vazifeli insanlardır" diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN HER DİYARBAKIR'A GELDİĞİNDE HEYECANLANIYORUM'
Suriye'de yaşananlara dikkat çeken Soylu, insanlara yardım ettiklerini ve oradaki çocukların buradaki çocuklardan farklarının olmadığını anlattı. Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O çocukların ne kusuru var, buradaki çocuktan ne farkı var? Babası yok, anası yok, nenesinin yanında kalıyor. Parası yok pulu yok, çadırda kalıyor. Yağmur yağıyor, o çadırın içerisinde su var. Tayyip Erdoğan dedi ki; 'Benim buna gönlüm razı değil, gidin oraya briket evler yapın'. Şimdi 100 bini tamamlıyoruz. Oraya huzur getirdik. Kimsenin toprağında da gözümüz yok ama biz bu çocukların dedeleriyle beraber aynı milletin evlatlarıydık. Arap ve Kürt aynı milletin evlatlarıydık. Aynı istikamete aynı kıbleye namaz kılıyorduk, hafif biraz zengin olduk diye onlar biraz zora düştü diye sırtımızı mı dönecektik? Biz Müslüman'ız. İnananlar kardeştir, bunu unuttuğumuz an her şeyi unutmuş oluruz. Diyarbakır sadece Diyarbakır değildir. Diyarbakır'ın huzuru, sadece bize yetmez. Bize Erbil'in, Bağdat'ın ve Şam'ın huzuru lazım. Allah onlara fırsat vermesin. Onun için çok çalışmalıyız, mücadele etmeliyiz. Birlik içerisinde olmalıyız. Biz çalışacağız, gayret edeceğiz. O sıkıntılı olan yerleri de hep beraber terörü de bitiriyoruz. Doğrudur yetmez, etrafımızdaki coğrafyadaki huzuru da sağlamalıyız. Buna ihtiyacımız var bizim, biz birlikte güçlü olmalıyız, onlarla güçlü olmalıyız. İyi, dünyanın doğusuna sıkıntıları yık. Oh ne güzel bir iş, dünyanın doğusundaki bütün ülkeler sıkıntılar içerisinde olsunlar, onlar orada rahat etsinler, etsinler de şimdi görelim. Haydi, şimdi edebiliyorlar mı? Onun için Türkiye, önemli bir fırsat yakaladı. 300 yıldır batıyı böyle yakaladık. Altyapımızı tamamladık, nasipse 29 Ekim'de yerli otomobilin adımını atıyoruz. Kıskansınlar, çatlasınlar ve patlasınlar, huzur içerisinde yarınlara hep birlikte gideceğiz. Tayyip Erdoğan gibi liderler yüzyılda bir gelir. Biz yakalamışız, çalışıp gayret gösterip bizim bundan önce çektiklerimiz hafızanızda canlanmasın. O eski günlere dönmemiz artık mümkün değil. Allah'ın izni ve inayetiyle hedefimiz gelecek, hedefimiz aydınlıktır. Türkiye'yi, ekmeğimizi ve Diyarbakır'ı büyüteceğiz. Çocuklarımızın umudunu büyüteceğiz hep beraber. Bunları sağlayacağız, hep beraber gerçekleştireceğiz. Buna sadece bizim ihtiyacımız yok, herkesin ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her Diyarbakır'a geldiğinde ben heyecanlanıyorum. Acaba ne söyleyecek, ne ortaya koyacak, ne dinleyeceğiz, bize ne anlatacak? Bütün bunların hepsi beni heyecanlandırır. Çünkü Diyarbakır'dan söyleyeceği söz, her tarafa sirayet edecek. Etrafımızdaki coğrafyanın tamamına bu kadar güçlü bir mücadelenin ortasında, ayakta kalan Cumhurbaşkanımıza Diyarbakır'da sahip çıkalım. Bir insanın kendisini ülkesine adayıp da milletinin ona nasıl sahip çıktığını, hep beraber orada gösterelim. Her zaman sahip çıktınız ama diğerleri bu duruma düşmüşken, şimdi yarın bambaşka bir sahiplenme ortaya koymalıyız."