Güncelleme Tarihi:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı Öznur Çalık ve komisyon üyelerini Bakanlık merkez binasındaki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı (GAMER) toplantı salonunda kabul etti. Komisyon Başkanı Öznur Çalık, hazırladıkları raporu Bakan Soylu’ya takdim etti. Burada bir konuşma gerçekleştiren Bakan Soylu, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi çaba içerisinde olduklarının altını çizerek, “İçişleri Bakanlığı olarak; aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda, gerçekten ciddi ve samimi bir çaba içindeyiz, son derece önemli adımlar attık” dedi.
“2022 YILI 1 MART İTİBARİYLE 9 BİN 500 OLMAK ÜZERE TOPLAM 357 BİN EĞİTİM VERİLDİ”
İçişleri Bakanlığında aile ve kadına karşı şiddetle mücadele alanında çalışan personellere verilen eğitimlerin istatistiklerini paylaşan Bakan Soylu, “Kadına ve aile içi şiddetle mücadele kapsamında hayata geçirdiğimiz adımları, aslında afet yönetimindeki modelimize benzer şekilde, ‘olay öncesi önleme’, ‘olay anı müdahale’ ve ‘olay sonrası’ olarak üç sacayağı bulunan bir strateji doğrultusunda yürütüyoruz. Olay öncesi önleme ve olay anı müdahalede Bakanlığımız çok güçlü ve olumlu geri dönüşler sağlayan adımlar atmışken, olay sonrası süreçlerde de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızla temas ve iş birliğini birlikte gerçekleştirdik. İçişleri Bakanlığı tarafından kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında her kolluk biriminde eğitimli personelin görevlendirilmesine ilişkin kurumsal kapasitenin arttırılmasına yönelik olarak; aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele alanında çalışan personelimize; 2018 yılında 59 bin, 2019 yılında 40 bin, 2020 yılında 153 bin 500, 2021 yılında 95 bin, 2022 yılı 1 Mart itibariyle 9 bin 500 olmak üzere toplam 357 bin eğitim verildi” diye konuştu.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN GEREKÇESİ OLAMAZ, HAFİFLETİCİ SEBEP DİYE BİR ŞEY DE OLAMAZ”
Kadına karşı şiddetin diğer asayiş olaylarına nazaran daha karmaşık bir yapısı olduğunu belirten Bakan Soylu, bu konuda pek çok adım altığını ve bunları daha da ileriye götürmenin gayreti içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Kadına karşı şiddet, farklı dinamiklerden beslenen, kendine has özellikleri olan, diğer asayiş olaylarına göre daha karmaşık bir yapısı olan, uzmanlığa daha fazla ihtiyaç duyan bir konudur. Özellikle işin sebeplerine dönük çalışmalar, tespitler, ayrıca önemli. Bizim bu konuda tavrımız nettir: kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz, hafifletici sebep diye bir şey de olamaz. Bildiğiniz gibi; töre saikiyle işlenen cinayetin hafifletici sebep olarak görülmesi anlayışını Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu hassasiyetle kaldırdık. Yine aynı anlayışla daha pek çok adım atıldı, inşallah bunları daha da ileriye götürmenin gayreti içindeyiz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE 20 YILDA KADINA ŞİDDETLE MÜCADELEDE ÇOK ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI”
Yaptığı konuşmada Bakan Soylu’ya kadına şiddete yönelik yaptığı çalışmalar için teşekkür eden TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı Öznur Çalık, “Türkiye’de 20 yılda kadının statüsünün güçlendirilmesi, karar mekanizmalarında yer alması ve kadına şiddetle mücadelede çok önemli adımlar atıldı. Başta Anayasa olmak üzere geçmişte yaptığımız çalışmalarla yazılı metinlerimiz ve yasal metinlerimizin çok güçlü olduğunun bir kez daha altını çizmek isterim” cümlelerine yer verdi.
KOMİSYONUN İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU’YA TAKDİM ETTİĞİ RAPOR
Raporda, 17 ana başlık altında 42 tespit ve 547 öneriye yer verildi. Kadına şiddetin nedenlerinin tüm yönleriyle araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun hazırladığı 912 sayfalık raporda sorunlar tespit edilerek, çözüm önerileri sıralandı. Meclis Başkanlığına sunulan raporda kadına şiddetin toplum vicdanında derin yaralara neden olduğu belirtildi. Raporda, küresel çapta her üç kadından birinin eş-akrabalık ilişkisi bulunan ya da bulunmayan erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik açılardan şiddete maruz kaldığı bilgisine yer verildi. Kadına şiddetin yalnızca hukuk ve kolluk tedbirleriyle çözülemeyeceği, çok boyutlu, karmaşık olgu olan bu şiddet türüyle mücadelenin çok yönlü yaklaşım ve disiplinler arası çalışmayla özel stratejiler geliştirilmesini zorunlu kıldığı vurgulandı. Kadına yönelik şiddet görüntülerinden en çok rahatsız olunan program türlerine bakıldığında ilk sırada dizilerin bulunduğu belirtilen raporda, dizilerde kadına şiddet konusunun işleniş biçiminde ciddi bakış açısı değişikliğine gidilmesi istendi.
Raporda yer alan bazı öneriler şöyle:
“Toplumda ve şiddet mağdurlarında, şiddetle mücadelede oluşturulan mekanizmalar ve tedbir kararlarının ‘mağdur için yeterince koruma sağlamayacağı’ algısının oluşması engellenmeli. Hukuk fakültelerinde öğrencilerin konuya ilişkin uzmanlaşmalarına katkı sağlamak ve farkındalıklarını artırmak için Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, uygulaması ve kadın hakları dersi müfredata konulmalı. Muhtarlara kadın erkek fırsat eşitliği, kadına şiddetle ve erken yaşta evliliklerle mücadele konularında eğitimler verilmeli. 7 gün 24 saat hizmet sunan ayrı bir ‘Acil Şiddet Hattı’ kurulmalı. Kadınlara ait cep telefonlarına yeni kurulacak olan Acil Şiddet Hattı ve KADES başta olmak üzere başvuru mekanizmaları hakkında bilgilendirici SMS'ler gönderilmeli. Cinsel suç mağdurlarına yönelik ülke genelinde yeterli düzeyde hizmet veren ‘Kadın İzlem Merkezleri’ oluşturulmalı.”