Bakan Şimşek radyodan vergi çağrısı yaptı

Güncelleme Tarihi:

Bakan Şimşek radyodan vergi çağrısı yaptı
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2011 11:14

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kral FM’de Gezegen Mehmet’in konuğu oldu. Bakan Şimşek ağırlıklı olarak Torba Yasa ve vatandaşların sorularına cevap verdi. Çocukluk ve gençlik yıllarında arabesk müziği dinlediğini söyleyen Bakan Şimşek'e çeşitli sanatçılar telefonla bağlanarak sürpriz yaptı. Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ve Neşe Karaböcek gibi sanatçılar programda Bakan Şimşek ile konuştu. Neşe Karaböcek ise Bakan Mehmet Şimşek'e ilginç bir öneride bulundu.

Haberin Devamı

Türkiye'de ilk kez bir Bakan radyo programına katılarak ekonomi gündemiyle ilgili açıklamalar yaparken Mehmet Şimşek programda şöyle konuştu:

Bakan olmak gelip geçicidir. Aslolan geride bıraktıklarımızdır. Vergi vermek bir vatandaşlık hizmetidir. Vergisini verenler aynı zamanda hesap soranlardır.

Vatandaş kraldır. Olması gereken budur. Ortadoğu’daki gelişmelerin nedeni budur. Türkiye son yıllarda önemli yol katlettiler. Demokrasiyle vatandaşa hizmet at başı gidiyor. Toplum olarak sormak lazım. Bu vergiler nereye gidiyor diye.

Ben tabi ki ortaokul lise çağlarında biz Ferdi Tayfur’un Orhan Gencebay’ın Neşe Karaböcek’in müzikleriyle, arabesk ağırlıklı müzikle büyüdük. O dönemler için muhteşemdi.

Aslında bu türden başarı örnekleriyle dolu. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanırsa, Türk insanının yapamayacağı şey yok.

Haberin Devamı

ORHAN GENCEBAY SÜRPRİZİ 

Radyo programına bağlanan ünlü şarkıcı Orhan Gencebay ise şunları söyledi:

Sizi kutluyorum sayın bakanım. Harika bir geçmişiniz var. Bu denli olduğunu bilmiyordum çalışmalarınızın.

MEHMET ŞİMŞEK:
Müsaade ederseniz Orhan ağabey demek istiyorum. Çocukluğumuzda sizin şarkılarınızla büyüdük biz. Bir yerde bir el sıkıştık. Çocukluğumuzda sizler bizim büyük kahramanlarımızdınız.  Bir gün bana deselerdi ki Orhan ağabey arayacak, benim için büyük bir hayal olurdu.

ORHAN GENCEBAY:
Geçen gün bir ödül verdiler bana. Onur ödülü verdiler. Bende orada “Pirimiz yüce Mevlana der ki hizmet erlerine yol açın. Onlar bize hizmet edecekler. Onları koruyalım” der. Biz aynı teşekkürü aynı hizmeti yapan sizlere ediyoruz. Biz daha iyi bir ülke olacağız. Allah kolaylık versin.

MEHMET ŞİMŞEK:
Ülkemizin en iyi kaynağı insanlarımız. Başaramayacağımız bir şey yok. Tarihimiz şanla şerefle dolu. Türkiye güzel bir yolculuğa çıkmış durumda.

Hayatı kolaylaştıran düzenlemelerle dolu bir tasarı bu.  Torba Yasa, yaklaşık 250 maddelik bir yasa. Her yasa da vatandaşın bir sorununu çözmeye yönelik. En basit şekliyle. Öğrencilerle ilgili olarak, üniversitelerde atılma tarihe kavuştu. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı öğrenci affını çıkarttık. Diyelim ki bir dersten bütünlemeye kaldınız. Yıllık bir harç vardı. Diyelim ki 1000 lira. 10 ders için 1000 lira harç veriyordu. Ama kaldığı ders için de 1000 lira veriyordu. Biz şimdi diyoruz ki öğrenci kardeşimiz kaç dersten kalmışsa onun parasını versin. Öğrencilerin burs imkanları artıyor. Elektronik ortamda sınav imkanı sağlanıyor. Eskiden il dışına çıkan memur izin almak zorundaydı. Şimdi gerek yok. Kaldıralım bunu dedik.

Haberin Devamı

Devlet memurları sicil sistemini kaldırdık. İtiraz hakkını sağladık. Eskiden memurlar görev yeri neredeyse orada ikamet etmek zorundaydı. Biz bunu kaldırdık. Diyelim ki hamile birisine akşam nöbeti verilmesi, engellilere akşam nöbeti verilmesi biz bunu da kaldırdık.

Eskiden görme engelli kardeşlerimiz ancak bir şahit huzurunda imza atabiliyordu. Biz dedik ki isterse şahit olmadan da imza atabilir.

Bahsedilen Torba Yasa, 250 maddeden oluşuyor, 58 değişik kanunda değişiklik yapıldı. Biz bu kanunları teker teker getirseydik, inanın bir meclis dönemi yetmezdi.

Torba’da bir güzel düzenleme daha var. Diyelim ki trafikte bir hata yaptınız. Ceza yazıldı. O ceza bazen 5 yıl sonra geliyor, sonra sizden faizini istiyorlar. Biz dedik ki devlet görevini iyi yapamazsa, bunu 1 yıl içinde vatandaşa tebliğ etmezse, iptal edilir dedik.

Haberin Devamı

Vergisini zamanında yatıran, vergi borçlarını ödeyen vatandaşlara bu af bir haksızlık olarak karşımıza çıkmıyor mu?

Tarif ettiğiniz gibi bir uygulama varsa bu haksızlıktır adaletsizliktir. Böyle bir algı var. Geçmişte bu tür uygulamalar yapılmış.  Fakat bu defa. Biz bunu af olmaktan çıkartmak için şöyle bir uygulama yaptık.

Şimdi diyelim ki Mehmet’in bir şirketi var 1000 lira kar etmiş. Yani devlete 200 lira vermesi lazımdı 2006’da ve ödemiş. Allah razı olsun anayasal görevini yerine getirmiş.

Gelelim Ahmet efendiye. Diyelim ki onunda şirketi var. 1000 lira kar etmiş. Ancak hiçbir beyanda bulunmamış. Maliye gidip vergi vermediğini tespit etmiş. Şimdi biz ne yapıyoruz?

Haberin Devamı

200 lira vermesi gerekiyor. Vergi kaçırmışsın,  yüzde 300 daha ver. Ediyor 800. Bir de gecikme faizi ver diyoruz. Oluyor 1000 lira. Vergi kaçırdığı için 1000’e çıkıyor. Vatandaş zaten 200’ü ödememiş. Mehmet efendi iyi bir vatandaştı vergisini verdi. Biz önce bu 200 lirayı ver diyoruz. İkinci olarak diyoruz ki 2005’ten bu yana enflasyon var. Enflasyon farkını alıyoruz.

Bu anlamda bir aftan çok bu bir kolaylıktır. Kapsamı son derece geniş. Bu vergileri, bütün maliye bakanlığı’nın, belediyelerin, sosyal güvenlik vergilerini, trafik cezaları, oda aidatları kapsam oldukça geniş.

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nda, herkes kimlik numarasını girerek oradan borcu olup olmadığını öğrenebiliyor. Herhangi bir vergi dairesinden de borcum var mı yok mu diye sorabiliyorsunuz. Ama şöyle de bir sistem de geliştirdik. İnternetten bu hizmet çok daha kolay. Burada önemli olan şu başkasının sizin T.C. numarasını kullanarak sizin bilgilere erişememesi.

Haberin Devamı

İlk bir haftada 500 bin kişi bize başvurdu. Biz 10 milyon mükellefimize mektup gönderiyoruz. Diyoruz ki, TBMM böyle bir kanun çıkarttı. Bu kanun böyle böyle kolaylıklar sağlıyor. Biz vatandaşımızla yeni bir başlangıç açmak istiyoruz. Gelin siz de yararlanın. Böylece hem yargının yükü azalsın, hem devlete olan yükümlülüğünüz yerine gelsin.

NEŞE KARABÖCEK TELEFONLA BAĞLANDI

MEHMET ŞİMŞEK:
Gerçekten büyük bir onur. Çok mutlu oldum aradığınıza. Gençliğimizi müziklerinizle, o şekilde geçirdik. Dün sordular bana. Ben de en başta Neşe Karaböcek gelir dedim.

NEŞE KARABÖCEK:
İşlerinizi takip ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum. 1980’lerde ilk bandrolü Türkiye’ye ben getirdim. Sayın Özal Başbakan’dı. Yürürlüğe koydular ama şu anda pek yürürlükte değil galiba. Şu anda pek kale alan yok. Müzik bakımından maalesef zor durumdayız.

MEHMET ŞİMŞEK:
Sizin büyük emek vererek ortaya koyduğunuz ürünlerin, korsan şeklinde yaygınlaşmasına neden oluyor. Ama ben programın başında Orhan Gencebay’a da söyledim, sektör temsilcileriyle bir araya gelmeye hazırım.

NEŞE KARABÖCEK:
Henüz ABD’den yeni geldim. Konserler yok o yüzden. Sayın Bakanım siz bir gazino açın da biz orada çalışalım. Çünkü konser yok ki. Bari orada çalışalım. Önceden belediye gazinoları vardı.

MEHMET ŞİMŞEK:
Aslında sizin müziğe talep var. Ama bütün mesele korsanın önüne geçebilmek. Teknoloji internet çok yaygınlaştı.

Eskisi gibi bir fiziki mekan yok. Artık sanal mekan var. Siz bir siteyi kapatıyorsunuz, sonra başka ülkeden tekrar açılıyor.

Deniliyor ki zamanında vergisini ödeyenlere kolaylık yok mu?

Şimdi diyelim ki sizin bir şirketiniz var. Bu bakkal dükkanı da olabilir. Yanınızda diyelim ki 2 kişiyi çalıştırıyorsunuz. Önceden ücreti 100 liraysa, yüzde 19 yani 19 lira prim ödüyordunuz. Şimdi ise yüzde 14,5 alalım dedik. Zamanında ödeyen vatandaşlarımızı böyle ödüllendiriyoruz.

Esnafa çiftçiye yönelik çok güzel şeyler var. Esnaf ve çiftçilere geriye dönük borçlanarak emeklilik hakkı sağlıyoruz. Geçici işçilere sigorta imkanı sağladık. 12 eylül mağdurlarına da geriye dönük borçlanma imkanı sağlıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nda usta öğreticiler var. Bunlara da emekliliğin önünü açtık.

Trafik kazası oldu, hastaneye gittiniz. Hiçbir şey sorulmadan tedavisi yapılacak. Tüm masrafları devlet karşılayacak. Bu da torba yasası’nda vardı.  Özel sektör yada kamu hangi hastaneye giderse gitsin masrafları biz karşılayacağız.

Emeklilerimiz. Biliyorsunuz maaşlar nispeten düşük. Biz maaşları kanunla ancak enflasyon olarak artırabiliyoruz. Ama biz dedik ki ekonomimiz iyi. Biraz daha fazla verelim dedik, hatta çok az alanlarda yüksek artış yapalım dedik. En düşük alan emeklilerimize yüzde 21 düzeyinde zam yaptık. Bu da torba yasa’da vardı.

Türkiye’de 4 türlü emeklimiz var. SSK emeklilerimiz var. 2002’de 257 liraydı, 2011 ocağında 787 TL’ye çıktı. Enflasyon kadar artsaydı yaklaşık 500 lira civarında olurdu. BAĞKUR’lu emekli olan vatandaşımızın aylığı sadece 66 liraydı. 66 lira bugün 660 liraya çıktı.

Deniliyor ki milletvekillerini maaş almazlarsa Türkiye’nin hiçbir sorunu kalmaz. Bu cidden böyle mi?

Toplam 550 milletvekili var. Diyelim ki şu anda 9 bin lira alıyorlar maaş olarak. 12’yle çarpalım, toplam 59 milyon lira yapıyor. Sadece özürlü kardeşlerimize bizim yıllık harcadığımız para, 3 milyar lira. Kaç katı siz tahmin edin. Bizim bütçemiz 312 milyar lira. Eski parayla 312 katrilyon.  Ben bu anlayışı yanlış buluyorum.

Milletvekili maaşlar üstünde durmak, bu ülkeye bir faydası yok. Milletvekillerine iyi bir çalışma ortamı sağlamak lazım ki, o vekil geçim sorunuyla değil ülke için uğraşsın. Önemli olan burada tüm vatandaşlarımızın imkanlarını iyileştirmek. Kişi başına milli gelir 2002’de milli gelir 10 bin doların üzerine çıktı. Bu herkes 10 bin dolar alıyor demek değildir. bu ortalamadır. Ama önemli olan burada şu.

Bakın ben çocukluğumda köyde büyüdüm. Bizim bir maaşımız yoktu. Babam geçimlik tarım yapıyordu. Bir şey almak için hayvan satılıyordu. Çok şükür o dönemler hakikaten geride kaldı. Bugün benim annem rahatsızlandığında, oradaki inek satılmak zorunda kalmış ki Ankara’ya götürülebilsin. Ama bugün öyle değil. Biz bugün vatandaşlarımızın masraflarını karşılıyoruz. Çocuklarımız okula gidecekse, fakirse her ay o çocuk başına anneye biz para veriyoruz ki çocuk okula gitsin. Özürlü kardeşlerimizi evden arabayla alıp okula götürüyoruz. Evde bakılması lazımsa ona da maaş veriyoruz.

100 milyar lira civarında bankalar yoluyla Türkiye hortumlandı. Siz de bu insanların yakasına yapıştığınızı söylüyorsunuz. Bu 100 milyar liranın ne kadarını alabildik?

Tabi 2001 yılında kriz yaşadık. Bunun faturası vatandaşa çıktı. Batan bankaların bir kısmı, hortumlandığı için battı. Bir kısmı da iyi yönetilemediği için battı. Şu anda TMSF Hazine’ye ne kadar ödedi önümde yok ama. Biz o banka batıranların, yöneticilerin, bütün mal varlıklarını biz araştırdık, ne bulduysak aldık ve gelirini hazineye verdik. Ta Londra’da ABD’de İsviçre’de o büyükleri bulduk.

Hırsızlığı yapanlar belli. Burada kapıyı açık bırakan, zemin hazırlayan kamu görevlileri hakkında ne yapıldı?

Vatandaş cezasını verdi ve 2002’deki üç partiyi parlamento dışına itti. Eğer hatası olan varsa mutlaka cezalandırılmıştır. Türkiye 2001 yılında, dünyada kriz yokken bunları yaşamış.

Gelelim 2008 yılına. Dünyada büyük bir kriz yaşandı. Sadece ABD’de 800 banka battı. Dünyanın bir çok yerinde bankalar battı. Türkiye’de 2001’de kriz yokken bankaları batmış, 2008’de dünyada kriz varken tek bir bankası batmamıştır. Vatandaşa risk oluşmaktan çıkarttık ve bunu engelledik.

Geçenler de İrlanda büyükelçisi bizi ziyaret etti. Yeni bir hükümetimiz var, ekonomik durum hakkında bilgilendirmek istiyorum dedi. Anlat dedik falan. Sonunda, bizim hükümet yatırımları kıstı, benim maaşımı geçen sene yüzde 15 azalttılar dedi. Yani devlet çalışanları, fatura o kadar büyük ki kamu çalışanlarının, memurların, işçilerin maaşları yüzde 15 indirildi. Sadece burada değil, bir çok ülke yaptı. Bir çok ülke IMF’ye el açtı. O programları uyguladı. Hakikaten de büyük bir sıkıntıdan geçtiler.

Türkiye tam aksine iyi yönetildiği için, ne banka battı, ne fatura vatandaşa çıktı. Bu dönemde biz 40 bin öğretmen, 20 bin polis, yargıya 10 bine yakın eleman aldık. Türkiye’de yol hastane üniversite yapmaya devam ettik krizde. Ama batı’da şu anda bu yapılamıyor. Hala bu krizden çıkamıyor. Siyasi istikrar var. Güçlü bir hükümet var.

Bu Türkiye’de sorun yoktur anlamına gelmiyor. Problemler var. Başarılı olduğumuz alanlar var, başarısız olduğumuz alanlar da var.

VERGİ ORANLARI ARTTIRILMADI

Vatandaşlarımız bir çok konuya değindiler. Şunu önce açık söyleyeyim. Türkiye’de vergi oranları AK Parti dönemlerinde artırılmamıştır, hiçbir yeni vergi getirilmemiştir. Hiçbir vergide enflasyonun ötesinde bir artış yapılmamıştır. Hatta vergiler düşürülmüştür.

Türkiye’de kurumlar vergisi var. Önceden yüzde 33’tü, biz bunu yüzde 20’ye indirdik. Niye? Şirketlerimiz dünyayla rekabet etsin. İkincisi gelir vergisi. Ücret alıyorsunuz, kira alıyorsunuz. Bu oran yüzde 20’den 45’e kadar çıkıyordu. Şimdi bu oranı yüzde 15’e indi 35’e kadar çıkıyor. Asgari ücretliden yüzde 12 alınıyordu. Eğer dört çocuğu varsa, sıfır vergi. İki çocuğu varsa yüzde 2 olsun dedik. Bunun üzerinden de vergileri aşağı çektik.

KDV. KDV Türkiye’de yüzde 18. Avrupa’nın en düşük üçüncü KDV oranına sahibiz. KDV’de biz şöyle bir şey yaptık. Dedik ki eğitim, sağlık, gıda bu alanlarda biz KDV’yi yüzde 18’den 8’e düşürdük. Çok temel gıda maddelerinde ekmek gibi KDV yüzde 1.

PASAPORT HARÇLARINI DÜŞÜRDÜK

Geçen sene mesela pasaport harçlarını yüzde 50 düşürdük. Niye böyle bir algı var? Türkiye’de bazı ürünlerde vergiler yüksek. Mesela akaryakıtta. Vergiler yüksek kabul ediyorum. İmkanlarımız olsa biz bunu sunarız. Bunun birkaç boyutu.

2002’de AK Parti gelmeden önce petrol fiyatları 20-25 dolardı. Şimdi petrol fiyatı 4-5 kat arttı. Biz petrolü dışardan alıyoruz. 2002 yılında bir kardeşimiz benzinliğe gitti ver 100 lira benzin dedi. O zaman 100 liranın, yüzde 70.3’ü hazineye geliyordu. Peki dün gece itibariyle ne kadar vergi yükü var. Bana 100 liralık benzin verin derseniz, şimdi 62 lirası Maliye’ye geliyor. Maalesef biz bunu ithal ediyoruz. Biz artırmıyoruz. Vergi yükü aşağı indi.

Türkiye’de diyelim ki şu anlamda. Önce şunu söyleyeyim. Türkiye’de Maliye Bakanlığı’nın performansı ne kadar tahakkuk olmuş onlarla ölçebilirsiniz.

Türkiye’de 2010 yılında tahakkuk eden vergi 250 milyar lira. Biz onun 210 milyar lirasını toplamışız. Yüzde 85’lik tahakkuk oranımız var. O anlamda dünyada çok farklı değiliz.

Geride olduğumuz gelir ve kurumlar vergi oranımız. Dedim ki 4’ten fazla evi olanların yüzde kaçı biz vergi veriyor. Baktık, 4’ten fazla gayrimenkul olan yüz binlerce kişinin vergi vermediği ortaya çıktı. Mektup gönderdik ve 140 bin yeni mükellef kazandık.

VERGİ MÜKELLEFLERİNE ÇAĞRI

Radyodan söylüyorum. Vergi denetmenleri, Maliye Bakanlığı’nın herhangi bir yetkilisi size haksızlık yaparsa, kötü davranırsa mutlaka bana yazın. Bana gelen yazıları teftiş kurulu’na gönderiyorum. Soruşturma başlatıyoruz. İnternet sitesinden yazabilir. Ben Twitter’dayım.  Bu şu demek değildir. 67 bin çalışanımız var. Hatalar yapabiliriz.

Vergisini ödemeyenleri ihbar edenler ödül var mı?

Tabiî ki de var. İhbarda bulunan vatandaşlarımızın, ihbarı doğru çıkarsa, vergi kaçırma söz konusuysa, kaçırılan verginin bir miktarı prim olarak ödül olarak veriliyor. Bu konuda biz vatandaştan çok destek alıyoruz. Türkiye’de herkes kazandığı ölçüde vergi verse, biz bu oranları daha aşağıya çekeriz. Vergi almazsanız borç almanız lazım. Borç ülkeyi batırır.

Şimdi bazı siyasiler vaatlerde bulunuyorlar. Biz ne vatandaşı kandırırız, ne de kandırılan oluruz. Az bütçe açığı olsun, bu sayede güçlü olsun, ülke başkalarının hükmünde olmasın.

Eskiden bütçeden en fazla payı Milli Savunma Bakanlığı alırdı. Şimdi ilk üç içinde bile değil. İlk sırada şimdi Milli Eğitim var. İkinci sırada Sağlık Bakanlığı var. Milli Savunma’da önemli. Biz onların sadece yüzde 25’ini içerden karşılayabiliyorduk. Bugün Türkiye üretiyor. Yüzde 50’sini Türkiye’den karşılıyoruz. Hollanda’ya füze ihraç ediyoruz.

Ferdi Tayfur bir dolmuştan iniyor, köye öğretmen olarak geliyor. Çeşmenin başında kızlar var.

FERDİ TAYFUR:
İdare ediyorum Mehmetçiğim. Her şey birden bire olmuyor. Gıdım gıdım olacak diyorlar. Sayın Bakanım iyi günler diliyorum efendim.

MEHMET ŞİMŞEK:
Çok çok geçmiş olsun. Nasılsınız?

FERDİ TAYFUR:
Beyinde kılcak damara bir pıhtı akması, vücutta tahribat yapıyor. Tedavilerini şu an görüyorum.

MEHMET ŞİMŞEK:
Sizin kasetlerinizin tamamını almıştım ben. Ortaokul zamanımdayken.

FERDİ TAYFUR:
Ben sizi dinliyorum. Çok güzel cevaplar veriyorsunuz. İnşallah vaat ettiğiniz sözleri de yerine gelir. Benim şarkı yapmak içimden gelmiyor. İnsanlar korsan alıyor. O para Maliye’ye gitmiyor. Kara para oluyor. Ama inşallah düzeldiği zaman çok güzel şarkılar yapacağımı ümit ediyorum. Dışarıda 95 kuruş, burada 4 lira. Bu doğru mu?

MEHMET ŞİMŞEK:
Rakamlar doğru değil. Seçimin arefesindeyiz. Hadi benzin fiyatlarını indirdik deyip adım atabiliriz.

Ben işin zorunu yapmaya çalışıyorum. Vergiyi mümkün olduğunca tabana yaymaya çalışıyorum. Bunu yaydıkça, o akaryakıttaki yükü düşürmeye çalışıyoruz. Akaryakıt ithal ettiğimiz bir kalem. İhraç ettiğinizde sadece rafineri karı var.

Ama Türkiye’de bir distribütör var. Bayi kar ediyor. Rafineri kar ediyor. Bir de vergiler var.

Şimdi Karadeniz’de biliyorsunuz, 4500 metrede, 5000 metrede platformlar kurulmuş, 300 milyon dolar harcanarak arama yapılıyor. Neden? Amacımız memleketin her tarafında mümkün olduğunca, biz ekmeğimizi taştan çıkartıyoruz.

Geçen sene Türkiye petrol fiyatları 70 dolarken, 37 milyar dolar, petrol doğalgaz ve türevlerine para vermiştir. Bunlar Türkiye’nin dezavantajları. AK Parti şanslı değil. 98’de petrol 10 dolardı. 2002’de 20 dolardı. Şimdi ise 115 dolar.

Uzmanlık konusu var. Aslında biz gelir idaresi’nde çalışan arkadaşlarımıza sınavla bunun yolunu açtık. Çoğu da başarılı oldu. Herkes başarılı olacak diye bir şey yok. Önemli olan liyakattır, bilgidir, tecrübedir. Başka türlü de ölçme imkanımız yok.

Şu kadar maaş alıyorum, ama şu kadar yansıyor diyen kardeşlerime şunu söylüyorum.

Şu anda OECD’de 33 tane ülke var. Bu ülkelerin 24’nde emeklilik yaşı 65’tir. Diyelim ki siz polissiniz, o zaman sizin 1 yılınız 1,5 yıl sayılıyor. Yıpranmalara pozitif ayrım var.

1950 yılına gittiğiniz zaman emeklilik yaşı 55’ti. 1990’da bu sayı 35’e 40’a kadar indirilmiş. 4 milyon emeklimiz olsa şu anda emeklimize iki kat maaş verebilirdik.9,5 milyon emekli var.  İnsanları erken emekli ederek daha fazla iş yaratamıyorsunuz. Çünkü, Türkiye’de çok emekli az çalışan olunca devletin borçlanması gerekiyor. Devletin borçlanması artınca faizler artıyor. Bu artınca kayıt dışı yükseliyor.

Mazotla ilgili çok şey söylendi. Çiftçimize biz mazot desteği veriyoruz. 100 liralık mazot kullanıyorsa 15’ini biz veriyoruz. Gerçekçi olmak lazım. Biri çıkıp, ‘ben mazottan vergi almayacağım’ dediği zaman şunu sormak lazım. Bu kaynağı nereden bulacaksın? Bunu açıklamaları lazım. Popülist yaklaşımlarından uzak durmak gerekir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!