Güncelleme Tarihi:
Bakan Selçuk, Gazi Üniversitesi'nde düzenlenen 'Öğretmen Yetiştirmenin Dünü Bugünü Yarını' panelinin açılışında konuştu. Kendisinin de uzun yıllar Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde hizmet verdiğini hatırlatan Selçuk, "Ülkemizin en kadim eğitim kurumlarından birindeyiz. Benim de mensubu olmaktan şeref duyduğum bir kurumdayız. Gazi Eğitim Fakültesi'nin bünyesinde çok uzun yıllar hizmet vermiş olmaktan her zaman onur duydum ve bunu birçok ortamda da paylaşma fırsatı buldum" dedi.
'ÖĞRETMENİ YETİŞTİRMENİN AYRI SORUMLULUĞU VAR'
İnsanın mukaddes bir varlık olduğunu ve eğitimin yol haritasının da insanı anlamaktan geçtiğini dile getiren Bakan Selçuk, "Kendine bir yol örerken öğretmenin önünü aydınlatması, yol göstermesi, güç katması ve son derece ciddi olarak bu konularda çocuklarımızın geleceğini aydınlatması çok büyük bir vazife. Bu vazifeyi kutsal yapan unsurlar var elbette ve bu unsurların da başında çocuğun mayasına, hamuruna, çamuruna, sevgiyle şefkatle müdahale etme imkanı veren bir meslekten söz ediyoruz. Bu meslek, çocukları yetiştiren öğretmenleri yetiştiren öğretmenler olarak burada bizlere ayrı bir vazifeyi de sunuyor. Çünkü öğrencileri yetiştiren öğretmenleri yetiştirmenin ayrı bir bakış açısı var, ayrı bir vazifesi, sorumluluğu var. Bu sorumluluğu hepimiz yıllardır şerefle taşıyoruz ve bu yıllar boyunca da Öğretmenler Günü'nde bir kez daha hatırlayarak bu vazifemizi yeniden anlamlandırmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
'YENİLİKÇİ EĞİTİM SİSTEMİNİN KURULMASI HEDEF GÖZETİLDİ'
Öğretmenliği geliştirmenin ve itibarını yükseltmenin, öğretmenler ile omuz omuza yürüyerek ülkenin geleceğini aydınlatmanın vazifeleri olduğunu vurgulayan Selçuk, şöyle konuştu:
"Bu çatı, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hususen ilgilendiği ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceğinin inşasında yapıtaşlarından birisi olarak gördüğü bir çatı. O açıdan başka bir önemi de var ve cumhuriyetin ilk yıllarından beri bu önem vurgulanıyor. Gerçek bir zaferin eğitimli insan gücüyle sağlanacağını bilen Başöğretmen Atatürk, cumhuriyetin kurucu kadrosuyla beraber toplumun ve çağın ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir eğitim sisteminin kurulmasında terbiyenin eğitimin önemini gayet iyi biliyordu ve bu noktada ciddi adımlar attılar. Cumhuriyet ile birlikte başlatılan eğitim seferberliğinin temelinde, milli yenilikçi bir eğitim sisteminin kurulması, halkın eğitim seviyesinin yükseltilerek cumhuriyetin değerlerinin benimsenmesi ve bu benimsemeye dayalı olarak da yeni nesiller yetişmesi hedef olarak gözetilmiş ve bu hedef milli mücadele yıllarında dahi çok ciddi bir şekilde ele alınmış, takip edilmiş ve şuralarla toplantılarla sürekli olarak bir inşa süreci yaşanmış. Bu inşa sürecindeki hayaller, öngörüler eğitim tarihimizin de belirleyici adımları olmuş."
'EĞİTİM FAKÜLTELERİYLE İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMİNİN FARKINDAYIZ'
Bakan Selçuk, cumhuriyet döneminde eğitimin yeni baştan yapılanmasının çok özel bir hikaye olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu dönemde sadece yurt içindeki öğretmenlerle değil, aslında yurt dışına gönderilen akademisyenler vasıtasıyla da dünyanın birikimi, evrensel birikim eğitim sistemimize taşınmaya da çalışılmış. Ve Milli Eğitim Bakanlığı'nda o zaman ölçme değerlendirmeden yabancı dil eğitimine, müzik eğitiminden spor eğitimine, sanat eğitimine kadar birçok branş ayrı ayrı değerlendirilmiş. Bugün biz MEB olarak eğitim fakülteleri ile işbirliği yapmanın ve bu işbirliğiyle beraber akademik birikimle uygulamanın ilişkilendirilmesinin öneminin farkındayız ve MEB olarak eğitimin kalitesine hizmet eden her türlü faaliyeti desteklemekte kararlıyız. Ve Gazi Eğitim Fakültesi ile beraber de Gazi Üniversitesi ile beraber de okullarımızdaki, sınıflarımızdaki eğitim öğretim süreçlerinin geliştirilmesi noktasında işbirliğine hazırız ve bu konuda görüşmelerimiz de var. Bu görüşmelere dayalı olarak da çeşitli alanlarda projeleri de sürdüreceğiz."
'BU ÜLKEYE ÖDENECEK ÇOK FAZLA BORCUMUZ VAR'
Milletin ortak paydasına hizmet etme işi olan eğitimin aynı zamanda ülke ödevi olduğunun altını çizen Bakan Selçuk, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla hepimizin ayırmadan kayırmadan bu ülkenin evlatlarına hizmet edeceği bir iş. Hepimiz elbette aynı geminin içerisinde yol alıyoruz ve bu ülkeye ödenecek çok fazla borcumuz var, bunun bitmesi asla mümkün değil. Birlikte hareket ettiğimizde bu mutabakatı sağlayacağımızı ve bunun üzerine de bu ülkenin çocuklarını dünyada dimdik ayakta duracak şekilde sağlıkla mutlulukla huzurla akranlarıyla beraber yarışacak noktaya getireceğimize inanıyorum. Bir üyesi olmaktan onur duyduğum Gazi Üniversitesi ve Gazi Eğitim Fakültesi’nin Türk eğitim sisteminin geleceğindeki etkisinin giderek artacağına ve yeni çalışmalarla bu yolda daha aydınlık yarınlara ulaşmamızda gayret sarf edeceğine de inancım tamdır. Ben bu çatı altında yetişen her çocuğun, sadece bugünü değil, geçmişi ve geleceği birlikte düşünerek, bu ülkede öğretmen olmanın sorumluluğunun gerçekten ne olduğunu yaşanmış hikayelerden içselleştirerek anlamalarını çok önemsiyorum."