Bakan Şahin, Kadın ve Medya Sempozyumu'nda konuştu

Bakan Şahin, Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu'nda, insanlığın uygarlık, medeniyet, kültür tarihine bakıldığında kadın ve erkeğin birlikte yazıldığını ve birlikte anıldığını belirtti.

Kadının tarihte işçi de işveren de olduğunu söyleyen Şahin, bilimde de sanatta da var olduğunu, hükümdar da yer aldığını ifade etti. Geçmiş yüzyıla bakıldığında kitle iletişim araçlarının çoğaldığı küreselleşmenin, kentleşmenin ve birçok ilişkilerin yeniden yapılandığı bir yüzyıl olduğunu kaydeden Şahin, kadın ve medyanın en önemli sorgulama alanlarından biri olduğunu söyledi. Bugünkü sempozyumda kadın ve medya üzerindeki sorunların dile getirileceğini ve gelecek için bir yol haritası çizileceğini belirten Şahin, sözlerine şöyle devam etti:
“Bugünün ideolojilerin, akımların, kadının toplum mühendisliğini merkeze alan kadının değişimi üzerinden çocuk, gençlere ve topluma değişimi yansıtmaya çalışan bir çok akımın artık geldiği noktada bireyselleştirme çalışan kadını yalnızlaştırdığını görüyoruz. O yüzden kadın hakları ile ilgili yapılacak her şeyin toplumda hak olduğu, erkeklerin de bu alanda var olması gerektiğine inanırken kadınlarla ilgili yapılan bir çok düzenlemelerin özellikle medya dünyamıza baktığımızda üçüncü sayfa haberlerinde veya arka sayfa güzelliklerinde görmek istemiyoruz.”

Artık kral çıplak deme zamanının geldiğini ifade eden Şahin, kadının sadece bedensel güzelliği ile değil, aklıyla, duygusal zekasıyla, iffetiyle, cesaretiyle, hikmetiyle, adaletiyle var olduğunu bildirdi.

Kadın ve erkeğin beraber toplumun en önemli değişim anahtarı olduğunu ifade eden Şahin, “Bizim özellikle geldiğimiz noktada kadın ve medya üzerindeki yeni oluşumların, yeni yol haritamızı beraber çizmek zorundayız” diye konuştu.

Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak yeni dönemde yeniden yapılandırıldıklarını anlatan Şahin, kadının statüsünü yükseltmeyi ve kadının sorunlarını çözmenin en büyük görev alanlarından biri olduğunu kaydetti.

“Toplumun yüzde 75'i yayınlardan rahatsız”

Kadın, çocuk haklarında yapılan çalışmaları engellemeye çalışan veya yanlış yönetim anlayışının karşısında olduklarını vurgulayan Şahin, sözlerine şöyle sürdürdü:
“Geldiğimiz noktada, bunu ben söylemiyorum, Türk toplumu söylüyor, yapılan bir çok araştırma söylüyor ki bizim medya üzerinden kadın üzeriden çocuk üzeriden genç üzeriden yaptığımız yayınlarda cinsellik ve şiddet üzerindeki ana başlıklarda toplumunda büyük bir rahatsızlık olduğunu görüyoruz. Yüzde 75, yüzde 80'e yaklaşan bir oranda yayınlardan bir memnuniyetsizlik görüyoruz. Bunu nasıl düzelteceğiz, bunu bir bireyin, bir kişinin, bir kurumun düzeltmesi mümkün değil. Burada hepimizin kendi öz denetimi içerisinde düzeltmemiz gerektiğine inanıyoruz.”

Bakan Şahin, toplumun algısına bakıldığında büyük bir değişim talebi görülüyor ve toplumun şikayetleri üzerinden yeniden bir yapılandırılmadan söz ediliyorsa bugün yapılan toplantıdan çözümcü sonuçların çıkması gerektiğini bildirdi.

Araştırmalardan çıkan en önemli sonuçlardan bir tanesinin de gençler ve çocuklar üzerinde yapılan yayınlarındaki sorunların olduğunu belirten Şahin, “Sanal ortamların sunulduğu, beklentilerin yükselttiği, gerçek hayatta bunların da karşılamadığı zaman ciddi manada toplumun, çocuklarımızın ruh sağlığını bozan bir toplumla, bir kadın medya algısıyla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz” dedi.

Sorunların aşılması için herkesin kendi içinde empati yapması, hoşgörü içinde birbirlerini anlaması ve başarıya ulaşması gerektiğini vurgulayan Şahin, “Hiç bir ticari kaygı, hiç bir reklam kaygısı benim ülkemin kadınlarının benim ülkemin çocuklarının, benim ülkemin gençlerinin geleceğinin kaygısından daha önemi olamaz” diye konuştu.

Kitle iletişim araçları ile süreç yönetme

Töre ve namus cinayetleri ile ilgili Diyarbakır'da yaptığı araştırmaları anlatan Şahin, şunları söyledi:
“Oradaki aşireti toplayıp, bu toplumun, değişim yanımızda olmalarını istediğim zaman bana aşiret reisi dedi ki, (Vekilim, toplum değişti, gençler çocuklar bizi dinlemiyor. Burada aşiret reislik bitti. Siz Ankara'ya dönün kitle iletişim araçları ile olan süreci lütfen bizim de rahatsız olduğumuzu söyleyerek yönetin) dedi. O yüzden dünyamızın değerli beyinleri, değerli kardeşlerim, biz 2023'e giderken medyanın kendi içinde özellikle medyanın yönetici kadrolarına baktığımız zaman yüzde 12'i köşe yazarı kadın olan, genel yayın yönetmeninin olmadığı ve kadınların zor şartlar içinde çalıştığı bir medya sektörü ile karşı karşıyayız. O yüzden siyasette kadın neden az, neden kabinede bir tane kadın bakan var deme hakkımız var mı? Bu topyekün bir kalkınmadır. Topyekün birbirini besleyen, birbirini destekleyen önemli bir alan diye düşünüyorum.”

Bakanlık olarak toplumu aydınlatmada en büyük paydaşın ve ortakların medya mensupları olduğunu belirten Şahin, yapılan hukuki düzenlemelerin topluma birlikte anlatılacağını ve beklentilerin birlikte yönetileceğini bildirdi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk halkına bıraktığı en önemli manevi mirasın bilim ve akıl olduğunu kaydeden Şahin, şunları söyledi:
“İleri demokrasiye ulaşacaksak, güçlü toplum olmadan olmaz. Güçlü toplumda 75 milyon bireyin her bir bireyin birinci sınıf vatandaş olduğu, mutlu olduğu, bu ülkede yaşamaktan dolayı onur duyduğu bir ülke için hep beraber bu ülkenin geleceğini inşa edeceğiz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak biz sizlerin hizmetkarıyız. Bütün gücümüzle bu ülkenin geleceğini inşa etmede sizin emirlerinizde olduğunuzu söylüyorum. Bu ülkenin aydınlık yarınlarını hep beraber inşa edelim. Biz kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla herkesi kucaklayalım. Medyamızı bir aydınlama projesine döndürelim. Artık bir haberin bir haberin değil, bütün haberlerin haber olduğu yeni bir sisteme, yeni bir Türkiye'ye bugün itibariyle inşasına başlayalım diyorum. kadın bilimde de var ülkemde, kadın sanatta da var ülkemde, kadın ticarette de var ülkemde...”

Yayınlarda sadece kadınların şiddet ile anlamlandırılmamasını, başarı hikayeleriyle ön plan çıkarılmasını isteyen Şahin, istenildiği takdirde bunun başarılabileceğini sözlerine ekledi.