A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2011 14:30
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin, İzmir'de kadına karakolda dayak olayına karışan polislerin görevden alındığını belirterek, “Oradaki örnek, bundan sonra, bunu kafasından bile geçirmek isteyenler için sonun ne olduğunu, meslekten men edilebileceğini gösteren bir örnektir” dedi.
Şahin, BDP Grubunu ziyaret ederek, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ve Grup Başkanvekili Pervin Buldan ile görüştü.
Kışanak, kadınlara yönelik ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi konusunda, kadınların ortak bir çaba içerisinde olmasını önemli ve anlamlı bulduklarını ifade ederek, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin, Meclis'te hep beraber görüşülerek kabul edilmesinin önemine işaret etti.
Kışanak, bu sözleşmenin onaylanmasında katkısı geçen herkese teşekkür etti ve Hükümetin bu konudaki tavrını olumlu bulduklarını söyledi. Kışanak, “Bu yasal mevzuatın, önümüzdeki günlerde kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair bir kanun teklifinde de karşılık bulmasını bekliyoruz” dedi.
Kamuoyuna da yansıyan İzmir'deki bir karakolda kadına yönelik şiddet görüntülerinin, bu konunun önemini bir kez daha hatırlattığını belirten Kışanak, “Biz kadınlar, evde, sokakta, işyerinde, okulda, karakolda, siyasette ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyoruz. Bunların tamamıyla birlikte mücadele etmek, ortadan kaldırmaya yönelik güçlü politikalar üretmek gerekiyor. Kadına yönelik şiddet konusunda tüm kadınları ortak ve güçlü bir dayanışmaya davet etmek istiyorum” diye konuştu.
Kışanak, KCK soruşturması kapsamında, aralarında BDP'nin Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve 2 milletvekilinin de bulunduğu 500'ü aşkın kadının tutuklu olduğunu söyledi.
“Bir konuda Bakan Şahin'e sitemimi iletmek istiyorum” diyen Kışanak, şöyle konuştu:
“Siyasette kadının kendisini var etmesinin ne kadar zor olduğunu bireysel mücadelesiyle yaşamış bir kadın olarak, kendisinden, siyasette kadınlara yönelik yoğun baskılara karşı şimdiye kadar dayanışma, destek sözü duymak isterdik. Ayrıca Ersanlı'nın tutuklanmasından sonra cinsiyetçi bir dilin kullanılması ve kendisinin kimlerle evli ve akrabalarının kimler olduğu üzerinden bile siyaset yapılmaya kalkışılması, biz kadınlar açısından asla kabul edilemez. Cinsiyetçi bu dilin de reddedilmesini bekliyoruz.”
“Sözleşmeyi geçiren ilk ülke Türkiye”
Bakan Fatma Şahin de sözlerine “Biraz gecikmiş bir beraberlik oldu” diyerek başladı.
Parlamento açıldığı zaman partilerle biraraya gelmek istediklerini, ancak BDP'li milletvekillerinin çoğunun o zaman yurtdışında olduklarını belirten Şahin, “İstanbul sözleşmesi” olarak da bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesini parlamentosundan geçiren ilk ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Bakan Şahin, sözleşmenin onaylanmasına ilişkin kanunu, bütün siyasi partilerden destek alarak 1 saat gibi kısa bir sürede kabul ettiklerini belirtti.
Bu kanuna verdikleri destekten dolayı BDP Grubunu ziyaret ettiğini ifade eden Şahin, sorunlar analiz edilirken farklı bakış açıları ve görüşler olabileceğini bildirdi. Şahin, “Demokratik olgunluk; farklı görüşlere saygı duyup, ortak alanlarımızı genişletebilmek, farklı görüşleri de çözecek mekanizmaları güçlendirmekle gerçekleşecektir. Sorun alanlarını çözeceğimiz yer masalardır, biraraya gelmek oturmak ve belli bir süre sonra aynı dili kullanabilmektir. Biz kadınlar bunu başarmaya çalışıyoruz” dedi.
“İstanbul sözleşmesi” hakkında bilgi veren Şahin, sözleşmenin uygulanabilmesi için 11 ülkenin daha imzalaması gerektiğini ve bunun için de Avrupa Parlamentosu ve Konseyini, “Biz bunu başardık siz de bir an önce başarın ve uygulamalım” dediklerini söyleyerek, “Şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu ve halk sağlığı sorunu olduğunu söylüyoruz. Her türlü şiddeti... Bu karakolda da olur, nerede olursa olsun, Parlamento içinde olur... Her türlü şiddeti reddeden bir anlayışla yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Koyduğumuz hedefler 73 milyon içindir. 73 milyonun bu hedefe ulaşabilmesi için de iç barışımız çok önemlidir” diye konuştu.
KCK operasyonları
KCK operasyonlarıyla ilgili de konuşan Şahin, Türkiye'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu söyledi. Hukuk devleti içerisinde yapılması gerekenler ile ilgili sürecin şeffaf bir şekilde kamuoyu önünde yapıldığını ifade eden Şahin, şunları kaydetti:
“Demokratikleşme, ileri demokrasi, hukuk devleti... Eğer burada bir eksiklik veya farklı bir şey varsa bütün kamuoyu önünde oluyor. Hukuk devleti çalışıyor. İnşallah sizin o söylediğiniz noktalarda rahatsızlığınızı giderecek şekilde, sistem kendiliğinden revize olur ve daha hızlı bir şekilde çalışır. Şu bir gerçek ki oturmuş, temeli olan bir yapımız var. Bunun üzerine ne koymamız gerekiyorsa da güçlendirmemiz gereken bir hedefimiz var, bu hedef de hepimizin hedefi.”
Bakan Şahin, İzmir'de kadına karakolda dayak olayıyla ilgili ilk tepkiyi kendilerinin verdiğini ifade etti. Olaya karışan polislerin aynı gün görevden alındığını dile getiren Şahin, “Oradaki örnek, bundan sonra, bunu kafasından bile geçirmek isteyenler için sonun ne olduğunu, meslekten men edilebileceğini gösteren bir örnektir” dedi.
Kadını cinsel meta olarak gösteren ve şiddeti onaylayan dizileri onaylamadıklarını belirten Şahin, en son yapılan bir ankete göre toplumun yüzde 70'inin bundan rahatsız olduğunu, ancak en çok dizilerin izlendiğini söyledi. Şahin, “Hem şikayet ediyoruz hem izliyoruz” diye konuştu.
Şahin, önemli hedefleri olduğunu belirterek, herkesin 1. sınıf vatandaş olduğu, kimsenin nerede doğduğu, hangi bölgede yaşadığının önemli olmadığı, temel hak ve özgürlüklerde birinci sınıf bir ülke için mücadele ettiklerini kaydederek, “Bu masaları ve ortak dilleri çoğaltmamız gerekiyor” dedi.
Bakan Şahin, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Karakoldaki dayak olayının ardından İzmir valisinin özür dilediği anımsatılarak, bunun devamının gelip gelmeyeceğinin anımsatılması üzerine Şahin, devletin özür dilemeyi öğrendiğini ve ezberleri bozulduğunu söyledi.
Şahin, şiddete uğrayan kadına sinyal cihazı takılması ile ilgili bir soru üzerine, bu yöntemin bir çok ülkede başarı ile uygulandığını ve bunun önemli bir caydırıcılık getireceğini kaydetti.