Güncelleme Tarihi:
Stratejik İletişim Merkezi'nin (STRATİM) düzenlediği “The İstanbul Forum” kapsamında yapılan ve moderatörlüğünü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın yürüttüğü “Orta Doğu'da Kadın ve Liderlik” paneline, Bakan Şahin, Sabah Gazetesi yazarı Nur Batur, 2011 Nobel Barış Ödülü'nü alan Yemenli aktivist Tawakkol Karman ve Bahreyn Şura Konseyi'nden Aysha Mubarak katıldı.
Panelde konuşan Bakan Şahin, dünyadaki temel hak ve hürriyetlerde değişimi iyi görmek gerektiğini belirtti. Şahin, fikirlerin çok hızlı bir şekilde dolaştığı dünyadan, Ortadoğu'nun ayrı düşünülmemesi gerektiğini söyledi.
Her gün Suriye'den binlerce kadının ve çocuğun sınırdan Türkiye'ye geçtiğini ifade eden Şahin, şu ana kadar da Türkiye'de yüz binlerce insana kamplarda hizmet verildiğini anlattı.
Çocukların eğitiminden, temel ihtiyaçlarına kadar bütün ihtiyaçlarını karşıladıklarını vurgulayan Bakan Şahin, şöyle devam etti:“Bu süreçte uluslararası hukuka ve topluma baktığımız zaman, birçok mazeretin yaratıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Sayın Başbakanımız Suriye halkının yanında olduğunu, komşu olarak gerekli bütün desteği vereceğini açıklayan ve bunu yüksek sesle dile getiren bir lider olmuştur. Dönüp baktığınızda bu ses ne kadar duyuluyor. Ölen Müslümanlar üzerinde kim ne yapıyor dediğimiz zaman o istediğimiz katılımcılığı da göremiyoruz. Şu bir gerçek ki biz bu mücadelede iç muhalefette de yalnız kalmamıza rağmen, her zaman olduğu gibi bütün bütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında mazlumun yanında yer almak ve onlara yardımcı olma konusunda politikamızı güçlendirmeye devam edeceğiz.”
Kabinedeki tek kadın bakan olduğunu hatırlatan Şahin, bu durumun kadınların temsil seviyesinin çok az olduğunu gösterdiğini söyledi.
Kadınların temsil edildiğinden bahsetmek için kadın temsil oranının yüzde 25-30 düzeyinde olması gerektiğini vurgulayan Şahin, Başbakanın zaten kadın kotasını yüzde 30'a çıkardığını ifade etti.
“Temel eğitimde kadın-erkek eşitliği sağlandı”
İktidar olarak kadınların yaşam standartlarını en üst düzeye çıkarmayı amaçladıklarını belirten Şahin, şöyle devam etti:
“Kadın hakları konusunda özellikle sayın başbakanımızın, 'kadına karşı ayrımcılık ırkçılıktan beterdir, kadınlar hayatın her alanında etkili olmalıdır' sözü, kadın hakları açısından ülkemizde önemli bir yoldur. Bugün temel eğitimde kadın erkek arasındaki eşitlik ülkemizde sağlanmıştır. Yüzde 98 oranında kızlarımızı okutuyoruz. 2 milyondan fazla kız çocuğuna erkeklerden daha fazla para vererek onlara pozitif ayrımcılık yaptık. Son 10 yılda 2.6 milyar lirayı bu konu için ayırmış bir ülkeyiz.”
“İslami hareketlere katılan birçok kadınımız var”
Bahreyn Şura Konseyi'nden Aysha Mubarak ise Arap kadınlarının devrimlere katılım açısından geri durmadığını belirtti.
Arap kadınının siyasi hareketlerde her zaman yer almak istediğini bildiren Mubarak, şunları kaydetti:
“Ancak bazı ülkelerde, bu tip şeyleri yapma özgürlükleri yok. Erkekler gibi siyasi hayata katılma özgürlükleri yok. Ama Arap kadınının doğasında vardır bu tür olaylara katılmak. Tarihte de rol modellerimiz var bizim. Yani İslami hareketlere katılan birçok kadınımız var tarihte. Ama Arap Baharı'nda kadın ne yaptı baktığımızda, yeterli derecede hak elde edemediğini görürüz. Kadın haklarını alma isteği hep var ama devrimlerden sonra kadınlar geride kalıyor.”
“Arap Baharı'nda kadınlar haklarını kaybetti”
Ortadoğu kadınının bulunduğu noktada kalacağını düşünmediğini dile getiren Mubarak, şöyle devam etti:“Mutlaka bundan daha ileri gidecektir. Arap Baharı'nda kadınlar aslında haklarının bir çoğunu kaybetti. Mesela Mısır'da. Biliyorsunuz Mısır'da Müslüman Kardeşler iktidara geldi ve parlamentoda kadınların sayısı azaldı. Yani bu olumsuz etki olarak karşımıza çıkıyor. Ama biliyoruz ki Arap kadını zümrüdü anka kuşu gibidir, küllerinden yeniden doğacaktır. Tabi bazı yerlerde durum farklı oldu. Tunus'ta ve Fasta kadına daha çok hak verildi. Anayasada değişiklik yapıldı ve kadının toplum hayatına katılması için bir kapı açıldı.”
Yemenli aktivist Tawakkol Karman ise devrimlerin ve ülkenin yapılanmasının maalesef aynı döneme denk gelmediğini savunarak, “Arap Baharı'na baktığımız zaman, 1,5-2 sene oluyor. Devrim olduktan sonra demokrasi geldi, herşey oldu. Böyle bir şey yok” dedi.
Devrimden sonra demokraside sadece ikinci adıma geçildiğini belirten Karman, bunun devamının getirilmesi gerektiğini, söyledi.Suriye konusunda Türkiye'den yardım isteyen Karman, “Türkiye bu ülkeye desteğini bırakmasın. Oradaki insanlar da insan gibi yaşamak istiyor. Suriye de en kısa zamanda inşallah devrimini tamamlayacak. Demokrasiye geçecek. Çünkü diğer ülkelerde sadece diktatörün devrilmesi kısmı tamamlanabildi” diye konuştu.Sabah Gazetesi yazarı Nur Batur da Arap dünyasının yapılan devrimlerle büyük bir değişim geçirdiğine işaret etti. Batur, bu değişimin sadece kadınların Ortadoğu'da yer aldığı durumu açısından değil, bütün toplumun aldığı rol açısından önemli olduğunu söyledi.
Suriye'de iki türlü bir savaş olduğunu ifade eden Batur, “Biri diktatörlüğe karşı, diğeri de demokrasi ve insan hakları için yapılan savaştır. Kadın erkek durmadan demokrasi için savaşıyorlar. Bu durumu gerçekten takdirle karşılıyorum. Demokrasi hemen geçilebilecek bir şey değil, Türkiye için bile 1946'da başladı ve biz halen demokrasi için çabalıyoruz” dedi.