Güncelleme Tarihi:
Pepe, Türkiye'nin, 2004 yılında Arjantin'in Başkenti Buenos Aires'de düzenlenen toplantıda, İklim Değişikliği Taraflar Sözleşmesi'ni imzaladığını, 2005 yılında da TBMM'de onayladığını anımsattı.
Pepe, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın koordinasyonunda oluşturulan, tüm bakanlıkların ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın katılımıyla oluşturulan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu'nun, Ulusal İklim Değişikliği Raporu'nu hazırladığını anımsattı.
Rapora son şeklinin verilmesi amacıyla koordinasyon kurulunun 15 gün önce bir araya geldiğini anlatan Pepe, raporun, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle ilgili “yol haritası” olduğunu söyledi.
Pepe, “Bu rapor, temiz enerji, arazi, su kullanımından, su kaynaklarının korunması, orman alanlarının genişletilmesi, enerji tasarrufu, fosil türevi yakıtlar, yenilenebilir enerji kaynakları, sanayide ileri teknolojinin kullanılması gibi konuları ele alan geniş bir çerçeve... Yani tüm sektörleri ve bakanlıkları ilgilendiren bir rapor bu” diye konuştu.
İKLİM DEĞİŞİMİ
Dünyadaki iklim değişikliğiyle ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade eden Pepe, iklim değişikliğinin ardından oluşacak koşulların tüm dünyayı etkileyeceğini belirtti. Akdeniz havzasında olması nedeniyle Türkiye'nin de iklim değişikliğinden önemli miktarlarda etkileneceğine dikkati çeken Pepe, şöyle devam etti:
“Bir bütün olarak dünyada iklim değişikliği oluyor. Mevsimlerin yeri değişiyor, mevsimler iç içe geçiyor. Anlık hava değişiklikleri, seller, heyelanlar oluyor. Yağış rejimleri değişiyor, sıcaklıklar fark ediyor mevsimden mevsime. Yaz aylarında yaşadığınız bir sıcaklığı ilkbaharda yaşamaya başlıyorsunuz. Kışın eskisi kadar bol kar ve yağmur yağmıyor. Bir yıl içinde yağacak yağmur bir günde ya da bir saatte yağıyor. İşte şu anda Türkiye'nin güneydoğusunda olan olay, İstanbul'da, Karadeniz'de yaşanan olaylar bunun bir habercisi, uyarıcısı.”
“TÜRKİYE NERELERDE YANLIŞ YAPTI”
Pepe, Türkiye'nin, karbondioksitle, metan gazlarıyla ilgili planlamalarını daha önce yapmış olması gerektiğini söyledi.
Daha az fosil türevli yakıt tüketilmesini özendirici uygulamalara geçilmesinde geç kalındığını ifade eden Pepe, şunları kaydetti:
“Türkiye, yanlış enerji kullanımdan dolayı yılda yaklaşık olarak 4-8 milyar dolarlık enerjiyi havaya atıyor. Binaları iyi izole edebilsek, araçlarımızın bakımını yaptırabilsek, daha az enerji tüketen araçlar kullanabilsek, sanayide geri kalmış teknolojileri değil de en yenilerini kullanabilsek, belediyelerimizin çöplüklerini rehabilite edebilsek çok önemli iş yapmış olacağız.
Çöplüklerden metan gazı çıkıyor, metan gazının da karbondioksit gazından 20 kat daha fazla sera etkisi oluşmasında ve iklim değişikliği noktasında olumsuz tesiri oluyor. Arıtma tesislerinden de benzer gazlar çıkıyor. Bunları yan yana koyduğunuz zaman Türkiye'nin karşısına çıkan tablo şu, Türkiye, iklim değişikliğiyle ilgili olarak hazırladığı raporda, önümüzdeki 5, 10, 15 yılda ne yapacağını ve bunların ne kadar maliyetlerle ve ne zaman yapılacağına dair strateji planı oluşturuyor.”
SERA GAZI SALINIMI
Türkiye'de sera gazı salınımı oranının OECD ve AB ülkelerinin 4 te 1'ine tekabül ettiğini belirten Pepe, sanayileşmelerini tamamlamış AB ülkelerinin, Kyoto Sözleşmesi'ne taraf olmaları nedeniyle yeni enerji santralleri kurmak, yeni büyük sanayi tesisleri oluşturmak zorunda olmadıklarını anlattı.
AB ülkelerinin, çevreyle, ormanla ilgili yatırımlarını, altyapı çalışmalarını Türkiye'den çok önce tamamladığına dikkati çeken Pepe, ”Dolayısıyla, Türkiye geliştikçe karbondioksit salınım miktarı da artacak. Ancak biz Türkiye olarak Kyoto'ya taraf olmadan da bu İklim Değişikliği Taraflar Sözleşmesi'ne imza attığımız, bunu parlamentomuzdan geçirdiğimiz için kendi kendimizi kontrol ederek, gaz emisyonlarımızı düşürecek projeleri geliştirmek zorundayız” diye konuştu.