Bakan özür dilesin
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2011 00:00
Adalet Bakanı Ergin’in, Balbay’ın günlüğündeki sözlerden yola çıkarak “Danıştay’da içtihatlar değişiyor” açıklamasına Danıştay Başkanı Birden’den yanıt geldi. Birden “Sayın Bakan yargıyı töhmet altında bıraktı. Hemen özür dilemeli” dedi.
DANIŞTAY Başkanı Mustafa Birden, yargının kimseden emir almayacağını belirterek, “Sayın Adalet Bakanı yargıyı bu lafla töhmet altında bıraktı. Özür dilemesi gerekir” dedi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in 10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in “Bu hükümete yüksek yargıya adam aldırmamak lazım” sözlerinin Ergenekon soruşturması sırasında tutuklanan Mustafa Balbay’ın günlüklerinde yer aldığı iddiasını değerlendirirken söylediği, “Bundan sonra Danıştay’da içtihatlar değişiyor” sözlerine sert tepki gösterdi. Birden, makamında gazetecilere şu değerlendirmeleri yaptı:
Açıklama bizi üzdü
“Danıştay bu davaların hukuka uygunluk denetimini yerine getirirken bunu hâkim ve savcı alımlarının durdurulmasını engellemek olarak nitelemek ve bunu yargının bugün içinde bulunduğu sorunlara gerekçe olarak göstermek hatta bu konuda Yargıçlar ve Savcılar Birliği ile Danıştay mensupları arasında bir ilişki kurularak yargı sürecine etki edildiği hissini uyandıran açıklamaları yapmak bizi çok üzüyor. Özellikle sayın Adalet Bakanının o günlükten geçen bazı ibareler nedeniyle bundan sonra ‘Danıştay’da bazı içtihatler değişti’ şeklinde cümlesi oldu.
Sayın Bakan Danıştay’a niye böyle yapıyor anlamıyorum. Danıştay’da yaklaşık onun yaşı kadar hizmet veren insanlarla bu kararlar veriliyor. En aşağı 30 yıl, 40-45 yıldır insanlar burada çalışıyor. Sayın Adalet Bakanı yargıyı bu lafla töhmet altında bıraktı. Bence sayın Adalet Bakanı derhal çıkıp bu konuda ‘amacım budur yargıyı töhmet altında bırakmak istemedim’ şeklinde bir beyanla özür dilemesi gerekir.
Danıştay’a yeni daireler kurulması da çözüm olmaz. Bazı işlerin Danıştay’a gelmeden bölge idare mahkemelerinde kesinleştirilmesini sağlanması gereklidir.”
Kimse şikayetçi değil
Yargıda reformun, önce vatandaşın açtığı davadan en kısa sürede sonuç almasını sağlamakla olacağını vurgulayan Birden, “(Hakim açığı var, Danıştay karar verdi) deniyor. Bu zamana kadar bir sürü hakim de atandı. Çalışıyor. Hakim açığı yeni mi ortaya çıktı?” diye sordu. Birden, şöyle devam etti: “(Danıştay yüzünden hakim savcı alamadık) iddialarını kabul edemem. Hele, sanki emir ve talimatla, bir yerlerden talimat alıp da böyle yaptık gibi bir düşünceyi hiç kabul edemem. ”
Açıklama bizi üzdü
“Danıştay bu davaların hukuka uygunluk denetimini yerine getirirken bunu hâkim ve savcı alımlarının durdurulmasını engellemek olarak nitelemek ve bunu yargının bugün içinde bulunduğu sorunlara gerekçe olarak göstermek hatta bu konuda Yargıçlar ve Savcılar Birliği ile Danıştay mensupları arasında bir ilişki kurularak yargı sürecine etki edildiği hissini uyandıran açıklamaları yapmak bizi çok üzüyor. Özellikle sayın Adalet Bakanının o günlükten geçen bazı ibareler nedeniyle bundan sonra ‘Danıştay’da bazı içtihatler değişti’ şeklinde cümlesi oldu.
Sayın Bakan Danıştay’a niye böyle yapıyor anlamıyorum. Danıştay’da yaklaşık onun yaşı kadar hizmet veren insanlarla bu kararlar veriliyor. En aşağı 30 yıl, 40-45 yıldır insanlar burada çalışıyor. Sayın Adalet Bakanı yargıyı bu lafla töhmet altında bıraktı. Bence sayın Adalet Bakanı derhal çıkıp bu konuda ‘amacım budur yargıyı töhmet altında bırakmak istemedim’ şeklinde bir beyanla özür dilemesi gerekir.
Danıştay’a yeni daireler kurulması da çözüm olmaz. Bazı işlerin Danıştay’a gelmeden bölge idare mahkemelerinde kesinleştirilmesini sağlanması gereklidir.”
Kimse şikayetçi değil
Yargıda reformun, önce vatandaşın açtığı davadan en kısa sürede sonuç almasını sağlamakla olacağını vurgulayan Birden, “(Hakim açığı var, Danıştay karar verdi) deniyor. Bu zamana kadar bir sürü hakim de atandı. Çalışıyor. Hakim açığı yeni mi ortaya çıktı?” diye sordu. Birden, şöyle devam etti: “(Danıştay yüzünden hakim savcı alamadık) iddialarını kabul edemem. Hele, sanki emir ve talimatla, bir yerlerden talimat alıp da böyle yaptık gibi bir düşünceyi hiç kabul edemem. ”