Bakan oldun mu akraban çoğalır

Güncelleme Tarihi:

Bakan oldun mu akraban çoğalır
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2001 00:00

Mustafa Taşar adını memleketi Gaziantep iyi kötü biliyordu ama, Türkiye onu ANAP'ın kurulmasıyla duydu. Gaziantep'in bu iri yarı yaman ülkücü genci yeni kurulan bir siyasi partinin, siyasi tecrübesi olmayan gencecik bir genel sekreteri seçilmişti. Kısa sürede Özal'ın sağ kolu olmuştu, ANAP teşkilatı ondan soruluyordu. Derken Bakan Taşar oldu, derken ünü Meclis koridorlarından otel salonlarına kadar taştı. İki kez Devlet, bir kez Çevre bir kez de Tarım Bakanı oldu. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti'nin çiçeği burnunda Turizm Bakanı. Aslında Mustafa Taşar deyince şöyle bir duracaksınız. Çünkü onun Türkiye'de uçan bütün kuşlardan haberi olmuştur ve olmaktadır. İnanmazsanız katılın bize, gidelim Ankara'ya.O da ne? Taşarlar'ın İran Caddesi'ndeki kocaman dairelerinin kocaman salonundaki kocaman yemek masasının üstünde kocaman Gaziantep var. Bülbülyuvasından lahmacuna, simit kebabından baklavaya, sebzeli, patlıcanlı kebaptan içli köfteye, yuvalamaya kadar. Taşarlar, belli ki ayaklarındaki Japonya ve Rusya tozlarını atmadan mütevazı memleket sofrasıyla süslemek istemiş sohbetimizi. Hem hoş geldiniz, hem hoş bulduk...Ailemde birçok siyasetçi varGaziantep Ticaret Lisesi'nde okurken ilimize gelen hiçbir siyasinin mitingini kaçırmazdım. Menderes'ten İnönü'ye, Ecevit'e, Osman Bölükbaşı'ndan Türkeş'e kadar, kim geldiyse hepsini izledim. O zamandan kafaya koymuştum 30 yaş sınırını aşar aşmaz milletvekilliğine aday olmayı. Partilerin delege listelerini alıp muhtarlar dahil hepsine kart gönderiyordum. Cevap gelmesi önemli değil, adım kafalarına kazınsın diye yapıyordum. 1977'de ilk oy verme hakkımı MHP'ye kullandım. Ben ülkücü fikirlerle yetiştim ama, hiçbir Ülkü Ocağı'na kayıt olmadım. Ailemde de çok siyasetçi var. Babamın bir amcaoğlu Demokrat Parti'nin ilk il başkanı, bir başka amcaoğlu 27 Mayısçılardan Dündar Taşar, sonradan MHP Genel Başkan Yardımcısı oldu. Annem tarafından şu anda Saadet'te olan Süleyman Arif Emre var. Memduh Ekşi'nin kızkardeşi, annemin halasının oğlunda. Ali İhsan Göğüş ve Besim Üstünel de akrabalarım.KİLO VERMEK İÇİN AKUPUNKTUR BİLE YAPTIRDIMANAP'taki milliyetçileri ben, muhafazakarları Mehmet Keçeciler, libarelleri ise Mesut Yılmaz temsil ediyordu. 1985'teki ilk kongrede bana karşı Keçeciler'le Mesut Yılmaz ittifak yaptılar. Sonrakinde Mesut Yılmaz'a karşı Keçeçiler'le ben ittifak yaptım, buna Kutsal İttifak dediniz. Daha sonraki kongrede Mesut Yılmaz'la ben oldum, Keçeciler yalnız kaldı. Şimdi ise üçümüz beraberiz.Dünyada uygulanan bütün siyasi ve gıda rejimlerini bilirim. Kilo vermek için akupunktur bile yaptırdım ama hiç bir işe yaramadı. Rejimi belli süresi içinde uygulayıp bir buçuk ayda rahatlıkla 10 kilo veriyorum, sonra yeniden eski halime dönüyorum. Şu anda 120 kilonun üzerindeyim. Allahtan boyum 1.86 da ordan kurtarıyorum.Öğrenciyken coğrafya dersinden nefret ederdim. Yedek Subay okulunu bitirdiğimde çektiğim kurada İğdır çıktı. Iğdır neresi diye sağa sola sordum, Ağrı Dağı'nın eteğinde hudutta çok güzel, ılıman bir yer. Hakkikaten de öyleymiş, Coğrafyadan bu kadar uzaktım ama, siyaset sayesinde bütün ilçelere kadar her yeri biliyorum. Türkiye'yi tam 8 sefer sefer baştan sona gezdim. Asık suratlı devlet adamı dönemi geçtiBakan olunca akrabaların, dostların çoğalır, seni o güne kadar hiç aramayanlar ‘‘Senelerdir görüşemiyoruz, neredesin?’’ diye suçlarlar. Öyle adamlar vardır ki, makamla gelip makamla giderler. Geçenlerde biri geldi; ‘‘Biz seninle Malatya aynı hastanede doğmuşuz, yan yana beşiklerde yatmışız’’ dedi. Bak ahbaplığı nereden getiriyor. Gülerek ‘‘Ben hastanede doğmadım, evimizde Zekiye ebe doğurtmuş’’ deyince donakaldı. Bakanlıktan gittiğinde ise yalnızca hakiki dostlar geçmiş olsun diye arar. Bir de ‘‘Bu adam gitti ama, bir gün yine gelebilir’’ diye yatırım yapan müdebbir tüccarlar. Bakan değişir, müşteri değişmez.Kendimi hiçbir zaman partide birinci adam pozisyonunda görmedim, böyle bir şey programımda yok. Sıkılırım öyle yerlerden, ben serbest olmalıyım. Ben devlet adamının asık suratlı, ciddi pozlarda olması gerektiğine inanmıyorum. Halk neyse onun gibi olman lazım.Halktan hiç kopmadığım için başarılıyım. 18 senedir bu kadar siyaset oyunu içinde hálá zirvede olduğuma göre başarılıyım demektir. Kuruculardan MKYK'a sadece Mesut Yılmaz'la ikimiz kaldık.Tokyo'daki çok güzel caminin arsası Özal zamanında verilmişti, Demirel'in cumhurbaşkanlığında yapımı bitti. Bu gidişimde orada bir şükür namazı kıldım. Dönüş yolunda Rusya'da da St. Petersburg'daki Tatar camisinde de aynı şeyi yaptım.Elektronik tutkusuMustafa Taşar, hastalık derecesinde elektronik alet ve bilgisayar tutkunu. İnternetteki ‘‘www.mustafatasar.gen.tr.’’ adlı kişisel sitesinde Antep yemeklerinden konuşmalarına kadar ne ararsanız var. Her gece 02'den 04'e kadar laptop'un başına geçip gelen e-mail'lere cevap yazıyor. Son Japonya seyahatinde aldığı digital fotoğraf makinası kol saati ise yeni gözdesi. Taşar, röportaj sırasında Yener Süsoy'a Antep mutfağının enfes ürünlerini de sundu.Turgut Özal beni dinlemediYener bey, 1989'da seçimleri kaybetiğimiz gece o tarihte aramız pek iyi olmamasına rağmen eve gittim. Odada herkesin yüzünden düşen bin parçaydı. Biraz moral verip asla istifa etmemesini, konuşmak için bir gün beklemesini önerdim. O anda ‘‘İstifa falan yok, cumhurbaşkanı da bizim partiden çıkacak’’ dedi. Düşünün seçimi kaybetmişsiz, o telaş içinde bu sözleri söylüyor. Sonraki bir ay Bodrum'a gittik. Özal arabayı kullanıyor, içerde Semra hanımla ve ben varız. Turgut bey ‘‘Mustafa ilk sana soruyorum, cumhurbaşkanı olmama ne dersin?’’ dedi. Hemen ‘‘Sakın olmayın, siz giderseniz parti parçalanır. Ayrıca cumhurbaşkanlığı icra makamı değil, sizin başbakan olarak yapacağınız çok hizmetler var. Cumhurbaşkanlığına güvendiğiniz birini taşıyın, siz kalın’’ dedim. Benim kafamdaki aday Akbulut'tu ama, o anda adını vermedim. Cumhurbaşkanı olmayı kendisi de, Semra hanım da çok istiyordu.YARIN: DYP-ANAP Koalisyonunu Aşık bozdu
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!