Güncelleme Tarihi:
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve AK Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Murat Kurum, Bakanlığın koordinasyonunda tamamlanan Türkiye’de ekonomi ve ticaretin kalbinin atacağı İstanbul Finans Merkezi’nde medya yöneticileriyle iftar yemeğinde bir araya geldi.
İşte Bakan Kurum’un açıklamalarından satır başları:
Ülkemizin geleceği, çocuklarımız için, evlatlarımız için çok önemli. Bir tarafta deprem bölgesindeki çalışmalarımız, diğer tarafta 14 Mayıs seçimleri… Seçimler sebebiyle yapmış olduğumuz çalışmalar, bu manada sürecin ülkemiz ve geleceğimiz adına ne kadar kritik öneme sahip olduğunu net bir şekilde gösteriyor.
Dün ülkemiz adına, İstanbul adına, İstanbul’umuzun ekonomi ve finans şehri olması için önemli bir adım attık. Burada doğrudan 50 bin, dolaylı olarak 100 bin vatandaşımıza, kardeşimize istihdam sağlayacak bir proje olması için çalışıyoruz ki az önce başkanımız da ifade etti. Gelinen süreçte salgına ve dünyadaki tedarik sürecindeki bozulmaya rağmen, bu süreçte bir afet yaşamış olmamıza rağmen dün bu projemizi hamdolsun açtık ve aziz İstanbul’umuza kazandırdık. Tabi, İstanbul’un finans merkezi olması sadece ülkemizi değil, yakın coğrafyamızı da ilgilendiren bir konu. Bu vesileyle Orta Doğu’ya yakın ve Avrupa’ya hizmet verecek durumda olması, kıymetini bu manada artıracaktır. İçindeki istihdam alanları, hem finans sektörü adına hem de finansın altyapısı adına önemlidir. İçindeki okullarıyla, sosyal donatılarıyla, vatandaşlarımıza ve çalışanlara hizmet verecek alanlarıyla çok çok önemli projeyi İstanbul’umuza kazandırmış olduk.
"BU PROJENİN GÜNCEL YATIRIM MALİYETİ 65 MİLYAR LİRA"
26 bin 500 araç kapasiteli otoparkıyla da bölgedeki trafik yoğunluğunu azaltacak, burada gelen vatandaşlarımızın, çalışanlarımızın alan içerisinde park yapabileceği bir yapı olacak. Projeyi tasarlarken de bu güzergahta bir metro hattı ve metro istasyonu da var. Zannedersem Ziraat Bankası kulelerinin altına denk düşüyordu. Yani 50 bin çalışanımız buradan metroya binecek, Çekmeköy istikametindeki hatta bağlanmak istiyorlarsa bir taraftaki, Kadıköy’e bağlanmak istiyorlarsa da diğer taraftaki metro hattını kullanabilecekler. İnşallah proje ile birlikte İstanbul’umuzun finans anlamında değeri kat be kat artacaktır. Bu proje İstanbul’umuza, ülkemize hayırlı olsun. Bu projenin güncel yatırım maliyeti 65 milyar liradır.
Proje firmasıyla 65 milyar liralık bir projenin tasarımını yaptık. Tasarımımızda avlularımız var. Bu avlular Ayasofya Cami'sine, tarihi yarımadaya bakıyor. Bir nevi batıya bakıyor. Bir diğer avlumuz da İstanbul'a gelenleri karşılayan Anadolu topraklarımızı, medeniyetimizi selamlayan bir tasarımı var. Avlulu düzeniyle hem Osmanlı Devleti'nden hem de Selçuklu mimarisinden ilham alarak o günkü öğeleri bugünkü anlayışla modernize etmiş bir tasarım olarak yansıyor. Bu projede dünyanın, Türkiye'nin en iyi mimar ve mühendisleriyle çalıştık. Buradaki tasarımı ve mimari dizaynı yapacak iç mimarlarla çalıştık. Bu projeyi İstanbul'umuza sunmuş olduk.
FİKİRTEPE KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ
İstanbul'umuz için önemli olan bir diğer projemiz de anahtar teslimi yaptık. Fikirtepe hepinizin bildiği gibi kangren olmuş, İstanbul'da başlamış belki de ilk dönüşüm projesiydi. Ancak maalesef gelinen süreçte gerek vatandaştan, gerek yüklenici firmalardan kaynaklı sebeplerden dolayı tam anlamıyla başarılı olamamış bir projeydi ta ki bundan iki yıl önceye kadar. İki yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımızın buradaki durumu görmesi, vatandaşlarımızın yaşadığı problemler üzerine sorunun çözümü adına sürece dâhil olduk. Fikirtepe'de Emlak Konut Genel Müdürlüğümüz ile birlikte dönüşüme katkı sağlayabilecek iradeyi ortaya koyduk. Bu irade çerçevesinde ilk anahtarlarımızı teslim ettik. Ardından 20 milyar liralık yatırım değerine sahip 12 bin konutluk projemiz de kararlı bir şekilde yürüyor. Yine aynı projemiz içerisinde 2'nci, 3'üncü etaplarının görüşmelerine başlayıp deprem dönüşümünü kararlı bir şekilde yürüteceğiz.
DEPREM BÖLGESİNDE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR
Gelinen süreçte ülkemiz zor bir dönemden geçiyor. Bir taraftan depremler, bir taraftan seller, yangınlar, heyelanlar olmak üzere şehirlerimizi etkisi altına alan afetlerle karşı karşıyayız. Pandemi süreciyle birlikte tedarik zincirinde sorunların yaşandığı dönemde ülkemizde hem deprem bölgesi ve hem de 81 ilimizde tüm olanakları vatandaşlarımıza en iyi şartlarıyla sunmak için gayret gösteriyoruz. Hamdolsun bugüne kadar hiç bir afette milletimizi açta açıkta bırakmadık. Hep onların yanında olduk, onlarla birlikte hareket ettik. Bu depremde de depremin ilk saatleri itibariyle devletimiz tüm bakan arkadaşımız ve ilgili kurumlarımızla birlikte deprem bölgesinde 11 ilimizdeydik. Her saat, her dakika üstüne koya koya çalışmalarımızı yaptık. Kolay değildi. Depremin olduğu 6 Şubat tarihinde, hava şartları çok çok kötüydü. Hava şartların kötü olmasından dolayı hava ulaşımının sağlanamaması, 11 ilimizin birbirine komşu olması, ulaşım güzergâhlarındaki göçmelerin olduğu bir ortamda her saat, her dakika üstüne koya koya mücadelemizi yaptık. Milletimiz için olması gereken çalışmayı en üst kademede göstermeye gayret harcadık. 85 milyon deprem bölgesindeydi. 85 milyonun duasını oradaki mücadele gördük, hissettik. İstanbullu, Adıyamanlı, Kahramanmaraşlı, Konyalı, Bolulu, Düzceli vatandaşlar vardı. Gerçekten Türkiye tek yürek olmuştu.
Bir tarafta enkaz kaldırma çalışmaları yürüttük diğer taraftan hasar tespit çalışmalarına başladık. Hasar tespit ile birlikte aynı anda geçici barınma sunmak zorundasınız. Vatandaşların hem ilk saat itibarıyla yemek, çadır bakım hizmetleri sunmak zorundasınız. Bunları da tüm illerde eş zamanlı yapmaya gayret gösterdik. Şehirlerimizin alt yapısı zarar gördü. Alt yapıya ilişkin İller Bankasıyla çalışma yaptık. AFAD’ımızla koordinasyon içerisinde her ilde bir koordinasyon süreci başlattık. Bu süreçle birlikte geçici barınma diyeceğimiz çelikten, prefabrikten, konteynerden geçici yaşam alanlarına ilişkinde süreçleri 11 ilde eş zamanlı yürütüyoruz.
"75 GÜNDE 100 BİN KONUTUN TEMELİ ATILDI"
Diğer taraftan tabi bazı kesimlerin ‘Ne aceleniz var?’ demesine rağmen biz milletimiz için orada ki afetzede kardeşlerimiz için acele etmemiz gerekiyordu. Bu anlayışla depremin olduğu ilk günden 15 günden sonra TOKİ Başkanlığımızla sözleşmelerimizi imzaladık. 40. günde temellerimizi atmaya başladık. Geçtiğimiz günlerde 75. günde Şanlıurfa’mızda 100 bin konutun temelini attık. 75 günde 100 bin konutun temeli atıldı. Bu temellere ilişkinde en doğru zeminlerde en sağlam zeminlerde zemin etütlerinin ayrıntılı olarak incelendiği, mikro bölgeleme çalışmalarının yapıldığı ve burada en doğru zeminde tüm bilim insanlarımızla görüşerek onların fikirleri doğrultusunda çalışmaları yürüttük. Bizim çalışmalarımız bütün binalarda ki hasar durumları zemin durumuna, zeminin kalitesine sıvılaşma riskine kadar her türlü veri bakanlığımız bünyesinde var. Bu veriler ışığında da inşaat sürecine başladık. İlk afet konutlarımızın kaba inşaatları bitiyor. Bayramda da Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle başlamış olduğumuz köy konutlarımızı teslim edeceğiz. Nurdağı’nda ve Gaziantep Dulkadiroğlu’nda başladığımız ilk biten konutlarımızı teslim edeceğiz.
"YÜKSELEN ANADOLU PROJESİ DEDİK BU PROJENİN ADINA"
Biz bu konutlarımızı ilk etapta 319 binini Mayıs ayı sonuna kadar yapmayı planlıyoruz. Ardından da 650 bin konutumuzu etap etap kısmi rezerv alanlarda bir kısmını da yerinde yapıyor olacağız. Bu çerçevede de daha önceki Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de olduğu gibi Antalya, Muğla yangınlarında olduğu gibi vatandaşlarımıza sözlerimizi tutacağız. ‘Bu sözü nasıl tutacaksınız?’ diyenlere de hep şunu söylüyoruz bu devlet güçlü bir devlet, bu millet güçlü bir millet. 75. Günde 100 bin konutun temeli atılabiliyorsa 319 bin konut bir yılda teslim edilir yine 650 bin konutta daha önceki depremlerde olduğu gibi etap etap teslim edilir ve 11 ilimiz eş zamanlı ayağa kalkar.
‘Yükselen Anadolu’ projesi dedik bu projenin adına. Gerçekten Anadolu yükseliyor. Anadolu tüm kültürüyle orada ki demografik yapısıyla Malatya’nın kendine özgü değerleriyle, Adıyaman’ın tarihi binalarıyla Nemrut Dağı’yla, kahramanlık hikâyelerinin yazıldığı Maraş’ımızla, Malatya’mızla, Gaziantep’imizle 11 ilimizde o ilin doğasına iklimine demografik yapısına göre projeler tasarlandı. Bu projelerle etap etap hayata geçecek teslim edilecek. Bu deprem sürecinden sonra bir kaç ilimize ziyarette bulunduk. O illerde şunu gördük gerçekten milletimiz bütün 81 ilimizin afetzede kardeşlerimize kucak açmış. Sivas’a gidiyorsunuz, Sivas’ta Hataylı, Adıyamanlı, Kahramanmaraşlı afetzede kardeşlerimizle karşılaşıyorsunuz. ‘Nerde kalıyorsunuz?’ dediğimizde, ‘Bize evini açtılar, işini açtılar, aşını açtılar, Allah razı olsun’ diyor. Tabi ki giden canları geri getiremeyiz ama bu konutlarımızı hızlı bir şekilde yapıyor teslim ediyor olacağız.
İNŞA EDİLEN AFET KONUTLARININ ÖZELLİKLERİ
Bu manada her türlü iradeyi de tam anlamıyla sahaya yansıtmış durumdayız ve bizim belki bir takım arkadaşlar projelerimizi de eleştiriyorlardı ama eleştirecekte bir şey de bırakmadık onlara. Çünkü en iyi mimarla çalışıyoruz. Türkiye’nin önde gelen mimarıyla çalışıyoruz. Tasarım gruplarıyla çalışıyoruz. Yöresel mimari kullanıyoruz. Hemen hemen son 5 - 6 senedir aynı hassasiyetle hareket ediyoruz ve bu çerçevede yaptığımız konutlar şehrin kültürüne mimarisine uygun olacak.
Rezerv konutların dışında da yerinde projeler yapacağız. Yerinde yaptıklarımız da örneğin; Hatay’da giden arkadaşlar bilir. Asi Nehri’nin doğusunda, batısında oradaki tarihi binaları merkeze alacağız. Tarihi binaları Ulu Camimizi, meclis binamızı, Habibi Neccar Cami’mizi orada ki Kurtuluş Caddesi var ki; tarihin en eski binalarının olduğu bir cadde. Yine Maraş’ta Azerbaycan Caddesi ile oradaki tarihi binalarıyla, Adıyaman’daki Ulu Camisiyle tüm kültürel değerleri de merkeze alacağımız bir anlayışla orada en doğru zeminde yapılaşma şartları neyse o şartlara uygun bir şekilde gerekli kısıtlamaları, gerekirse kat eksiltmelerini, gerekirse o alanı yeşil alan ve donatı haline çevirerek de bir tasarım yürütüyoruz. Nisan ayında Malatya’da merkezdeki inşaatlarımıza başlayacağız. Enkazlar da kalktıkça, enkazlardan boşalan yerlerde ayrıntılı jeolojik etütlerimizi, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğümüz yine bölgede kentsel dönüşüme ilişkin ilave edilmesi gereken bina varsa. Orada en doğru zeminde kat yüksekliği ne yapabiliriz. Bu ayrıntılı etütler çerçevesinde bu raporlarımızı çıkartıyoruz ve buna göre de bir inşa süreci yürütüyor olacağız. Bizim bu süreçte birinci önceliğimiz deprem bölgesi, deprem bölgesindeki kardeşlerimiz.
İSTANBUL KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI
İkinci önceliğimiz ise İstanbul’umuzu dirençli hale getirmek her anlamıyla. Ben şöyle bir tarif yaptım; hepimizin, herkesin İstanbul’u. Herkesin güven, huzur içerisinde yaşayabileceği sosyal donatıları tam anlamıyla hizmet veren, kadınların her türlü sosyal imkâna erişebildiği, herkesin eşit miktarda erişebildiği, gençlerin hak sahibi olduğu bir İstanbul için de mücadelemizi yapacağız. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiri, milletimizin destekleriyle İstanbul’da 1. Bölgeden aday olduk. İnşallah bu adaylık sürecinde de bundan önce olduğu gibi İstanbul’umuza yine hizmetlerimizi yapmaya devam edeceğiz. Şu an Bakanlık olarak biz İstanbul’da bugüne kadar 695 bin konutun dönüşümünü yapmış bir kuruluşuz. Bu çerçevede sahada 39 ilçede 93 bin sadece kentsel dönüşüm konutumuz var. Sosyal konutlarımıza baktığınızda 86 bin sosyal konutumuzu TOKİ Başkanlığımız eliyle bitirdik, teslim ettik. 250 bin sosyal konutlarla da devam eden projelerimiz var. Tabi bu projelerimizi daha da kararlı hale getirmek durumundayız. Çünkü İstanbul bizim geleceğimiz. Gerçekten istikbaliniz, istiklaliniz çocuklarımız için. Atalarımız bize Sultanahmet’i, Ayasofya’yı oradaki tarihi eserleri, kültürel yapıları emanet etmişler. Ecdadımız bu topraklar, emanetler için kanla canla mücadele etmişler. Bize de düşen bu mücadelede aldığımız emanetleri gelecek nesillere aktarmamızdır. Eğer bir kültürümüz, kimliğimiz varsa bu kimliği korumak bizim için en önemli önceliktir. Bu öncelikler çerçevesinde hareket edeceğiz ve inşallah İstanbul’da 1.5 milyon riskli konutumuz var. Acil dönüşmesi gerekenin yaklaşık yüzde yirmi beşi ve bu 1.5 milyon konutu da hızlı dönüştürmemiz gerekiyor. Tabi birileri bizim adımıza hesaplar yapıyor. İşte 20 yılda 1 milyon 200 bin konut yaptıysanız, demek ki bu da 50 yıl sürer, 100 yıl sürer gibi. Ama bu devlet, bu güçlü irade Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 75 günde 100 bin konutu başlatabiliyorsa, bu dönüşümü de 5 yıl içerisinde yapar bitirir. Bu hedef doğrultuda çalışacağız ve 1,5 milyon riskli konutun 500 binini Anadolu Yakasında, 500 binini Avrupa Yakasında belirlediğimiz rezerv alanlarda yapacağız. İnşallah kalan 500’ü de yerinde. Niye bu 1 milyonu rezerv alanlara gönderiyoruz. Çünkü bugün baktığınızda şehrin merkezinde nefes alacağımız bir yer yok.
Allah göstermesin herhangi bir afette, yangında, selde, heyelanda, depremde o sokaklara gidebileceğimiz bir alt yapı, ortam yok. Tabi ki bu çerçevede biz hızlı bir şekilde dönüşümü yapıp, bu yoğunluğu rezerv alanlara aktarmamız gerekir. Aktardığımız alanlarda da ilave nüfus gelsin istemiyoruz. Yani 16 milyonlu İstanbul yine bu nüfus içerisinde işte ekonominin İstanbul’u olsun, yeşilin İstanbul’u olsun, finansın İstanbul’u olsun, mavinin korunduğu, artırıldığı bir İstanbul olsun, güvenli bir İstanbul olsun. Yani buradaki güven ülke adına, gelecek adına bir güven. Dolayısıyla bu 1,5 milyon dönüşümü de başlatmak istiyoruz. 100 yılın dönüşümü diyoruz. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nda İstanbul’u dönüştürecek adımları da bundan önce olduğu gibi kararlı bir şekilde atacağız ve bayramın ilk gününde Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bu 1,5 milyon konutun dönüşümünde ilk rezerv konutlarımızın daha önce yaptıklarımıza ilave temellerini atacağız.
"VATANDAŞIMIZA CUMHURBAŞKANIMIZIN MÜJDELERİ OLACAK"
Vatandaşımıza Cumhurbaşkanımızın müjdeleri olacak. Devletimizin bu noktada gerek finans desteği anlamında, yani kentsel dönüşüme girecek vatandaşlarımızın, riskli binada oturan vatandaşlarımızın binalarının yapımı noktasında finans desteğinde, yapım desteğinde müjdelerini Sayın Cumhurbaşkanımız inşallah bayramın birinci günü tüm milletimize paylaşacak ve bu çerçevede İstanbul’u güvenli hale getirene kadar bu çalışmaları yapıyor olacağız.
MİLLET BAHÇELERİ
Bir taraftan yeşili artıracak millet bahçeleri dedik ve millet bahçelerine ilişkin de şu an İstanbul’da 48 tane millet bahçemiz var. 18 milyon metrekare büyüklüğe sahip. Yani bu ne demek? Hemen hemen her bir vatandaşımız için biz bu süreçte 1 metrekare ilave yeşil alan kazandırdık demek. Yani sadece ve sadece şu 5 yıllık süreçten bahsediyorum. Bu önemli bir rakam. İnşallah bu rakamı daha da artıracağız. Bu alanlar aynı zamanda depremlerde, afetlerde, yangınlarda toplanma alanı vazifesi görüyor. Bu alanları deprem bölgesinde de gördüğünüzde biz hep kullandık. Bu çerçevede en güzelini, en yenisini ve en değerlisini Fethin 570. yıldönümü diyorduk ama ilk etabını biz nisan sonu itibariyle Atatürk Havalimanı’mızda milletimize armağan edeceğiz. İlk etabını açacağız ve İstanbul’umuzda, Türkiye’mizde inşallah bu projemizi de paylaşıyor olacağız.
"AFETLERDE TATİLDE OLMAYACAĞIZ, VATANDAŞIMIZIN DİZİNİN DİBİNDE OLACAĞIZ"
Tabi bu süreçte gerçekten şehrimiz adına, İstanbul’umuz adına mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. 81 ilimizde yaptığımız gibi ilk önce afet konutlarımızı atacağız, diğer taraftan da yeni İstanbul’un dönüşümüne ilişkin de kararlılığımızı net bir şekilde sahaya yansıtacağız. Bu manada 14 Mayıs seçimlerimiz gerçekten ülkemiz adına, ülkemizin geleceği adına çok çok kıymetli. Biz hep şöyle tarif ediyoruz. İşte bir tarafta ülkemiz adına, ülkemizin geleceği adına milyonlarca konut bitiren, şehir hastaneleri yapan, yine millet bahçeleriyle gencine, çocuğuna, yaşlısına en iyi imkânı sunan bir irade var. Sayın Cumhurbaşkanımız var. Diğer tarafta da maalesef ülkemizin geleceğine dair bir irade, öbür tarafa, 100 yılına dair bir projesi olmayan bir irade var. Diğer tarafta 3.3 milyon konutu dönüştüren bir irade. Öbür tarafa baktığımızda maalesef yüz binlerce konutu dönüştüreceğiz deyip, bin 500 günde bin 500 konutu dönüştüremeyen bir irade var, gelecek kaygısı çeken bir irade var. Ve bu manada biz tüm benliğimizle, kimliğimizle vatandaşımızın yanında olacağız, yanında olmaya devam edeceğiz. Afetlerde tatilde olmayacağız, vatandaşımızın dizinin dibinde olacağız. Geçmişte olduğu gibi bu anlayışla çalışmalarımızı yapacağız. Hiçbir zaman gelecek kaygısına da düşmeyeceğiz. Yani biz bugün bakanız, yarın milletvekili oluruz. Veya hiçbir şey de olmayabiliriz. Hiç önemli değil. Ama olduğumuz sürece koltuğumuzun hakkını vereceğiz, koltuğumuz için vatandaşımız bizden ne bekliyorsa vatandaşımıza bu hizmetleri götürmeye gayret göstereceğiz. Bunları yaparken bilimin ışığında, kültürün ışığında yapacağız ve hep birlikte bu dönüşümü yapacağız.
AFET BÖLGESİ HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI
Bakın bu binalar, şu kırmızılar fay hatları çizgilerle gösterdiklerimiz. Bu noktalı olanlar da binaların hasar durumları. Sahada yaklaşık 6 milyon bağımsız bölümü inceledik ve sahadan bütün birebir bu verileri haritalara işledik. Aslında yıkımı da bu harita net bir şekilde anlatıyor. Bu haritaya baktığınızda hasarın durumu, hasarın nerede yoğun olduğunu görebiliyoruz. İşte burası Antakya merkez. Fay hattı bu kırmızıyla işaretli yerler. Ve işte bu maviler de sıvılaşmanın olduğu yerler. Yani sıvılaşma dediğimiz, zeminin yumuşak olduğu, depremle birlikte o dayanımının azaldığı alanlar. Burası da İskenderun. Bakın en yoğun yıkım Hatay, Antakya, Defne, Kırıkhan. Aynı şekilde Kırıkhan’daki fay hattı. Fay hattının dibinde gidiyorsunuz. Bu da süreçte fay hattıyla birlikte işte Nurdağı’nda, İslahiye’de yıkımı net bir şekilde görebiliyorsunuz. Hep sıvılaşmanın yüksek olduğu yerlerde gördüğünüz gibi. Bakın şurası Nurdağı. Bu pembeyle gördükleriniz de bizim rezerv alanlarımız. Yani sıvılaşma riskinin olmadığı, fay hattına olan mesafesinin olduğu ve yine gördüğünüz gibi yıkımların olmadığı süreçleri net bir şekilde görüyoruz. Yine bu şekilde yıkımın yoğun olduğu alanlar. Bu hassasiyetle çalışıyoruz. Acelemiz milletimiz. Acele ederken de yanlış yapmamak üzere de gerekli hassasiyeti gösteriyoruz. Ki bu hassasiyet doğrultusunda 11 ilimizde 143 bin TOKİ konutumuz sapasağlam, dimdik ayaktadır, hiçbir vatandaşımızın burnu da kanamamıştır, hiçbir binamız da yıkılmamıştır. Dolayısıyla bu anlayışla yürütüyoruz. Ve inşallah vatandaşlarımıza sözlerimizi tutup veriyor olacağız. Bir de yıkım fotoğraflarının güncellenmesiyle ilgili karşılaştırmaları vardı.