Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, genç ve atak bir bakan.
Göreve başlar başlamaz gençliğinin verdiği dinamiklikten olsa gerek, ilk olarak reformdan söz etti.
Sonra hedef kitleyle temas için teknolojinin nimetlerini kullandı.
İnternette bir platform oluşturdu.
Yükseköğretim ve bakanlıkta yeniden yapılanma ile ilgili sanal dünyada tartışma başlattı.
Geçtiğimiz haftanın ortasına kadar 20 bin kişi Bakan'a bu sanal dünyada görüşlerini açıkladı. Bakan her ne kadar göreve gelir gelmez, ‘benden torpil istemeyin. Eşim için bile yapmadım’ dese de sonuç değişmedi.
Gelen e-postaların içinde iş ve tayin gibi şahsi isteklerde bulunanların sayısı azımsanmayacak kadar çoktu. Yükseköğretim reformu ile ilgili dokuz bine yakın, MEB'in yeniden yapılandırılması ile ilgili beş binin üzerinde, torpil için altı bin elektronik posta Bakan'a iletildi. Bu isteklerin yedi bini 'nitelikli ve ciddi' bulundu.
* * *
E-postalarda neler vardı, neler!
YÖK'ün yanında yer alanlar, kaldırılmasını isteyenler olarak, üniversiteler neredeyse ikiye ayrıldı. Öğretim üyeleri, fırsat fırsattır deyip, seslerini bakana duyurup ücretlerinin arttırılmasını istedi. Öğretmen torpil, öğretim üyesi zam ister de öğrenci durur mu?
Onlar da disiplin yönetmeliği ve serbest kıyafet diye tutturdu. Meslek liseli öğrenciler de, her bakana söyledikleri üniversiteye girişteki katsayının değiştirilmesi talebinde bulundular.
* * *
Bilgisayar dünyasıyla tanışanlar tamam da, Ağrı'nın Patnos ilçesinin köylerinde bilgisayar bulamayan ve eğitimin gerçek sorunlarıyla cebelleşen öğretmen, öğrenci, veli ne yapsın?
Eğitim, öğretimi bir kenara bırakıp, öğrencilerinin ısınma ve giyinme işlemleriyle uğraşan müdür, sesini Bakan'a nasıl iletsin?
Sanki bütün okullar bilgisayarla donatılmış, her evde de bilgisayar var.
Geriye sorunları aktarmak kaldı!
* * *
Bakanının iletişime açık olmasını eleştirmiyoruz.
Okullarda da, üniversitelerde de sorun var.
Öğretim üyesi komik maaşlar alıyor, öğretmen zor koşullarda çalışıyor.
Öğrenci gerçek yeteneği ve bilgisine göre yönlendirilmiyor. İstanbul'un da Ağrı'nın da sorunu var. Ancak, öncelik temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan, defter, kitap bile bulamayan, öğretmen bekleyen öğrencilerin sorunlarını çözmede olmalı.
Değil mi?