Bakan İdris Güllüce’nin "aynı yer" heyecanı

Bakan Güllüce, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek "Dünya Kadastro Kongresi" nin tanıtım toplantısına katıldı.

Sultanahmet’teki Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü’nde düzenlenen toplantıda konuşan Güllüce, şunları söyledi:
"Dünya nüfusunun henüz ulaşamadığı arazilerin kayıt altına alınmasını sağlayacak çözümler nelerdir? Bunlar konuşulacak. Ayrıca ülkelerin arazi yönetim politikalarını ve sistemlerini geliştirecek fikirlerin tartışmaya açılacağı bir kongre olacak. İstanbul kadastro deklarasyonu yayınlanarak, ülkelere küresel bir çağrı yapılacak."

Kongre ile ülkelerin harita kadastro ve coğrafi bilgi sektörleri, uzman ve yöneticilerinin bir araya geleceğini hatırlatan Bakan Güllüce, "Dünyamızın kadastrosunu yapalım teması ile Haliç Kongre Merkezindeki etkinlik, bakanlık himayesinde çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteği, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğümüzün organizasyonuyla yapılacak."

HİSSELİ ARSA SORUNU

Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, hisseli arazilerle ilgili yaşanan sıkıntıların nasıl giderileceği sorusuna, "Bir kere yanlış düğmeyi ilikleyince sonrası da düzelmiyor. Bir arazinin hisseli parseller halinde satışı serbestti sonra kanun bunu yasakladı. Belediyelerin uygulama yapması lazım" yanıtını verdi.

TEŞEKKÜR ETTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki seçimlerde aday olduğu AK Parti İstanbul 1. Bölge 1. Sıradan aday gösterilmesinin kendisi için bir şeref olduğunu söyleyen Güllüce, "Beni böyle bir yere layık gördüğü için gerek Başbakanımıza, gerek partimizin üst kurullarına teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Güllüce heyecanlı olduğunu da gizlemedi.

FİKİRTEPE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM

Yine bir soru üzerine Fikirtepe kentsel dönüşüm projesinde yaşanan bazı sıkıntıların bakanlığını doğrudan ilgilendirmediğini söyleyen Güllüce, şöyle konuştu:
"Fikirtepe ile ilgili yanlış bir algı var. Biz orada kentsel dönüşüm ilan etmişiz. Ondan sonrası mal sahibi ile orada inşaat yapacak arasındaki hukuktur. Alan ve veren arasındaki ilişkidir. Biz orada yokuz. Biz oranın hukuki işlemlerini yapmışız ve çekilmişiz. Demişiz ki, ’bu bölge riskli alan’. ’Emsal şu’ demiş, Büyükşehir vermiş. Biz de onu onaylamışız. Orada iş yapacak insan, gidecek oradaki insanlarla anlaşacak. Sonra projesini verip, ruhsatını alıp inşaata başlayacak. Alanla veren arasında, biz orada olmak istemeyiz. Çünkü bir pazarlık işidir. Birinin malı var. Birisi de malı istiyor. ’Sen buna şunu sat’. ’Bu kadar ver’. ’Verme’ deme hakkımız yok. Yasanın verdiği çok zora kalınırsa kamulaştırma var. Adaleti sağlamak için çok dikkatli olmak zorundayız. ’Sen niye satmıyorsun’ diye kamulaştırdığımızda müteahhitin zulüm yapmasının kapısını açabildiğimiz gibi; kamulaştırma yapmadığımızda da 2 metre kare arsası olanın müteahhitte zulüm yapmasının önü açılmış olur. O kritik yere gelindiği anda elimizden geldiği kadar adaletli olmaya çalışıyoruz. Ama toplamına baktığınız zaman, biz işin içinde yokuz. Vatandaş da bunu bilsin. Kentsel dönüşümü biz yapmıyoruz. Senin arsan var o da müteahhit. Aranızda anlaşacaksınız. Biz size sadece emsali vermişiz ve avantajlar sağlamışız."