A.A
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2007 01:33
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Ceyhan'ı, enerji borsası durumuna getirmeye çalıştıklarını belirterek, ”Japonya'da sabah para hareketi başlıyor. Bu paranın bir kısmı Ceyhan'da 1 seans kalsa bütün nakit akışımızı, kredi durumumuzu büyük ölçüde halletmiş oluruz” dedi.
Hilmi Güler, Malatyalı İşadamları Derneği'nce (MİAD) düzenlenen aylık toplantıların 32'ncisine katılarak, “Türkiye'nin Yeni Enerji Politikaları ve İşadamları İçin Yatırım Alanları” başlıklı konuşma yaptı.
Dış politikada enerjinin önemine dikkati çeken Güler, gelişmiş ülkelerde kömür, su, doğalgaz, nükleer ve yenilenebilir enerjiden oluşan farklı enerji kaynakları kullanıldığını, Türkiye'de ise yalnızca doğalgaz, kömür ve sudan yararlanıldığı için dengesiz bir durum oluştuğunu söyledi.
Güler, doğalgazda “al ya da öde” uygulaması bulunduğunu, bu uygulama nedeniyle nasılsa para ödendiği için elektrik üretiminde kömür ve su yerine doğalgaza ağırlık verildiğini dile getirerek, kendilerinin 40 milyar metreküplük doğalgazı söz konusu uygulamadan çıkardıklarını anlattı.
Elektriğe zam yapılmaması konusunda Güler, “Elektrik fiyatını sabit tuttuk. Doğalgaz fiyatları tavana vurunca kömür ve suya gidilmek zorunda kalındı. Yanlış yöne döşenmiş rayları söküp doğru yöne döşedik” diye konuştu.
Güler, elektrik zammı yapmayarak sanayi sektörüne 7 milyar dolar, konut sektörüneyse 3.5 milyar dolar katkıda bulunduklarını kaydetti.
Türkiye'nin, enerji ticaretinde artan önemini vurgulayan ve gerçekleştirilen projeler hakkında bilgi veren Güler, “Ceyhan'ı, enerji borsası haline getirmeye çalışıyoruz. Japonya'da sabah para hareketi başlıyor. Bu paranın bir kısmı Ceyhan'da 1 seans kalsa bütün nakit akışımızı, kredi durumumuzu büyük ölçüde halletmiş oluruz” dedi.
Güler, petrol ve doğalgazda köprü rolü üstlenen Türkiye'nin, yakında elektrik alanında da benzer bir rol oynayacağını söyledi.
Son birkaç yılda yapılan enerji yatırımları hakkında bilgi veren Güler, 2003 yılında elektrik üretiminin yüzde 38'i yerli, yüzde 62'si yabancı kaynaktan sağlanırken, 2006 yılında bu rakamların yüzde 45 ve yüzde 55 olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Toplantıya katılan işadamlarına, yatırım yapılabilecek alanlar hakkında bilgi veren Güler, kömür arama işini özel sektöre aktardıklarını, kullanılmayan kömür alanlarının bu biçimde etkin duruma getirildiğini dile getirdi.
Güler, Yenilenebilir Enerji Yasası sonrasında hidroelektrik, jeotermal, rüzgar, biodizel ve nükleer enerji alanlarında yatırım için cazip alanlar oluştuğuna dikkati çekti.
Güler ayrıca, Enerji Verimliliği Yasası kapsamında ısı yalıtımının önem kazanmasıyla yeni bir sektör doğduğunu bildirdi.
-SORULAR-
Toplantının sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Güler, Çin'dekine benzer bir biçimde kömür kaynaklarının gaz durumuna getirilerek kullanımına yönelik çalışmalar olduğunu söyledi.
Güler, ayrıca hidrojen üretimi konusunda yabancı uzmanlarla kimi görüşmeler yapıldığını belirterek, “Yabancı uzmanlar, hidrojenin doğalgazla rekabet edecek boyutta olduğunu söyledi. 'Getir gözlerimle göreyim' dedim. Eğer getirirse hidrojen ekonomisi denen yeni bir dönem başlayacak” diye konuştu.
Doğalgazda dışa bağımlılık konusundaki bir soru üzerine Güler, Silivri'de yeraltında bir depo yapıldığını, Tuz Gölü altında da yapılması için bir çalışma sürdürüldüğünü ve başka kaynaklara yönelmeye önem verildiğini kaydetti.
Toplantı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler, Petrol Yasası'nın TBMM gündemine gelmesiyle ilgili olarak, kendisinin bugün bir programı olduğu için yasanın bekletildiğini, daha sonra görüşüleceğini anlattı.
TPAO'nun Doğu Akdeniz'de arama yapıp yapmadığıyla ilgili soru üzerine de Güler, şu anda ağırlık noktasının Karadeniz olduğunu, programda diğer denizlerin de bulunduğunu, bu çalışmaların yüksek maliyetli ve yüksek riskli olması nedeniyle bunun için ayrıca bir konsorsiyum kurma niyetleri bulunduğunu dile getirdi.
Türkiye'deki barajların kurulmasıyla ilgili olarak Irak hükümetiyle koordineli bir çalışma yürütülüp yürütülmeyeceğine ilişkin soru üzerine de Güler, böyle koordineli bir çalışma olmadığını, ancak sınır aşan sularda bilgilendirme çalışmaları yaptıklarını sözlerine ekledi.