Bakan Günay, bir yılını değerlendirdi

Güncelleme Tarihi:

Bakan Günay, bir yılını değerlendirdi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2008 15:13

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin UNESCO Dünya Miras Alanları Listesi'ndeki yerlerinin sayısının artırılması gerektiğini belirterek, “Edirne'deki Selimiye Camii ve Alanya'nın UNESCO'nun kalıcı listesine alınması yönünde çalışmalar var. Ciddi yönetim alanı planlaması yapabilirsek, ben Demre'nin de dünya miras alanı kalıcı listesi için kısa bir süre içinde önerilebileceğini düşünüyorum” dedi.

Günay, eşi Gülten Günay ve bazı bakanlık bürokratlarıyla, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bahçesinde, kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Günay, toplantıya eşinen de katılmasını, “Yaptığımız çalışmaların iyi veya kötü yansımalarını ben hep eve götürüyorum ne yazık ki. Duygularını, bakanlık kapısında bırakıp gitmeyi, bundan önce de başaramadım, şimdi de başaramıyorum. O yüzden sizin bana verdiğiniz olumlu elektriğin ya da bazen basın sayfalarına düşen bazı talihsiz haberlerden dolayı olumsuz elektriğin bütün yükünü ev halkı benimle paylaşıyor” diye açıkladı.

“Çok zengin ama yer açısından büyük güçlükler içinde” olan müzeler için, “depo/müzeler” projesi üzerinde çalıştıklarını bildiren Günay, Türkiye'nin en az 7 bölgesinde yapılacak müze/depolarla, hem depo koşullarını iyileştirmeyi hem de mevcut müzelerin teşhir imkanlarını çoğaltmayı amaçladıklarını anlattı. İstanbul'da bir yer tespit ettiklerini ifade eden Günay, depo/müzelerle eserlerin saklanmasının da daha sağlıklı hale getirileceğini kaydetti.

DÜNYA MİRAS ALANLARINA YENİLERİNİ EKLEME ÇALIŞMALARI

Türkiye'nin zenginliği ve tarihsel birikimini gösterme açısından, UNESCO tarafından kabul edilmiş Dünya Miras Alanının 9, aday sayısının da 18 olmasını yetersiz bulan Günay, bu yerlerin de yönetim planı, ziyaretçi güzergahı, güvenlik, restorasyon gibi konularda ciddi eksiklikleri olduğunu ifade etti.

Günay, miras listesindeki 9 alanda eksiklikleri en kısa sürede gidermeye çalışacaklarını, 18 adayın bazılarının daimi liste içine girmesini sağlamaya ve adaylara da yenilerini katmaya çalışacaklarını belirtti.

Günay, konuyla ilgili önceliğin verileceği yerlerle bir soru üzerine, Edirne'deki Selimiye Camii ve Alanya'nın kalıcı listeye alınması yönünde
çalışmaları olduğunu söyledi. Geçici listedeki Demre ile ilgili hazırlıklara hız
vereceklerini dile getiren Günay, şunları söyledi:

“St. Nicola Kilisesi ve Kekova doğal miras alanı var, ikisi bir ilçede. Ayrıca çok önemli bir ören yeri var; Likya'nın başkenti olmuş Mira. Çok önemli kaya mezarları ve çok büyük ayakta amfi tiyatro var. Büyük bir kazı alanı bakir bekliyor. Doğu Roma topraklarının en büyük depolarından birisi Andriake, bu ilçe sınırları içinde. Eğer ciddi yönetim alanı planlaması yapabilirsek, ben Demre'nin de dünya miras alanı kalıcı listesi için kısa bir süre içinde önerilebileceğini düşünüyorum.”

Günay, Türkiye'nin iddialı ören yerleri arasında olan Aphrodisias, Perge ve Sagalassos'u da geçici listeye aldırmak için çalışacaklarını kaydetti.

“TURİZM TESİSLERİNDE BELGE AYRIMI KALKACAK”

Ertuğrul Günay, yeme-içme ve konaklama işletmelerinde, “zaman zaman baş ağrıtan, Belediye belgeli/Bakanlık Belgeli Tesis” ayrımını ortadan kaldırmak için Eminönü ve Side gibi bölgelerde pilot proje uygulaması başlattıklarını bildirdi.

Kısa süre içinde bu merkezlerde belge ayrımını ortadan kaldıracaklarını dile getiren Günay, çalışmanın sonuçlarına göre uygulamanın Antalya, İstanbul, Muğla ve İzmir'in turizm açısından en öne çıkmış ilçelerine genişletileceğini, yakın gelecekte tesislerde bakanlık standartlarını uyma şartının aranacağını anlattı.

Turizmi Teşvik Yasası'ndaki düzenlemeden sonra, turizm arazilerinin
tahsisinde hukuka uygunluk ve çevreye duyarlılık göstererek, yarım kalmış
başvuruları sonuçlandırmaya ve aynı dikkatle yeni alanlar üretmeye çalıştıklarını ifade eden Günay, geçmişte turizmden tahsis edilen gelirlerin başka yerlere aktarıldığını, artık bunların öncelikle turizm bölgelerinin alt yapıları için kullanılacağını söyledi.

Günay, 80'i aşkın ülkede devam eden tanıtma çalışmalarının da olumlu sonuçlarını turizm döneminde aldıklarını belirterek, gelecek yılın kampanyasının da “Türkiye'nin farklı lezzetini özel biçimde öne çıkaran bir içerik taşımasına özen göstereceklerini” ifade etti.

“FAZLA KAZI ÇALIŞMALARINI DA ÖDEYECEK DURUMDAYIZ”

Bu yıl 90'ı yerli, 44'ü yabancı olmak üzere Bakanlar Kurulu Kararlı 134 kazıyla, 36 müze ve 83 kurtarma kazısı ve 100'den fazla yüzey araştırmasının devam ettiğini belirten Günay, şu anda hiçbir kazı için ödenek sorunu kalmadığını, hatta fazla çalışmaların karşılığını da ödeyecek durumda olduklarını kaydetti.

Türkiye'nin kültür birikimine dönem ve inanç farkı gözetmeden sahip çıktıklarını vurgulayan Günay, “Bir yandan Mevlevihaneleri, öte yandan Hacı Bektaş Külliyesi'ni manevi saygınlığa uygun biçimde yeniden onarıyor, Demre'de Akdenizli Noel Baba heykeli çalışırken, Çorum'da aslanla ceylanı birlikte kucaklayan bir inancın anıtını dikiyoruz. St Paul yılının ülkemizde de gereği gibi kutlanmasının maddi temellerini sağlıyor, herkesin inancını özgürlük içinde yaşamasını ve düşüncesini özgürce açıklamasını, barışçı kültürümüzün ve evrensel anlayışımızın temeli sayıyoruz” diye konuştu.

Günay, UNESCO'nun bu yılı Kaşgarlı Mahmut yılı ilan ettiğini anımsatarak, “Frankfurk'ta giderken Kaşgarlı Mahmut'la ilgili özel bir çalışma yapıyoruz, kitabın tıpkı basımını yapıyoruz. Yine Yahya Kemal ile ilgili prestij kitabı hazırlığı içindeyiz. Ayrıca, sevgili ve rahmetli İdris Küçük Ömer'den başlayarak Ahmet Hamdi Tanpınar ve Tarık Buğra'dan devam ederek, büyük düşün insanlarımıza ilişkin saygı kitaplığı hazırlığı içindeyiz” dedi.

İstanbul'da Ayazağa Kültür Merkezi'nin tamamlanması için bir kültür girişimcisiyle ön anlaşmayı yaptıklarını belirten Günay, Topkapı Sarayı'nı tarihsel dokusuyla ortaya çıkarmak için çalışmaların devam ettiğini anımsattı. Günay, kendisinden önce, Topkapı'da haftada bir kez gösteri yapan Mehter Takımı'nın artık 5 gün gösteri sunduğunu bildirdi.

Günay, “Müzekart” uygulamasını “Türk insanının, Türkiye topraklarının zenginliğiyle tanıştırılmasında devrim niteliğinde adım” olarak değerlendirdi.

DT'NİN 60. YILINA 60 DT SAHNESİ

Sinema ve tiyatro alanındaki desteklemeyi, önceki dönemlere göre, daha objektif kriterlerle yaptıklarını dile getiren Günay, dünya sinema yapımcılarını Türkiye'ye çekmek için önümüzdeki dönemde TBMM'ye yeni bir yasal düzenleme sunacaklarını açıkladı.

Günay, TÜROFED ile müzik meslek grupları arasındaki, otellerde çalınan eserlerin telif hakları sorununun, kendisinin görev döneminde çözüldüğünü hatırlatarak, anlaşmanın şu an 150 bin oda sayısını geçtiğini ifade etti.

Geçen yıl 5 yeni Devlet Tiyatroları (DT) sahnesi açtıklarını ifade eden Günay, DT'nin kuruluşunun 60. yılı olan 2009'da da 40 olan DT sahnesi sayısını 60'a çıkarmayı amaçladıklarını anlattı.

Günay, bu yıl ilk kez düzenlenen “Vagon Sahne”yi uygulamaya koyduklarını, 2010'da da “Yüzen Sahne”lerin, her ay İstanbul'un farklı ilçesine demir atacağını bildirdi.

Rusya'da “Türk Kültür Yılı” etkinliklerinin devam ettiğini anımsatan Günay, Almanya'da ekim ayında peş peşe yapılacak “Popkomm Müzik Festivali”ne Türkiye'nin “konuk ülke”, dünyanın en büyük kitap fuarı olan Frankfurt Kitap Fuarı'na da “onur konuğu” olarak katılacağını belirtti. Günay, fuara 100 yayıncı, 300'den fazla edebiyatçı ve 400 kadar kültür-sanat insanının katılacağını belirterek, fuarda Türkiye'nin kültürünün bütün renklerinin çoğulcu bir ortam anlayışıyla dünya entelektüellerine sunulacağını kaydetti.

Ertuğrul Günay, bir soru üzerine, Didim'den Fethiye'ye kadar çiftlikler için planlanan arazileri gezdiğini, çiftliklerin şu anki yerinin “fevkalade sakıncalı” olduğunu söyledi. Bunların kaldırılması için Tarım ve Köyişleri ile Çevre ve Orman Bakanlıkları ile fikir birliği içinde olduklarını belirten Günay, çiftliklerin denizde hangi mesafeye çıkarılacakları konusunda çalışmanın sürdüğünü ifade etti.

Orman arazilerinin turizme tahsisiyle ilgili soru üzerine Günay, orman yangınlarından sonra yangın alanlarının hiçbirinin turizm için tahsis edilmediğini bildirdi. Günay, Pina Yarımadasını MNG Holding'in toprakla doldurmasıyla ilgili olarak da “firmaya kıyıyı doğal haline getirdikten sonra projelerinin inceleneceğinin belirtildiğini” kaydetti. “Düzeltmezlerse projeleri olmayacak ve orada iskele ve plaj yapamayacaklar, sahilden yararlanamayacaklar” diyen Ertuğrul Günay, kıyıdaki tahribatın da düzeltilebileceğini, tahsislerde herhangi bir kuruma karşı özel tavırlarının olmayacağını sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!