Güncelleme Tarihi:
İçişleri Bakanı Muammer Güler, İstanbul'da dünkü operasyonlarda yasadışı sol bir örgütün üyesi olduğu iddia edilen 5'i kadın 34 kişinin gözaltına alındığını belirterek, "Bunların arasında 3 Ekim'deki cenaze töreni sırasında silah teşhirinde bulunan 3 kişi ve kalaşnikoflu şahıs da vardır" dedi.
CENAZEDE KALEŞNİKOFLU KİŞİLER BÖYLE GÖRÜNTÜLENMİŞTİ / Foto Galeri
Güler, Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Polise önleyici tedbirler konusunda herhangi bir çalışma olup olmadığı yönündeki soru üzerine Güler, "Bu konuyla ilgili herhangi bir tasarı yok, bir paket yok, üzerinde mutabakata varılmış bir tasarı taslağı dahi yok" dedi.
Güler, ancak mukayeseli hukuk alanında AB ülkelerinde ve dünya polisinde önleyici yetkilerle ilgili bir araştırma bulunduğunu ifade ederek, "Hangi ülkeler önleyici tedbir olarak hangi müesseseleri uyguluyor? Bununla ilgili bir çalışmayı bir tasarı şekli yapmışlar. Hırpalanabilecek bir paket arandı, üzerinde fırtınalar koparılacak bir paket aranıyor herhalde. Bunu demokratikleşme paketinde bulamayınca, olmayan bir paket üzerinden görüyorum ki hem basında hem de bazı köşe yazarları böyle bir şey varmış gibi, demokratikleşme paketinin hemen ardından otoriter yetkiler geliyormuş gibi algılamışlar. Bu tamamen yanlıştır. Böyle bir çalışma yoktur" diye konuştu.
Kendisinin de hükümetin de 11 yıldan beri özgürlüklerin en geniş anlamda kullanılması için çalıştıklarını ifade eden Güler, şöyle devam etti:
"Suç işlenmesini önlemek, kamu düzeninin bozulmasını önlemek, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesini engelleyici faaliyetlere karşı da önleyici tedbirler, yani zarar meydana gelmeden, suç işlenmeden yapılması gereken işlemlerle ilgili olarak da en etkin en çabuk şekilde davranılmalıdır. Bu dünyanın her yerinde geçerli. Bir de suç işlendikten sonra verilen cezalar caydırıcı olmalıdır. Bu 3 temel kural bütün evrensel hukuk kuralları içinde vardır. Birçok ülkelerde de bu farklı farklı uygulanıyor. Almanya'da, İngiltere'de, Belçika'da, Fransa'da başka ülkelerde 'kontrol altına alma, önleme hapsi' denen bir müessese var. 'Uzaklaştırma' denilen müesseseler var. Bunların bir kısmı Türk hukukunda var, bir kısmı yok. Mesela 'uzaklaştırma' dediğimiz tedbir biz de yavaş yavaş bazı şeylere girdi. Belli bir yerden uzaklaştırma var. Belli bir yere girmesi veya belli bir yere gitmesini engelleyici uzaklaştırma tedbirleri var. Ama önleme hapsi veya kontrol altına alma müessesemizde yok. Biz bunlarla ilgili bir araştırma çalışması yaptık. Yoksa hükümetin önüne götürülmüş bir çalışma yok. Hemen demokratikleşme paketinin ardından böyle bir şey söz konusu değil."
"Bir etüt çalışması"
"İçişleri Bakanlığı'nın araştırma çalışması mı?" sorusuna Güler, "Bir etüt çalışması. Her zaman yapılır bu. bilimsel seviyede yapılır, akademide yapılır, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde yapılır. Bunların üzerinde çalışılır" yanıtını verdi.
Polisin önleyici yetkilerini daha etkin daha süratli uygulayabilmesi ve cezaların caydırıcılığı anlamında her zaman çalışma olduğunu belirten Güler, şunları söyledi:
"Türkiye'de tekerrür hükümleri maalesef eksik işletiliyor. Tutuklama süresi 2 yıl diyelim. 2 yılın altında suçu işleyenlerin mesela hırsızlık suçlarında bu çok gündeme geldi, defalarca hırsızlık yapan kişiler tutuklanmıyor. Ama tekerrür halinde bunların tutuklama sınırları içine getirilmesine ilişkin kamuoyunda devamlı şekilde tartışılan bir konu var. Bu Adalet Bakanlığı'nca tartışılır, bakılır. Kamuoyunda, sivil toplum örgütlerinde, ilgili kurullarda, barolarda tartışılır. Eğer böyle bir ihtiyaç varsa zamanı gelince gündeme getirilir. Ama şu anda böyle bir şey yok."
"Bu arkadaşımız polis memuru, tutuklu değil"
"Ethem Sarısülük'ü vurduğu iddia edilen polis memurunun Şanlıurfa'da koruma olduğu haberleri var. Bu biraz eleştirildi" ifadesi üzerine Güler, "Niye leştirilsin, bu arkadaşımız polis memuru, bu arkadışımız tutuklu değil. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir polisi. Yani şimdi korunuyormuş gibi ne demek?" dedi.
Davaya perukla katıldığının hatırlatılması üzerine de Güler, bunun polisin kendi tercihi olduğunu belirterek, "Dava sırasında kendisine yönelik olan hareketleri de gördük. Onlar da benimsenmesi gereken şeyler midir? Elbetteki yargı bağımsızdır. Kendisi şu anda bağımsız mahkemeler önünde yargılanmaktadır. Elbette kendisini savunacaktır. Sarısülük'ün acılarını tabi ki her zaman paylaşıyorum. Onlar da haklarını aracayacaklardır. Bütün bunlar mahkemelerde görülecektir. Ama baskı kurarak, birilerini tehdit ederek bu işin yürütülmesinin imkanı yoktur. Nitekim mahkemenin şu anda sağlıklı yürütülememesi nedeniyle ertelendi. Bunların hepsi bizim görevimiz değildir, hakimin görevidir" diye konuştu.
Güler, DHKP-C'ye yönelik operasyonların ne aşamada olduğu sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Dün ağırlıklı olarak Maltepe Gülsuyu ve Sultangazi, Gazi Mahallesi'nde bir operasyon yapıldı. Yasadışı sol bir örgütün üyesi olduğu iddia edilen 34 kişi gözaltına alındı. Bunların 5 'i kadın 29'u erkektir. 3 Ekim'deki cenaze töreni sırasında silah teşhirinde bulunan 3 kişi de, kalaşnikoflu şahısta bunların arasında vardır. O cenaze sırasında silah gösterisinde bulunan 9 kişinin tamamının kimlikleri tespit edilmiştir. 6 kişinin aranmasına devam edilmektedir. Örgüt üyeliğinden de şu anda soruşturma devam etmektedir."