Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, Ankara'daki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. TSK tarafından desteklenen Özgür Suriye Ordusu'nun Suriye'deki Dabık Köyü'nü alması üzerinden Dabık'taki son durumun ne olduğu sorulan Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı harekatının hedefinin El Bab'a kadar gitmek olduğunu açıkladı. Çavuşoğlu, "Cerablus'tan başlayan operasyon emin adımlarla ilerliyor. DEAŞ'a karşı yürütülen operasyona karadan destek veriyoruz. Ayrıca koalisyon olarak da havadan destek veriyoruz. Bugüne kadar da önemli başarılar elde ettiler. Oralarda hayat normale dönüyor. Bizim Suriye'de görmek istediğimiz tablo bu. DEAŞ terör örgütünden temizlenmesi, zalim bir rejimden kurtulup ülkenin tekrar huzura kavuşması. Dabık bölgesi tamamen şu anda muhaliflerin eline geçti. Bölgede birçok köyler var ama buralara yönelik de ılımlı muhalefet ilerliyor. Hedef El Bab'a kadar giderek, Münbiç bölgesini tamamen DEAŞ terör örgütünden kurtarmak" ifadelerini kullandı.
"MUSUL OPERASYONU BAŞLAMIŞ DEĞİL"
Musul ve Rakka operasyonlarına ortak katılımın önemine vurgu yapan Çavuşoğlu, "Esas büyük resme bakmak lazım. Irak ve Suriye'den DEAŞ terör örgütünü tamamen temizlemek gerekiyor. Bunun için de ortak irade gerekiyor. Operasyonlara ortak katılım önemli karadan ve havadan ve Rakka operasyonu konuşuluyor. Önümüzdeki günlerde görüşmeye devam edeceğiz. Musul operasyonu gündemde. Bazı kuşatma faaliyetleri ve havadan bazı DEAŞ'e yönelik operasyonlar oldu. Top atışları oldu ama tam olarak Musul operasyonu başlamış değil. Buralar yüzde 90'ın üzerinde Sünni Arapların yaşadığı şehirler hem Musul hem Rakka. Biz mezhepçiliğe karşıyız; ama maalesef hem Suriye'de hem Irak'ta gerek o ülke içindeki yöneticilerin gerekse dışarıda mezhepçilik anlayışıyla hareket edildiğini görüyoruz. Irak'a mezhepçiliği biz getirmedik, Maliki yönetimi getirdi. Biz zamanında Amerikalı dostlarımıza da söyledik. Maalesef tablo ortada" diye konuştu.
"YEREL KUVVETLERLE IRAK ORDUSU OPERASYONU YAPSIN"
Musul operasyonuyla ilgili konuşan Çavuşoğlu, "Bizim Irak'ta Musul operasyonuyla ilgili düşüncemiz gayet net, sade. Her şeyden önce Şii milislerle değil, Irak ordusu ve yerel kuvvetlerle bu operasyonun başlatılması gerekiyor. Bölgede peşmerge var onlardan da destek alınıyor. İnsanları DEAŞ ve Şii gruplar arasında tercih yapmaya zorlamamamız gerekiyor. Aynı şekilde Rakka'da da PKK, PYD ve DEAŞ arasında bir tercih yapmaya zorlamamamız gerekiyor. Böyle bir durumda tercihlerin ne olacağı ortadadır. Niye iki kötüden birini seçmek zorunda kalsınlar? Yerel kuvvetlerle Irak ordusu operasyonu yapsın. Peşmerge destek versin ve koalisyon içindeki ülkelerin özel kuvvetleri de yerel kuvvetlere ve Irak ordusuna destek versin. Kısa süre içinde nasıl Cerablus'tan DEAŞ temizlendiyse Irak'ın, Suriye'nin tüm şehirlerinden DEAŞ temizlensin" açıklamasında bulundu.
"ULUSLARARASI HUKUKTAN KAYNAKLANAN HAKLARIMIZI SONUNA KADAR KULLANIRIZ"
Türkiye'nin Musul ve Rakka operasyonlarına ilişkin tutumuna değinen Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Türkiye olarak bu çerçevede gerçekleşecek tüm operasyonlara her türlü katkıyı vereceğimizi söylüyoruz. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor. Irak ve Suriye'deki her gelişmenin Türkiye'ye etkisi oluyor. Bugün Irak'taki mevcut tablodan dolayı Türkiye, PKK ve DEAŞ terör örgütünün hedefi oluyor. Buradaki negatif gelişmelere karşı, bizim güvenliğimizi tehdit edecek her türlü gelişmeye karşı uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanırız"
AL NAHYAN: MALİKİ, TAİFELER ARASI DÜŞMANLIK RUHU YAYDI
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan ise Musul operasyonuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: "Musul'un terör elemanlarından temizlenmesi çok önemli. Musul temizlendiğinde DAİŞ öncesine mi dönecek? Burası Irak halkının tüm fertlerine açılabilecek mi? Eski Başbakan Maliki, o döneminde taifeler arası bir düşmanlık ruhu yaydı. Irak'ta huzurun, güvenin, barış ortamının bir an önce yaygınlık kazanmasını arzuluyoruz. Önümüzde sadece bir unsurun temizlenme mücadelesi yok. Mücadele ondan sonra da devam edecek. Irak'ın bu uyuşmazlığına nasıl çözüm bulunacak? Her vatandaş Irak'ın yönetiminde rol aldığını hissederse sorunların üstesinden gelinir diye düşünüyorum. Bu ortama ulaşabilirsek bölgemizde DEAŞ ve benzeri terör örgütlerine yer kalmaz"