Güncelleme Tarihi:
Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin sunumunun ardından milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.
Son birkaç yılın bütçe görüşmelerinde, özellikle muhalefet partilerinin benzeri konularda aynı soru ve eleştirileri yönelttiğini kaydeden Çavuşoğlu, Bakanlık bütçesinin daha yüksek olması konusunda tüm tarafların mutabık olduğunu söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığının, her talep edildiğinde gerekli ödeneği Dışişleri Bakanlığına verdiğini belirten Çavuşoğlu, geçen yıl bütçenin üzerinde bir kaynağın da bu şekilde alındığını ifade etti.
Meclis'i daha fazla bilgilendirme konusunda her zaman hazır olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz'ün, sık sık bakanlığa gelerek farklı genel müdürlüklerden bilgi aldığını söyledi.
Çavuşoğlu, davet edildikleri zaman parti genel başkanlarına ve Meclis'e her konuda bilgi vermeye hazır olduklarını dile getirdi.
"İKTİDARI KÖŞEYE SIKIŞTIRMAK İÇİN Mİ SÖYLÜYORSUNUZ?"
Özellikle Yunanistan’ın Ege Denizi'nde bazı adaları işgal ettiğine yönelik yorumlara değinen Çavuşoğlu, bu konuda daha önce defalarca bilgilendirme yapıldığını hatta parti genel başkanlarının da bilgilendirildiğini anımsattı.
Çavuşoğlu, adalarla ilgili ihlallere ilişkin, “AK Parti döneminde adalarla ilgili herhangi bir ihlal olmamıştır. Bu, bizden önce olmuş demektir. Bunun da sorumlusunun kim olduğunu gelin arşivlerde sizlere göstereyim. Nereye kadar gideceğini sizler görün.” diye konuştu.
Çeviköz’ün de bu konuda milletvekillerini bilgilendirdiğini ve konuyla ilgili sorunun bu bilgilendirme ardından geri çekildiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Bugün yorumlarınızda şunu gördüm, her konuda AK Parti, Cumhur İttifakı suçlu, her konuda Türkiye haksız, her konuda Cumhurbaşkanlığı Hükümeti suçlu. Arkadaşlar bunu gerçekten iktidarı köşeye sıkıştırmak için mi söylüyorsunuz yoksa burada gerçekten bir kompleksiniz mi var?” diye sordu.
Batılı ülkelerin görüşmelerde dile getirilmeyen konuları görüşme sonrası açıklamalarına eklediklerini ve Twitter üzerinden bu ifadelerin düzeltildiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Her şeyde biz mi haksızız? Niye onların raporlarından, açıklamalarından yola çıkarak sıkıştırmaya çalışıyorsunuz?” sorularını yöneltti.
Avrupa Komisyonunun Türkiye’yle ilgili raporunda eleştirilen noktalar kadar Türkiye’yi öven noktalardan da söz eden Çavuşoğlu, raporla ilgili değerlendirme yapan milletvekillerine, “Bunu neden söylemiyorsunuz biliyor musunuz? Çünkü sizin biraz önce çizmeye çalıştığınız tabloyla çelişiyor. Yani sizin söylediklerinizi düzeltiyor. Hep bunların raporlarıyla cevap veriyorsunuz ama işinize geldiği gibi.” diye seslendi.
"ÇÜNKÜ BİZE ÖNEM VERİYOR, GÜVENİYOR"
Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı içinde ya da bakanlıkla Cumhurbaşkanlığı arasında oluşturulmak istenen fitnenin tutmayacağını kaydederek, "Cumhurbaşkanlığının, bakanlığı hiçe saydığı" iddialarını yalanladı.
Bakanlığın tüm karar alma mekanizmaları ve faaliyetleri içinde yer aldığını bildiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Amerika’yla kuracağımız çalışma grubu için kurumlarımızla birlikte Sedat Bey'in (Bakan Yardımcısı Sedat Önal) başkanlığında, diğer ilgili bakanlık ve kurumlarla beraber toplantılara başladık. Cumhurbaşkanı'mız bize önem veriyor. Cumhurbaşkanı'mızın basın toplantıları, ikili görüşmeler, baş başa görüşmeleri dahil notlarını biz hazırlıyoruz. Bir lider, bir siyasetçi sizin yazdığınız konuşmayı kullanmak zorunda değil ama Cumhurbaşkanı'mız yüzde 95, bizim hazırladığımız konuşmalardan faydalanıyor. Çünkü bize önem veriyor, güveniyor.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantılarına Dışişleri Bakanı ya da bakanlık görevlilerinin katılmadığına yönelik eleştirilere, “Diplomasi yeni değil. 500 yıllık bir diplomasi tarihimiz var. İkili görüşmeler, görüşme formatında var. İki lider de görüşebilir. Ben de görüşüyorum. Bazı konular vardır ki herkesin önünde tartışman gerekmez. Ama onların notlarını da biz hazırlıyoruz.” karşılığını verdi.
Çavuşoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Erdoğan’ın yaptığı görüşmeyi baş başa gerçekleştirme talebinin Putin’den geldiğini belirterek, “Tabii ki tercümanı olacak. Sayın Cumhurbaşkanı'mız döner dönmez bize orada ne konuşulduğunu söylediği gibi, ertesi gün Milli Güvenlik Kurulunda (MGK) tek tek nelerin konuşulduğunu anlattı. MGK kayıtlarında, devlet arşivlerinde var. Nereden biliyorsunuz devlet arşivlerine girmediğini, tutanakların olmadığını? Kim söylüyor size bunu?” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden’la gerçekleşen görüşme ardından iki tarafın da neler konuşulduğunu paylaştığını dile getiren Çavuşoğlu, “Arkadaşlar sizin derdiniz, başörtülü bir kızın orada bulunması mı?” diye sordu.
Erdoğan’ın tercümanının, Cumhurbaşkanlığında başdanışman olduğunu ve ABD’de eğitim aldığı için iyi İngilizce konuştuğunu anlatan Çavuşoğlu, "O baş başa görüşmede Biden’ın yanındaki tercüman kim biliyor musunuz? Bir Türk. ABD Başkanı'nın yanındaki tercüman bir Türk. Amerikalılar bir Türk tercümana güveniyor da biz kendi çocuğumuza niye güvenmiyoruz? Böyle dışlıyorsunuz?" değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik, Mali Eylem Görev Gücünün (FATF) Türkiye’yi gri listeye almasına da değinerek, bu kararın siyasi olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, "Çünkü Amerika’yla Almanya, bunu Demokles’in kılıcı gibi bizim üzerimizde biraz daha sallandırması için. Şimdi 'yeni değerlendirmede çıkaracağız' diyorlar." ifadelerini kullandı.
Türk dış ve iç politikalarında "Kürt düşmanlığı" diye bir kavramın olmadığına işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'de işgalci olarak nitelendirilmesini reddettiğini söyledi.
HDP milletvekillerinin Çavuşoğlu'nun sözünü keserek eleştirilerde bulunması, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz'ın milletvekillerine yönelik "Sayın Bakan gün boyu dinledi. Siz iki dakika dinlemeye sabretmiyorsunuz. Böyle bir demokratik anlayış olur mu?" sözleri üzerine Çavuşoğlu, "PKK demokrasisi Sayın Başkan. PKK'dan öğrenirlerse böyle olur." dedi.
Çavuşoğlu, sözünü kesmeye devam eden HDP'li milletvekillerine, "Siz kabul etmeseniz de gerçek bu, siz PKK'nın güdümündesiniz." diye seslendi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sen benim devletime 'İşgalci' diyeceksin, buna da Çin'den (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki Suriye oturumunda Çin'in Türkiye'yi 'işgalci' olmakla suçlaması) örnek göstereceksin! Uluslararası hukuk ne diyor ona bakarsın. Uluslararası hukukta bir ülkeye yönelik tehdit için oraya girme imkanı veriyor mu, BM Şartı'nın 51. maddesi? Veriyor. Çin neden bana işgalci dedi? Çünkü en son BM'de Uygur Türkleriyle ilgili ortak bir deklarasyon yayınladık, ondan sonra dedi Çin. Çin'in demesiyle mi oluyor bu? Ya da sizin, bir kişinin, benim dememle mi oluyor bu? Uluslararası hukuk geçerli. Değerli arkadaşlar, bizde Kürt düşmanlığı yoktur."
Muhalefet milletvekillerinin Çavuşoğlu'nun sözünü kesmesi üzerine Komisyon Başkanı Yılmaz, sık sık müdahale ederek milletvekillerini Çavuşoğlu'nu dinlemeleri ve Komisyonun çalışma düzenini bozmamaları yönünde uyardı.
Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bir söz söylerken karşıdakinin vereceği cevabı düşünerek konuşacaksınız ki bir söz söyleme hakkınız varsa o cevaba da sabır göstereceksiniz. Ben düşüncelerimi açıkça konuşuyorum. Ülkeme 'İşgalci' diyene ben gerekeni söylerim, yaparım. Ülkeme iftira atanın yüzüne gerçekleri söylerim. Bizim politikalarımızda Kürt düşmanlığı yoktur. Kürtler Türkiye'de de Irak'ta da, İran'da da Suriye'de de bizim kardeşimizdir. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki bizim mücadelemiz PKK'yla. Siz kendinizi eşit bir tarafta görüyorsanız bir şey diyemem ama Kürt kardeşlerimizi, 'Kürtler eşittir PKK' olarak göremezsiniz. Bunu reddediyoruz, kabul etmiyoruz. Kürt kardeşlerimizin de PKK'dan neler çektiğini gayet iyi biliyorsunuz."
DOĞU AKDENİZ
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki doğal gaz arama ve sondaj çalışmalarından vazgeçip vazgeçmediği yönündeki sorular üzerine, Türkiye'nin kıta sahanlığını BM'ye bildirdiğini ve kayıt altına aldırdığını, Libya ile de konuya ilişkin anlaşma imzaladığını hatırlattı.
Kıta sahanlığı belirlendikten sonra her an, her dakika sismik araştırma ya da sondaj yapma zorunluluğu olmadığına işaret eden Çavuşoğlu, "Orası sizindir. Ne zaman ihtiyaç duyar, ne zaman burada bir bulgu varsa doğal gaz konusunda, petrol konusunda gereğini yaparsınız." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Türkiye'nin kıta sahanlığına girme denemelerinin engellendiğini hatırlatarak "Hakkımızı koruyoruz. Karadeniz'de ihtiyaç varsa, Karadeniz'de gaz potansiyeli daha fazlaysa, çıkarımız orada daha fazlaysa oraya gideriz. Sonra döneriz, sismik gemilerimizin bulgularına göre istediğimiz yerde sondaj çalışması yaparız. Buraya da kimseyi sokmayız, bu bir. İkincisi, gemilerimizin hiçbirini satmadığımız gibi, Enerji Bakanı'mız da size söyler, bu konudaki filomuzu artırıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
RUSYA VE ABD İLE İLİŞKİLER
Milletvekillerinin, Türkiye'nin Rusya ve ABD ilişkilerine yöneltilen eleştirilere ise Çavuşoğlu, "Biz Rusya'yla ABD arasında dengeyi kendimize güvenerek yapıyoruz. Bu bir yalpalama, ikisinin arasında sıkışma değildir. İşimize nasıl geliyorsa karşılıklı çıkarlar temelinde öyle yaparız." yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, bir soru üzerine, "Kanal İstanbul'un Montrö'ye, Montrö'nün Kanal İstanbul'a etkisi yok." dedi.
"BAKANLIĞA ADALET GETİRDİM"
Dışişleri Bakanlığının işleyişine ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Çavuşoğlu, "Bakanlık içinde de fitne oldu ama bu Bakanlık fitnelere gelmez." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, önemli olanın, dış politikada sergilenen başarı olduğunun altını çizerek muhalefetin bir anket yaptırması halinde, özellikle yurt dışındaki vatandaşlara yönelik hizmetlerden duyulan memnuniyeti kendi gözleriyle göreceğini belirtti. En önemli ölçütün vatandaşların memnuniyeti olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Türk diplomasisinin ve diplomatların dünyadaki itibarı önemlidir. Hamdolsun, bu konuda da dünyanın en saygın diplomatlarına sahibiz. Şu anda da Türk dış politikası dünyadaki en aktif, en saygın dış politikalardan bir tanesidir. Gururla söylüyorum ki bu Bakanlığa adalet getirdim, adalet. Herkes her yere gidebiliyor, herkes her yere gelebiliyor. Afrika'ya giden de dönüşte genel müdür oluyor, en iyi diplomatımızı da Afrika'ya, Asya'ya gönderiyorum. Benden önceki zamanlarda belli diplomatlar sadece Batı'ya gidiyordu. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Genel Sekreter Yardımcılığını paylaşıyorlar, rantı paylaşıyorlar, diğer diplomat arkadaşlara bir şey yok. Benim dönemimde ise adalet geldi. Yanlışımız, eksiğimiz vardır. Ama her kararımızı adalet içinde, tüm arkadaşlarımızı gözeterek alıyoruz."
"BÖLÜCÜ ZİHNİYETİNİZİ YANSITIYORSUNUZ"
Suriye'nin kuzeyindeki Afrin bölgesinde altyapı ve okulların olduğunu, Kürtlerin buraya dönmek istediğini kaydeden Çavuşoğlu, "Bilin bakalım kim engelliyor? PKK/YPG engelliyor. Dönen Kürtleri de katlediyorlar." dedi.
Çavuşoğlu, salondaki milletvekillerinin laf atmaları üzerine, "'Şengal' değil, 'Sincar' kardeşim! Hep bölücü zihniyetinizi yansıtıyorsunuz. Irak'ın resmi dilinde de Sincar'dır ve Sincar'daki PKK'ya yönelik, Kürt Bölgesel Yönetimi ile Bağdat birlikte anlaşma imzaladı PKK'yı buradan temizlemek için. Kaldı, Haşdi Şabi grupları geldi PKK'yı vuruyor komşu ülkenin desteğiyle, o ayrı bir konu. İkisi de rahatsız." bilgisini verdi.
Irak'taki Kürtlerin PKK'dan çok rahatsız olduğunu, KDP ve diğer partililerin, PKK'nın çok sayıda köyü işgal ettiğini söylediğini aktaran Çavuşoğlu, "Dağlarda barınamıyorlar şimdi. Artık içerlerde de barınamıyorlar da... Ayrıca, burada BM kampını da, Mahmur kampını da Türkiye vurdu diyorlar. Mahmur kampı, BM de açıklama yaptı, PKK'nın elinde. Girişler çıkışlar PKK'nın kontrolünde." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, PKK ile sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak "Siz orada barış, burada barış diyorsunuz. Siyasi çözüm tüketildi. PKK tüketti, yanaşmadı." dedi.
Batılıların PKK'ya baskı yaptığını söyleyen Çavuşoğlu, "'Bırakmayın' diyor. İşin içinde uyuşturucu var, insan kaçakçılığı var, başka şeyler var. Gidin Kürt anneleri dinleyin Diyarbakır'da, onlar size anlatsın işin içinde neler var." diye konuştu.
"10 BÜYÜKELÇİNİN GERİ ADIM ATMASINI HAZMEDEMEMİŞSİNİZ"
Çavuşoğlu, Osman Kavala açıklaması yapan 10 büyükelçi konusuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu sorunu bu şekilde çözdük ama büyükelçiler geri adım attığı için çözdük. Cumhurbaşkanı'mızın kararlı duruşu sayesinde biz tüm hazırlıklarımızı yaptık, 10 büyükelçi geri adım attı. Şimdi büyükelçiler haklıdır, haksızdır ona girmiyorum ama yüzde yüz haksızlar. Sizden şunu beklerdim, bir arkadaş söyledi sadece, diğerleriniz 'Neden bu noktaya getirdi?' dedi. 'Ne kadar haklı olursa olsun bu büyükelçiler ülkemize ültimatom veremez.' demenizi beklerdim. İnsan hakları konusunda ya da başka konularda herkes konuşabilir. Ama Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesi bellidir. Bu büyükelçiler Türkiye'ye karışamaz. Haklı da olsa haksız da olsa yapamaz."
Büyükelçilerin yetkisinin belli olduğunu kaydeden Çavuşoğlu eleştirilerini sürdüren milletvekillerine, "Siz 10 büyükelçinin geri adım atmasını da hazmedememişsiniz maalesef. Ama Türkiye düşmanlarına bakın. Bu 10 büyükelçiye ve ülkelerine, 'Madem arkasında duramayacaktınız niye çıktınız Türkiye'nin ekmeğine yağ sürüyorsunuz?' dediler." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Irak ve Suriye topraklarına terörle mücadele amacıyla sınır ötesi operasyonlar yapabilmesi için Cumhurbaşkanına verilen yetkinin 2 yıl uzatılmasıyla ilgili tezkere konusunun gündeme geldiğini kaydeden Çavuşoğlu, tezkerenin 2 yıl olması dışında hiçbir değişiklik bulunmadığını ifade etti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin yöneltilen bir soruya, "Biz AB aday ülke statüsünden vazgeçmiş değiliz. Vazgeçen AB." yanıtını verdi. AB üyelik süreçleriyle ilgili Avrupa ülkelerinden örnekler veren Çavuşoğlu, başta Fransa olmak üzere, 9 ülkenin genişlemeye karşı olması nedeniyle AB'nin Karadağ, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk gibi ülkelerle süreçleri ilerletmediğini anımsattı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin 20 fasılda ilerlemesine rağmen bazı muhalefet milletvekillerinin, AB'nin yeni fasıl açmamasını sorgulamamasına tepki gösterdi. Çavuşoğlu, "Biz AB'ye diyoruz ki 'Vize serbestisi konusunda da bizi oyalama.' Biz kriterleri yerine getiriyoruz. Daha toplantıya bile yeni yeni yanaşmaya başladılar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin hızlandırılmasına ilişkin taleplerine rağmen AB'nin süreci işletmediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bizim de eksikliklerimiz var, biz her şeyde mükemmeliz demiyoruz. Ama niye AB'yi suçlamıyorsunuz da hep Türkiye suçlu, hep Türkiye suçlu?" diye sordu.
UKRAYNA'NIN KULLANDIĞI SİHA'LAR
Ukrayna'nın Donbas'ta Bayraktar TB2 SİHA'larını kullanmasına ilişkin bir soruya yanıt veren Çavuşoğlu, Türkiye'nin SİHA satarken hassas bölgelerde insan haklarına riayet etme şartı koyduğuna işaret etti. Çavuşoğlu, "Bizim Rusya'ya hesap verme durumumuz yok, Ukrayna'ya ya da başkasına da hesap verme durumumuz yok. Biz diyoruz ki bir ülke aldıktan sonra o istediği gibi kullanır, başka ülkeler de alabilir. Bizim karşımıza da Rus silahları çıkıyor değişik yerlerde. Ben onları yok ediyorum. Karşıma çıktığı zaman yok ediyorum. Bunu da bir ülke aldıktan sonra kullanma sorumluluğu ondadır diyoruz. Rusya'dan korktuğumuzdan değil." dedi.
Türkiye'nin kapanan büyükelçiliklerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Myanmar'daki darbe girişiminin ardından güven mektubunu sunma konusunda sorun yaşandığı için Myanmar Büyükelçiliğine atanan Ali Sait Akın'ın oraya gönderilmediğini söyledi.
AFGANİSTAN VE TALİBAN
Çavuşoğlu, Ankara'yı ziyaret eden Taliban heyetine ilişkin bir soru üzerine, heyetin 8 kişi olduğunu, içlerinde Birleşmiş Milletlerin (BM) yaptırım listesinde yer alanların bulunduğunu ancak ABD'nin istisna olarak bu kişileri yaptırım listesinden çıkarılmasını sağladığını anlattı.
ABD'nin, bu heyetteki kişilerle halen görüştüğünü kaydeden Çavuşoğlu, "ABD oturdu bunlarla anlaşma imzaladı, hapisten çıkardı bunları. Bunların içinden birkaç tanesi de Guantanamo'da kalan insanlar." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, bu heyetle birçok ülkenin görüşmeye çalıştığını belirterek Türkiye'nin bu heyetle görüşmesinin Taliban rejimini tanıma anlamına gelmediğini vurguladı. Muhalefet sıralarından "Daha ne yapacaksın?" şeklinde laf atılması üzerine Çavuşoğlu, "Ne demek daha ne yapacaksın? Senin hayranlık duyduğun Batılılar görüşüyor da ben görüştüğüm zaman sorun ne?" karşılığını verdi.
Çavuşoğlu, Taliban ile herkesin aşamalı angajmana girdiğine dikkati çekerek Afganistan'daki sistemin çökmesi durumunda terör örgütlerinin güçleneceğini, insanlık dramı ve göçün ortaya çıkacağını söyledi. Şu anda Afganistan'da ülke içinde yerinden edilmiş 4 milyon insan olduğunu aktaran Çavuşoğlu, Türkiye ile Taliban'ın angajmanından dolayı insanların Türkiye'ye gelmediğini belirtti. Afganistan'dan Türk vatandaşlarının tahliyesi için Taliban'la angajmana girmek durumunda kaldıklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Biz bu işin şovunu yapmıyoruz, tek kadın belediye başkanını da biz tahliye ettik." diye konuştu.
Çavuşoğlu, bu işin şovunu Batılıların yaptığına dikkati çekerek "(Taliban'la) bir şekilde angajmana girmeniz lazım. Herkesin girdiği yerde biz niye girmeyelim?" sorusunu yöneltti.
Taliban'ı tanımadıklarını aktaran Çavuşoğlu, Taliban'a net mesajlar verdiklerini ve Taliban'ın sahadaki uygulamalarını izleyeceklerini vurguladı.
"İSLAM DÜŞMANLIĞININ SEBEBİ BİZ DEĞİLİZ"
İslamofobi'ye ilişkin bir soruya Çavuşoğlu, "İslam düşmanlığının sebebi biz değiliz. İslam düşmanlığı da Hristiyan düşmanlığı da her ikisi de insanlığa karşı bir suçtur ve bunun sebeplerini bizde aramayın. Bizde bu yoktur." diye yanıtladı.
Çavuşoğlu, İslam düşmanlığının bir hastalık olduğuna ve bunun başka sebeplerinin bulunduğuna dikkati çekerek İslam dinini kullanan terör örgütlerinin ideolojilerini sona erdirmede en başarılı liderin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
Yurt dışında "ülkücülere" yönelik algıya ilişkin Çavuşoğlu, "Ülkücüleri seversiniz sevmezsiniz, ülkücülerin neresi terörist? Ülkü Ocaklarının hangi terör faaliyeti olmuştur?" diye sordu.
Çavuşoğlu, FETÖ ve PKK terör örgütlerinin lobilerine izin verilmemesi, buna karşı dayanışma gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Kadın hakları konusunda hassas olduklarına işaret eden Çavuşoğlu, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının, kadın ve kız çocuklarıyla ilgili olmadığını, 47 ülke arasında sadece 10 ülkenin imza attığını ve 6 AB üyesi ülkenin bu sözleşmeyi onaylamadığını belirtti.
Çavuşoğlu, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) yaptırımlarıyla ilgili olarak, ABD'nin samimiyetsiz, çifte standardının ve iki yüzlülüğünün göstergesi olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, "Şimdi sen, NATO müttefikine yaptırım diyeceksin sonra başka yerlerden iş birliği yapıyorum diye Hindistan'a istisna davranacaksın. Bunların hepsini, Cumhurbaşkanımız, Biden'ın yüzüne aynı şekilde söylemiştir. Söylemeye devam edeceğiz." dedi.
"ULUSLARARASI CAMİA YARDIMCI OLMALI"
Türkiye'nin kapasitesinin, ilave göç almaya artık elverişli olmadığını herkese söylediğini aktaran Çavuşoğlu, Suriyelileri gönüllü olarak ülkelerine döndürme konusunda 4 ülkeyle anlaştıklarını kaydetti.
Çavuşoğlu, "Bunlarla birlikte çalışmanın dışında, biz bireysel olarak da yaptık. Göçmenleri geldikleri ülkelere gönderiyoruz. Pakistan'a mesela, uçakla gönderiyoruz. Afganistan'a çok sayıda gönderdik. Hatta şu anda 2 bin civarında Afgan, Afganistan'a dönmek istiyor. Bunu da BM Mülteciler Yüksek Komiserliğiyle hepsiyle koordineli bir şekilde şeffaf yapıyoruz." diye konuştu.
Suriye'ye dönenlerin sayısının da yaklaşık 470 bin olduğunu bildiren Çavuşoğlu, şartlar oluştukça geri dönüşlerin devam edeceğini ancak uluslararası camianın da bu konuda yardımcı olması gerektiğini söyledi.
"ÜRETTİĞİMİZ ÜRÜNLERİ İSTEDİĞİMİZ ÜLKELERE SATARIZ"
Çavuşoğlu, F16 konusunda ABD Başkanı Joe Biden'ın Kongre ile konuşacağını belirterek, bunun olmaması halinde Türkiye'nin kendi savaş uçağını, seri üretime geçene kadar, ülkenin savunma sanayi ihtiyacı olan uçak ve hava savunma dahi, başka ülkelerden sağlayacağını kaydetti. Çavuşoğlu, "Biz ürettiğimiz ürünleri istediğimiz ülkelere satarız. SİHA da satarız başka yere de satarız. Biz çaba sarf etmiyoruz satalım diye, kuyruk var. Türkiye'de gerek kamu şirketleri, gerekse özel şirketlerin ürettiği SİHA'ların önünde kuyruklar var, herkes almak istiyor. Bazıları İHA, bazıları SİHA almak istiyor. Savunma sanayi önemli bir kalem ihracatımızda." dedi.
Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) ilişkin bir soruya Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Bir, kimyasal silah tamamen PKK'nın bir yalanıdır. İki, insan hakları ihlalini kim yaparsa yapsın, kim olursa olsun siyasetçi de olsa, bir güvenlik görevlisi de olsa Türkiye'de veya başka bir şahıs da yapsa orada ÖSO veya bir başkası da yapsa bizim buna müsamaha göstermemiz mümkün değildir. Bu tür ithamlar geldiği zaman gerekli soruşturmayı yapıyoruz." yanıtını verdi.
"ALLAH KORUSUN ÇATIŞMA BAŞLARSA TÜM BALKANLARA SIÇRAYABİLİR"
Bosna Hersek'teki siyasi krize ilişkin, ülkede ciddi kırılganlık ve gerginlik olduğunu belirten Çavuşoğlu, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik'in ne yapmaya çalıştığını gördüklerini söyledi.
Çavuşoğlu, "Fakat güzel olan şu: Her ne kadar AB ülkeleri, AB bizi rakip olarak görse de Balkan ülkelerinin tamamının Türkiye'ye bakışı son derece olumludur, yapıcıdır. Türkiye'nin orada rol oynamasını istiyor Bosna Hersek'teki tüm taraflar. Sırplar da Hırvatlar da aynı şekilde Boşnaklar da bizden ve Cumhurbaşkanımızdan yardım istiyor. Dodik de diyor ki 'Avrupa'ya gerek yok, Türkiye bu iş yapsın." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin bölgede barış, istikrar ve ekonomik kalkınma için çaba sarf ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve bölgedeki birçok liderle temasta olduğunu anımsattı.
Çavuşoğlu, duruma ilişkin duyarlı olduklarını ve gerekeni yaptıklarını dile getirerek, "Allah korusun bir çatışma başlarsa tüm Balkanlara sıçrayabilir çünkü, Sırbistan ile Kosova arasında da keza gerginlik artıyor." dedi.
AB ordusu fikrinin, gerçekleşmeyecek bir hayal olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Biz böyle bir hayale karşıyız. NATO'nun alternatifi bile olamaz." değerlendirmesini yaptı.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarının ardından Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının bütçeleri komisyonda kabul edildi.