Güncelleme Tarihi:
Hatay'ın Altınözü ilçesinde düzenlenen 6ncı Zeytin, Zeytinyağı ve Gastronomi Festivaline katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yaptığı açılış konuşmasında zeytin dalının barışı simgelediğine dikkati çekerek, "Zeytin dalı barışın simgesidir. Diplomasinin amacı da barışı sağlamaktır. Biz de Türkiye diplomasisi olarak çatışmaların bitmesi, küskünlerin barışması için çalışıyoruz. Filipinlerden Latin Amerika'ya ve elbette Rusya ve Ukrayna savaşına kadar ara buluculuk faaliyetlerimiz artık dünyada bir marka. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dünyaya barışın hakim olması için çalışmaları sürdüreceğiz dedi.
Milletimizin hakkı, hukuku ve güvenliği bizim kırmızı çizgimizdir diyen Bakan Çavuşoğlu, "Üç kıtaya adalet dağıtan ecdadımızı örnek alarak, daha adil bir dünya için çalışacağız. Ama başta Hatay olmak üzere, serhat şehirlerimizi her türlü tehdide karşı korumaya da hazırız. Barış istememiz, savaşı bilmediğimiz anlamına gelmez. Mehmet Akif'in dediği gibi Mefkuremiz göklerde dalgalanan bir sancak, Allah'ın huzurunda eğiliriz ancak" diye konuştu.
Konuşmasının ardından alanda kurulan yöresel ürün stantlarını gezen Çavuşoğlu ve beraberindeki heyet, sezonun ilk zeytin hasadını gerçekleştirdi.
GENÇLERLE BULUŞTU
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Girişimci ve İnsani Türk Dış Politikası programı kapsamında üniversiteli gençlerle buluştu. Bakanlık olarak çok yoğun bir diplomasi çalışması içinde olduklarını belirten Çavuşoğlu, "Dış politika artık sadece diplomatların, dışişleri bakanının yürüttüğü bir alan olmaktan da çıktı. Geçen hafta Cumhurbaşkanımızla Asya’da iş birliği ve güven arttırıcı önlemler zirvesine katıldık. Aşağı yukarı 36 Asya ülkesinin üye olduğu bir girişimden bahsediyoruz. Asya, Astana yani Kazakistan’da gerçekleşen bu zirve. Neden Asya diyoruz? Çünkü Asya güçleniyor. Çünkü Asya, ekonominin güç merkezi haline geliyor. Dolayısıyla bizim Asya’ya tekrar bütüncül bir anlayışla dönmemiz gerekiyor. Neden yeniden Asya diyoruz, Türk dış politikası olarak girişimlerimizden biri. Çünkü köklerimiz, kökenlerimiz orada. Yani biz orada yeni değiliz. Ama bu dünya değişirken Asya değişirken, dengeler değişirken bütüncül bir yaklaşımla tekrar olarak geri dönmemiz gerektiğinin vurgusunu yapıyoruz. Tüm Asya’da bini aşkın değişik alanlarda somut adımlar atıyoruz. Ülkelerle de ve o bölgedeki bölgesel örgütlerle bağlarımızı güçlendirirken iş birliğimizi de artırıyoruz" dedi.
DEĞİŞİMİN KENDİSİ SİSTEM OLMAYA BAŞLADI
Aynı anda farklı coğrafyalarda olan, olması gereken bir Türkiye'nin olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Toplumsal ve teknolojik yeniliklerin birbirini kovaladığı uluslararası gelişmelerin baş döndürdüğü bir dönemdeyiz. Dünya çok hızlı değişiyor. Takip etmek, bırakın adapte olmayı, takip etmekte bile hepimiz zorlanıyoruz. Eskiden, dönüşümler kısa sürerdi. Sistemler hızla istikrar kazanırdı. Ama bu soğuk savaşın bitmesinden sonraki dönemde yaşanan bu süreç ise çok kısa sürüyor. Dolayısıyla artık değişimin kendisi sistem olmaya başladı" diye konuştu.
GSM OPERATÖRLERİNE SESLENDİ
Teknolojinin hızla geliştiğini ve değiştiğinin vurgusunu yapan Çavuşoğlu, GSM operatörlerine seslenerek, şunları kaydetti:
"Herkesin cebinde aşağı yukarı cep telefonu var değil mi? Aynı şekilde bugün internetsiz yapabiliriz diyebiliyor musunuz? Yapamayız diyorsunuz. Hatta gittiğimiz yerlerde genç kardeşlerimiz, yurtlarda ve üniversite ortamlarında internetin yetersiz olduğundan şikayetçi oluyor. Genel anlamda internetten şikayet var. Doğrusu benim de var. Çünkü bu telefon şirketleri artık yeterince yatırım yapmıyorlar. Bir arabada giderken bir yabancı muhatabımla telefonda görüşürken kesiliyor. Eskiden böyle değildi. Bir de reklam da yapıyorlar. Her yerde, işte her yeri kapsıyoruz diye. Önemli aktörleri veya aktrisleri de oynatıyorlar reklamda. Telefon şirketlerine burada bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yatırımlarınız yetersiz. Bu gençliğin ve Türkiye'nin vizyonunu sizin de yakalamanız gerekiyor. Sadece bu işler reklamla olmaz. Bu öz eleştiri."
’DÜNYA SİSTEMİ ADALETLİ DEĞİL’
Hak, vicdan ve adaleti temel alan bir anlayışla hizmet ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Bugünkü dünya sistemi adaletli değil, adalet dağıtamıyor, sorunları çözemiyor, savaşları engelleyemiyor, çatışmaları durduramıyor. İnsanlığın beklentilerini maalesef karşılayamıyor" diye konuştu.
’SURİYEDE ILIMLI MUHALİFLERLE, REJİMİN BİR YOL HARİTASI ÜZERİNDE MUTABAKATA VARMASI GEREKİYOR’
Suriye'de 11 yıldır bir dram yaşandığını anımsatan Çavuşoğlu, Diğer ülkelerde bu duruma düşmesin diye canla başla çaba sarf ediyoruz diyen Çavuşoğlu "Eğer biz olmasaydık, Libya bugün bir Suriye olurdu. Suriye’nin ülkemize yönelik bir terör yuvası haline gelmesine de izin vermememiz gerekiyor. Suriye’nin bölünmesine izin vermememiz gerekiyor. Özellikle Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK’ya, YPG’ye, PYD’ye ülkeyi bölmesi için ayrılıkçı gündemini devam ettirmesi için verilen desteklerin de farkındayız. Buna da engel olmak için her türlü tedbiri alıyoruz ve alacağız. Nasıl kuzeyde güvenlik koridorları, terör koridoru kurmak isteyenler önce DEAŞlı, sonra PKK; bunlara darbe vurarak güvenlik koridorları kurduysak, Suriye’nin de bölünmesine izin veremeyiz. Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğün destekliyoruz. Bundan sonra da bu konularda bugüne kadar olduğu gibi ne gerekiyorsa da yapacağız." dedi.
'ILIMLI MUHALİFLERLE, REJİMİN BİR YOL HARİTASI ÜZERİNDE MUTABAKATA VARMASI GEREKİYOR'
Tabii Suriye meselesinin de siyasi şekilde çözülmesi, yani siyasi çözüm burada hayati derecede önemli. BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde rejimle muhalefetin bir anayasa ve sonra bir seçim süreci dahil hepsini içeren bir yol haritası konusunda uzlaşması gerektiğini söylüyoruz. Bundan rahatsız olanlar da var. Başka bir çare var mı, onu söyleyin Yani bu iç savaş 50 yıl daha sürsün mü? Suriye'nin milli bütünlüğü devam etmesi için, teröristlerden bahsetmiyorum, terörist, teröristtir. Ama ılımlı muhaliflerle, rejimin bir yol haritası üzerinde mutabakata varması gerekiyor. Ancak Suriye'de birlik ve beraberliği bu şekilde tesis edebiliriz. Ancak ülkesine dönmek isteyen başta Türkiye'deki Suriyeliler dahil, bu şekilde onları ülkelerine güvenli bir şekilde gönderebiliriz. Önümüzdeki süreçte, Suriye'de bu taraflar arasında anayasal komisyonda da netice almaları için biz çabamızı sürdüreceğiz. Suriye'de geçiş sürecinin başlaması, bu uzlaşma bakımından da önemli bir aşama olacaktır dedi.