Güncelleme Tarihi:
Bakan Çavuşoğlu, kendisi hakkında verilen gensoru açılmasına ilişkin önerge ile ilgili olarak TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Çavuşoğlu, Meclis’i her zaman ciddiye aldıklarını belirterek, “Özellikle diplomasiye de önem veren bir bakan olarak bu Meclis'e her zaman geliriz, hesap veririz, bilgi veririz. Meclis'imizi her zaman ciddiye alıyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bölgesindeki çatışmaların devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Tüm dünyanın gözü bu bölgede ve Türkiye’de ve Türkiye’nin uyguladığı dış politikada. Bu sorunların hiçbirisini Türkiye çıkarmadı, hiçbirisinden Türkiye sorumlu değil. Türkiye sadece bu sorunları aşabilmek için, bu sorunlara çözüm üretebilmek için bazen bireysel, bazen uluslararası örgütlerle bölgede oluşturduğumuz mekanizmalarla katkı sağlamaya çalışıyor. Biz var olan sorunlarla ilgili ortaya çıkacak fırsatlar için de düşüncelerimizi söylüyoruz, çabalarımızı ortaya koyuyoruz” şeklinde konuştu.
Suriye’den gelen mültecilere yönelik olarak Çavuşoğlu, “Bugün Suriye'de ve bölgede bir çözüm umudu varsa mutlaka bunda Türkiye'nin önemli bir rolü vardır ama bu çatışmanın, bu istikrarsızlığın diğer yansımalarına da, insani yansımalarına da duyarsız kalmadık. Bugün 2,7 milyon Suriyeli'yi evimizde ağırlıyoruz ve 2 milyon 700 bin Suriyeli'ye 10 milyar dolardan fazla para harcadık. Bu bizim gurur duyacağımız bir şey ve harcamaya da devam edeceğiz” diye konuştu.
Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması sırasında YPG ile işbirliği yapıldığı iddialarına ilişkin olarak Çavuşoğlu, “Süleyman Şah Türbesi'yle ilgili de iddialar var. Neymiş efendim, Süleyman Şah Türbesi'nin geçici olarak taşınmasında oradaki YPG, PYD terör örgütüyle iş birliği yapmışız. Bu doğru değildir. Biz burada DAİŞ ve bölgedeki çatışmalardan dolayı bir tehdit oluşunca bu türbeyi geçici olarak taşımak istedik, kararımızı verdik ve o kararı verdikten sonra da oradaki unsurların hepsine şunu söyledik; 'Sakın ha karşımıza çıkmayın, karşımıza çıkanı vururuz' dedik ve operasyonu da yaptık. Bir kaza neticesinde sadece bir astsubayımız şehit oldu, Allah rahmet eylesin, tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Dolayısıyla PYD, YPG'yle iş birliği kesinlikle söz konusu değildir” dedi.
PYD ve YPG'nin Suriye’yi bölmek amacıyla hareket ettiğini kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Salih Müslim Kandil'den niye geldi biliyor musunuz? Salih Müslim Kandil'den Esad tarafından ve bugünkü muhalefetin koordinasyonuyla eski Başbakan Riyad Hicab'ın Başbakan olduğu dönemde Kandil'den indirildi ve ‘Suriye'de de teröristleri organize ederek Türkiye'ye karşı saldırıları başlatın’ diye talimat verildi. Bugünkü muhalefet niye almıyor PYD'yi içine? Terör örgütü olduğu için almıyor, bu gerçekleri herkesin bilmesi gerekiyor. Bugün Ayn El Arap'ta DAEŞ yoksa bu Türkiye sayesindedir. Oradaki insanları, 200 bine yakın Kürt kardeşlerimizi topraklarımıza biz aldık, memnuniyetle aldık” ifadelerini kullandı.
DAEŞ’a karşı mücadele ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Suriye'de DAEŞ'le mücadele konusunda da en çok desteği veren ülke Türkiye. Eğit-donat konusuyla bugün DAEŞ'e karşı mücadele eden unsurlara katkı sağlayan ülke Türkiye'dir. Aynı şekilde yabancı terörist savaşçılar konusunda attığımız adımları daha önceki görüşmelerimizde de sizlere ve kamuoyuna, yüce milletimize arz ettik. Bugün 41 bin kişiye ülke giriş yasağı koyduk ve 3 bin 300 kişiyi yakalayıp ülkelerine teslim ettik. Belçika'daki terör saldırısını gerçekleştiren bir terörist de buna dâhildir. Ve yine oluşturduğumuz risk analiz üniteleriyle 9 binden fazla kişiyi mülakata tabi tuttuk, bunların 2 binini havaalanından geri çevirdik. Bugün bin 200'den fazlası yabancı olmak üzere DAEŞ'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen 2 bin 800 kişi gözaltına alındı ve binden fazlası bugün tutuklu durumda” diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmaya değinerek, “Biz insani trajedilere son vermek istiyoruz. İnsanlarımızın, vatandaşlarımızın vizesiz seyahat etmesini istiyoruz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesini istiyoruz, yeni fasılların açılmasını istiyoruz. Avrupa Birliği sözünde durmazsa bizde Geri Kabul Anlaşması ve diğer anlaşmaları iptal ederiz. Dolayısıyla Avrupa Birliği’nin sözünde durması gerekir” dedi.