Güncelleme Tarihi:
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) hazırladığı “Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış” raporunun tanıtımı dolayısıyla TÜSİAD ve Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen Sanayi Politikası: Sektörler, Gelişmeler ve Eğilimler toplantısında konuşan Çağlayan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın konuşmasındaki bazı eleştirilere yanıt verdi.
Çağlayan, kayıt dışılık konusunun son derece önemli olduğunu vurgulayarak, “Tuzla tersaneleri son derece önemli. 10 yıl işçilik, 27 yıl aktif sanayicilik yaptım. Hiçbir işveren bile bile işçisi ölsün istemez. İnsan çalıştırmanın kanuni ve vicdani boyutları vardır. Orada her bir can kaybolduğunda kendi kurumumdan bir can gitmiş gibi hissediyorum” deyi konuştu.
İşverenin temel görevinin işçisini en iyi, doğru şartlarda en yetkin iş güvenliği ile çalıştırmak olduğunu ifade eden Çağlayan, bu noktada 27 yıl uğraştığını, emniyet kemeri ve baret taktırmak için çalıştığını anlattı.
İşverene görev düştüğünü belirten Çağlayan, “Burada asıl sendikalara görev düşüyor. Sendikalar kendi müşterisi olan çalışanlarının mutlak suretle bu konudaki eğitimlerini temel öncelik haline getirmek mecburiyetinde” dedi.
Türk gemi inşa sanayinin dünyada önemli bir noktaya ulaştığını, Türk özel sektörünün dünyadan çok önemli siparişler aldığını ve bu siparişlerin iptal edilmemesi gerektiğini kaydeden Çağlayan, bu firmaların ve işletmelerin bankalarla ve mali kuruluşlarla çalıştığını, yanlış değerlendirmelerin binilen dalı kesmek olacağını söyledi.
Çağlayan, istihdam paketi yaptıklarını ve Ar-Ge teşvik yasası çıkardıklarını anlatarak, “Teşekkür edin diye yapmadık ama teşekkür edilmesini bekliyoruz” dedi.
Zafer Çağlayan, sosyal güvenlik sistemine değinirken de, “Yapmış olduğumuz çalışmaları, SSK, Bağkur alacakları yapılanmasını samimi söylüyorum ne olur popülist olarak görmeyin. Hiçbir şekilde bir popülist düşünce olmamıştır. Çünkü bizim gündemimizde seçim diye bir konu yok” diye konuştu.
Bakan Zafer Çağlayan yapacakları tüm çalışmalarda artık iş dünyasının, bürokrasinin hatta siyasetin ezberini bozması hatta reflekslerini değiştirmesi gereken bir dönemde bulunduklarını, Türkiye'nin bu noktada özellikle ve öncü işletme ve sektörlere ihtiyacı olduğunu kaydetti.
SANAYİ ENVANTERİNİN İLK ADIMI
Zafer Çağlayan, zaman kaybını önlemek için sanayi envanterinin ilk adımı oluşturan bir çalışmayı tamamlamak üzere olduklarını ve birkaç hafta içinde bu çalışmayı kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
“2007 yılına ait gerçek rakamlarla Türkiye'nin şu anda MR'ını çekmiş durumdayız, röntgeni kaldırdık. 530 bin kayıtlı kurumlar vergisi mükellefi ve 1 milyon 576 bin gelir vergisi mükellefi kuruluşumuzun öz kaynak, üretim, ihracat, istihdam, katma değer, ar-ge ve karlılık oranlarını gerçek rakamlarla değerlendirdik. Emin olun bu bilgiler hepimizin ezberini bozacak. Gerçek bir Türkiye fotoğrafını gözler önüne serecektir. Burada 2 milyon 100 bin kayıtlı firmanın biraz önce bahsetmiş olduğum başlıklarda MR'ını çekmiş durumdayız.
Sektör sektör, kent kent Türkiye'nin ekonomik haritası ortaya çıkıyor. Bu çalışmamızla ülke, bölge ve kent bazında hangi sektörlerde ne kadarlık öz kaynak ve çalışanla hangi karlılık oranına ulaşılabildiğini net olarak görebileceğiz. Hangi sektörlerin, hangi bölgemizde ve kentimizde kümelendiğini, kar marjı dahil bütün ekonomik parametreleriyle birlikte tespit edebileceğiz. Sonuçta sektörlerin özkaynak, çalışan, karlılık oranlarını yani yıldız olabilecek ya da olamayacak sektörlerimizi görebileceğiz. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez ticari ve sınai Türkiye haritasını elimize alacağız.”
Bakan Çağlayan, bu gelişmeyi takiben hazırlayacakları sanayi stratejisi doğrultusunda teşvik sistemini de silbaştan ele alacaklarını, yeni teşvik modelinin bölgeselliğin yanında sektörel ve proje bazlı olarak yapılandırılacağını, yüksek rekabet gücüne ve katma değere dayalı sektörlerin teşvikte öncelik alacağını anlattı.