Güncelleme Tarihi:
Bakan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucu ile ilgili sözlerine ilişkin, "Şu anda seçime gidiyoruz. İktidarı suçlamak için elinde bu kadar veri varsa Sayın Kılıçdaroğlu, bence önce kamuoyuna çıkmalı; bu bilgileri, belgeleri, delilleri, baronların isimlerini tek tek açıklar. Ondan sonra da bu delilleri, bilgileri cumhuriyet savcılığına da gönderir. Şu anda Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu bilgi, belge ve baron listeleri, elinde başkaca ne varsa bunları cumhuriyet savcılığına iletmesine, göndermesine engel ne var? Yok. Yasa engeli var mı? Yok. Bu paylaşımlar dediği iddialar bana göre birer büyük iftiradır ama onun dediği dilden ‘iddialar’ diyelim.
Doğruysa bundan en büyük zararı kim görecek? Cumhur İttifakı görecek, AK Parti görecek. O zaman madem ki ‘AK Parti zarar görsün, milletin gözünden düşsün’ istiyor, bundan daha büyük bir fırsat olur mu? O zaman bende buradan 'Hodri meydan' diyorum. Ne varsa çık medyaya açıkla. Savcılar burada, savcılara da götür ver. Benim kanaatim şu; Sayın Kılıçdaroğlu’nun linde bir bilgi, belge, delil yok. Açık kaynaklardan edindiği ya da kendilerine aktarılan bir şey varsa birtakım dedikodular olabilir" diye konuştu.
'BİR ANA MUHALEFET LİDERİ BUNU DİYEBİLİR Mİ?'
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının Türkiye’ye zarar verdiğini vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Koskoca bir ana muhalefetin lideri şunu der mi? 'Türkiye cari açığını uyuşturucudan elde ettiği parayla kapatıyor' diyebilir mi? Bu ne demek? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni uyuşturucu ticareti yapmakla ve uyuşturucu baronu olmakla suçlamaktır ki bu büyük bir iftiradır, çok büyük bir suçlamadır. Buna kimsenin hakkı yoktur. Hiç kimse böyle bir iftirayı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne de hükümetine de güvenlik güçlerine de yöneltemez. Türkiye’de terörle etkin bir mücadele verildiği gibi uyuşturucu ile de etkin bir mücadele veriliyor. Bugün cezaevlerinde yaklaşık 330 bin tutuklu ve hükümlü var. Bunun 3'te 1'i uyuşturucuyla ilgili suçlardan tutuklu veya hükümlü olanlardan oluşuyor. Bu, hükümetin bu konuda etkin ve kararlı mücadelesinin somut bir göstergesidir. Türkiye’nin her bir yerinde buna dair etkin ve kararlı mücadele sürdürülüyor."
'ŞİDDETLE KINIYORUM'
Bakan Bozdağ, CHP'li milletvekillerinin Yalova’da mahkeme heyetine tepki göstermelerini de değerlendirerek, "Bu tepkiden öte bir şey. Mahkeme heyetine el kol sallayarak saldırıyorlar, baskı kuruyorlar. Yargı görevini yapanları etkilemeye çalıştıkları gibi adil yargılamayı da etkilemeye teşebbüs ediyorlar. Hakaret ediyorlar. Böyle bir rezaleti Türkiye yaşamadı. Kimse Türk yargısına emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz, baskı ve tehdit yargıya yöneltemez, yargıya el kol sallayamaz, kürsüde yargılama yapan heyete yürüyemez. Buna hakkı da yoktur, haddi de yoktur. Bu, CHP zihniyetinin hukuk devleti anlayışının ilkelliğini gösterir. Bu vekiller kendini de haddini de bilmeyen, hukuk da tanımayan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını da esasında tanımadıklarını ifade eden ilkel bir anlayışı o gün o salonda ortaya koydular. Şiddetle kınıyorum. Sadece kınamakla da kalmıyorum. CHP’nin yetkili organlarını bu yargıya karşı hukuk devletine karşı yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına karşı yapılan saldırılar karşısında, bu saldırıları yapanlar hakkında disiplin işlemleri işletmeye davet ediyorum. Hukukunun hükümlerini işletmesi lazım" dedi.
'DOKUNULMAZLIKLARINI KALDIRIN'
Bakan Bozdağ, bu milletvekilleri hakkındaki soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğünü hatırlatarak, "Bunlarla ilgili tahkikat tamamladıktan sonra Adalet Bakanlığı'na, Adalet Bakanlığı da Cumhurbaşkanlığı'na, Cumhurbaşkanlığı da Meclis'imize gönderecektir. Benim buradan Sayın Meclis Başkanı'na, Meclis'in çok sayın üyelerine çağrım şudur; lütfen bu milletvekillerinin dokunulmazlıklarını anayasaya uygun biçimde kaldırın. Milletin yargısına el kol sallayan, hakaret eden, baskı kuran bu milletvekillerini el salladıkları yargının önüne çıkarın" diye konuştu.
'İSVEÇ VE FİNLANDİYA’DAN İADE OLMADI'
Bozdağ, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sürecini takip ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar Türkiye’den İsveç ve Finlandiya'ya giden teknik heyetler oldu. İsveç ve Finlandiya'dan Türkiye’ye gelen teknik heyetler, iadeler üzerinde değerlendirmeler yaptı ama iade bu sürecin parçalarından sadece bir tanesi. En önemli kısmı ise terör örgütlerinin finansmanı, terör örgütlerine verilen destek. Terör örgütleri mensupları hakkında adli süreçlerin işletilmemesi. Türkiye’ye kapalı-açık uygulanan silah ambargosu başta olmak üzere pek çok ambargonun gözden geçirilmesi. Terörle mücadele konusunda Türkiye’nin yanında olunduğunun sadece lafla değil uygulamayla da gösterilmesidir. Bunun üzerinde duruluyor. İsveç ve Finlandiya, Türkiye'ye verdikleri sözleri yerine getirirse Türkiye de bunlara verdiği sözü yerine getirecektir. Şu anda yapılan, NATO üyelik müzakere sürecinin başlatılmasıdır ama bu sürecin nihayete ermesi, Türk parlamentosunun onayına bağlıdır. Bu onay olmadığı sürece NATO üyeliğinin nihayete ermesi söz konusu değildir. İsveç de Finlandiya da Türkiye’nin bu tutumunu biliyor. Biz takip ediyoruz. Onlar da bazı sözlerini yerine getireceklerini ifade ediyorlar. Adalet Bakanlığı yargının iadesini talep ettiği kişilerle ilgili adli yardımlaşma sürecini de işletiyor. İsveç ve Finlandiya’dan bugüne kadar adli yardım talebi kapsamında, iadesini istediğimiz kişilerle alakalı yaptıkları herhangi bir iade olmadığını ifade etmek isterim."