Güncelleme Tarihi:
İşte Bakan Bayraktar'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
KARADENİZ GAZI
2020'de keşfettik. 2020 yılı için dünyada yapılan en keşifti. Türkiye'de 50 yılda ürettiğimiz gazı Karadeniz'de 1 yılda üretebileceğiz. Türkiye'nin gaza ihtiyacı çok. Evde, sanayide kullanıyoruz. Maalesef bu konuda dışa bağımlıyız. Orada deniz derinliği 2 bin 100 metre. Deniz tabından sonra 2500 metreye kadar sondaj yapıyoruz. Gazı buradan çıkarıyoruz ve karaya taşıyoruz. Keşif zorlu bir süreçti ama üretimi geçmek daha zor bir süreç. O sahada gaz üretmeye başladık. Gaz evde kullanılıyor. İlk etapta 10 milyon metreküp hedefimiz var. Şuan günlük 2.2 milyon metreküp yapıyoruz. İlk fazda hedefimiz bu. İkinci fazda 40 milyon metreküpe çıkaracağız. 40 milyona çıktığımız 15 milyon hanenin gazını karşılaşmış olacağız. 2026-27 yıllarında bu rakamlara ulaşma hedefimiz var. Daha öne çekersek daha değerli.
"YENİ GAZ KEŞİFLERİ OLACAK"
Türkiye'nin ihtiyacı daha fazla. Çünkü sanayide de kullanılıyor. Dolayısıyla yeni keşifler yapmak zorundayız. Yeni keşif kuyuları açmayı da hedefliyoruz. Sakarya Gaz Sahası keşfi yaptığımız yer. Orada 17 kuyu açmış durumdayız. Çalışmalar orada yoğunlaştı. Bu nedenle 3 gemi orada. Burası Filyos'a yani karaya 170 km uzaklıkta. Biz bu bölgede yeni potansiyeller olduğunu düşünüyoruz. Orta ve Doğu Karadeniz'de arama yapmak istediğimiz yerler var. Bunların bir kısmı gaz, bir kısmı da petrol. Keşif amaçlı sondajlar yapmayı planlıyoruz. Üretimi aksatmadan keşif sondajlar yapacağız.
"HEDEF ENERJİDE TAM BAĞIMSIZLIK"
Bizim enerjiyle alakalı şöyle bir hedefimiz var. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 68 civarında. Bu çok büyük bir rakam. Türkiye'nin mutlaka enerjide tam bağımsız olması lazım. Hedefimiz bu. Bu onun yolunda atılmış bir adım. Petrolde de öyle. Biz ümitliyiz ama bir şey keşfetmeden ezbere bir şey söylemek istemiyorum. Orta ve Doğu Karadeniz'de umut var olarak kazmayı planlıyoruz. Abdulhamid Han Doğu Akdeniz'de keşif çalışması yapıyor. Akdeniz'de çok aktif bir dönem geçirdik. Buna yeni bir bakış açısı getirmemiz gerekiyor dedik. Akdeniz'de daha farklı bir yaklaşım sergiliyoruz ve Karadeniz'e çıktık.
GABAR PETROLÜ
Şırnak'ta Gabar'da bugün itibariyle günde 32 bin varil petrol üretiyoruz. 2016 yılında Türkiye Petrolleri'nin toplam petrol üretimi günlük 35 bin varildi. Bugün, o günkü üretim rakamını ikiye katlayacak değere ulaştık. Orada gece gündüz çalışma devam ediyor. Bu yılın sonunda hedef 100 bin varil. Bir taraftan üretim çalışmalarına devam ediyoruz, bir yanda keşif çalışması yapıyoruz. Anlatılanların bir kısmı doğru. Üzerine beton dökülüp kapatılan kuyulara sondaj yaptığımızda farklı netice aldığımız sahalar oldu. Şırnak, Gabar, Kato'da terör vardı. Şimdi oralarada terörün adı yok. Dolayısıyla bu bölgeler aranmamış bölgeler. Buralar gidilemeyen bölgelerdi. Çok büyük bir keşif. 100 bin varil çok önemli rakam. Batman'da ve Adıyaman'da petrol üretiyoruz. Bu 100 bin varil üretildiğinde 2024'te 175 ile 200 bin varile gelmek demek. Bu da şu demek, Türkiye ihtiyacının yüzde 20'sini burada üretiyor demek. 90-100 kuyu açıldığında bu rakama geleceğiz. Sismik çalışmada iki ana konu var. Bir tanesi iki boyutlu sismik. Bu adeta işin röntgenini çekmek. İkinci konu, 3 boyutlu sismiktir. Bir şeyler görürsek sondaj yapıyoruz.
"ÜRETİM ARTTIKÇA FİYATLARA YANSIYABİLİR"
Bizim yaklaşımımız şu. Burada bulunan petrol 2024'te ihtiyacımızın yüzde 20'sini karşılayacak. Geriye kalan yüzde 80 var. Cumhurbaşkanımızın Gençlik Bankası hedefi vardı. Bu Meclis'te yasalaştı. Bizim görevimiz şu. Bu fona kaynak üretmek. Türkiye Petrolleri elde ettiği geliri Aile ve Gençlik Bankası'na ayırıyor. Bu üretim, petrol fiyatlarına yansısın şeklinde bir yaklaşım bizi farklı bir noktaya götürebilir. Rakamlar arttıkça bunları farklı yansımaları da olacak elbette. Biz daha yolun başındayız. Üretim arttıkça fiyatlara yansıyabilir.
AKKUYU SANTRALİ
Akkuyu Nükleer Santrali, Türkiye'nin 70 yıldır yapmaya çalıştığı hayali. 4 reaktörün inşası aynı anda devam ediyorum. İlk 2018'de temeli attık. Hedef tarihimiz 29 Ekim 2024. Cumhuriyetin 101. yılında elektrik üretmek çok anlamlı olacak. İklim değişikliğine karşı nükleer güç mesajı Dubai'den çıktı. Bu program Türkiye'nin programlarına uyuyor. Türkiye'nin mutlaka nükleer reaktörlere sahip olması lazım. 12 reaktöre sahip olması lazım. Bir de küçük modüler reaktörler var. Bunlarla birlikte Türkiye'nin önümüzdeki 30 yılında 20 bin megavatlık bir güce sahip olması demek. Bu da yükselen trendle uyumluluk anlamına geliyor. Batı asla nükleeri terk etmedi. Fransa elektriğin yüzde 70'ini nükleerden karşılıyor. ABD'de var, Çin'de var. Şuan dünyada 50 tane nükleer santralin çalışması devam ediyor. Dünyada karbon emisyonlarını sınırlandırmayla ilgili bir yarış var. Bu konuda ülkeler birbirlerini destekliyor.
"RÜZGAR ENERJİSİNDE REKOR KIRDIK"
7 Ocak'ta rekor kırdık. Türkiye o gün kullandığı elektriğin yüzde 28'ini karşıladı. Bunu sadece 7 Ocak için söylüyorum. Çünkü rüzgar esti. Bizim 6 Ocak'ta da 8 Ocak'ta da elektriğe ihtiyacımız var. Dünyada elektrik kullanımı artıyor. Onun için elektrik üretimimizi artırmamız lazım. Bizim şuanda geldiğimiz rakam kurulu güçte yüzde 55 ama üretimde yüzde 40'lar seviyesinde. Jeotermalden güneşten rüzgardan elektrik üretiyoruz. Her şeyi yenilebilir yapmanıza imkan yok. Onun için nükleeri artırmamız gerekiyor. 2035 hedefimiz 60 bin megavat ilave rüzgar ve güneş yapmak. Bu noktada herkese büyük bir iş düşüyor. Teşvik mekanizmalarımız var. Alım garantilerimiz var. Özel sektöre verilmiş çok büyük kapasiteler var. Sanayicimize diyoruz ki, 'Fabrikanın çatısında güneş santralini kurabilirsin ya da rüzgardan üretebilirsin'. Biz bu verilen izinlerin yatırıma dönmesini bekliyoruz. Üretebilecek, tüketebilecek ve satabilecek. Konutların çatılarında güneş panellerini kullanmak mümkün. Depolama yaparak sisteme satabilirler. Bu noktada mahsuplaşma yapılıyor. 'Gabar'da petrol yok' diyorlar. Doğalgaza inanmadılar. Kamuoyunu aydınlatacak arkadaşları oraya götürüyoruz. Şu da önemli. Her kesimden insanları oraya götürmek doğru olur. Akkuya'da bunu yaptık. Çok beğendiler ama muhalefet oradaki sözlerini Ankara'ya taşımıyorlar.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
Türkiye'nin birçok açıdan enerjisini verimli kullanması lazım. İthal kaynağınızı çok daha verimli kullanmamız lazım. Ve elbette çevreye etkisini düşünmek lazım. Biz insanların hayat standartından ödün vermeden hem de enerjide daha verimli olunmasını amaçlıyoruz. Kentsel dönüşüm örneğin. Kentsel dönüşüm çok hayati bir konu. Hem depreme hazırlık için hem de enerji verimliği olan evler olacak. Doğalgaz tüketimimiz yapılacak. Isı yalıtımı yapan vatandaşlarımızın faturaları azalıyor. Bu oran yüzde 20-35 arasında. Hem dışa bağımlılığı düşürmemizde hem de çevremizle ilişkimizde önemli. Önümüzdeki 7 yılda 20 milyar dolarlık enerji verimliliği yatırımı hedefliyoruz. Bundan 2040'a kadar 46 milyar dolarlık bir tasarruf sağlayacağız. Kamuda daha önce şöyle bir hedefimiz vardı. Bunu kısmen başardık. Yıllık 1.1 milyar lira tasarruf ettik. 2030'a kadar yüzde 30 iyileşme hedefimiz var şimdi. Daha gidilecek çok yol var. Bu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile sağlandı. Yani bu talimat. Enerji Bakanlığı binası eski bir bina. Bu nedenle çok verimli bir bina olduğu söylenemez. Ama bunu yenileyeceğiz.
"ŞUAN DOĞALGAZ VE ELEKTRİKTE ÇOK BÜYÜK DESTEK SAĞLIYORUZ"
Doğalgazda uzun zamandır vatandaşlarımızı destekliyoruz. 2023 Mayıs'ta tamamen ücretsiz yapmıştık. Her ay 25 metreküp bedava olsun vatandaşımıza destek veriyoruz. Geçen yılki destek 282 milyar TL idi. Şuanda doğalgazda herhangi bir zam gözükmüyor. Bir zam planlamıyoruz. Avrupa'da gördüğümüz fiyatlar şuan makul. Geçen yıl çok farklı yerlere gitmişti. Şuan Türkiye'de doğalgaz ve elektrikte çok büyük destek sağlıyoruz. Avrupa'da en ucuz 2. ülkeyiz. 2002 yılında asgari ücretlinin aldığı ücretin yüzde 20'si elektrik faturasına, yüzde 25'i doğalgaza gidiyordu. Bugün ise asgari ücretlinin aldığı ücretin yüzde 4,5 doğalgaza gidiyor, elektrik ise yüzde 1,5 seviyelerinde. Elektrikte 4.1 milyon haneye destek verdik. Doğal gaz desteği artarak devam ediyor. Kömür desteğimiz devam ediyor. Türkiye'de bir sosyal tarifeyi oturtmak istiyoruz. İhtiyaç sahiplerini destekleyeceğiz. Dünya ekonomisine baktığımızda ciddi daralma var. Petrol fiyatları olması gerek üstünde. Talebin azaldığını görüyoruz. Dolayısıyla fiyatın aşağıya gelmesi lazım. Savaşlar dolayısıyla emtia fiyatları yüksekte seyrediyor. Destek takvimi de bunla alakalı. Konutta elektriğinde yüzde 50 civarında devlet karşılıyor. Bunu sübvanse ediyoruz.