Bakan Ali Babacan: 'Kendi programımızı kendimiz belirleyeceğiz'

Güncelleme Tarihi:

Bakan Ali Babacan: Kendi programımızı kendimiz belirleyeceğiz
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2007 06:29

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin yolunda olduğunu belirterek, “AB reformlarıyla ilgili olarak kendi takvimimizi ve kendi programımızı kendimiz belirleyeceğiz” dedi.

Ali Babacan, Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve Amerikan Türk Cemiyeti (ATC) tarafından düzenlenen “Türkiye: Doğrudan Yatırımların ve Özel Yatırım Fonlarının Yeni Hedefi” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB perspektifi, ülke ekonomisi ve Türkiye'de yatırım koşullarıyla ilgili bilgiler verdi.
Türkiye'de son 4 yılda önemli siyasal, ekonomik ve sosyal değişim sürecinin yaşandığını belirten Babacan, Türkiye'nin AB hedefinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini bildirdi.

-AB ÜYELİK HEDEFİ-

Babacan, Türkiye'nin AB'ye aday ülke olmaktan çıkıp artık “katılım ülkesi” olduğunu vurguladı ve Türkiye'nin Maastricht kriterleri başta olmak üzere AB'ye katılmasını sağlayacak pekçok kriteri yerine getirdiğini söyledi.
Türkiye'de yapılan siyasal reformların yanısıra ekonomideki başarının pek çok ülke tarafından takdir edildiğinin altını çizen Babacan, AB'nin İtalya, Almanya ve Fransa gibi eski ülkelerinin Türkiye'ye imrenerek baktıklarını kaydetti.
Türkiye'nin giderek daha da açık ve çağdaş bir ülke durumuna dönüştüğünü belirten Babacan, Türkiye'de demokratik bir sistemin olduğunu anlattı.
Türkiye'nin AB hedefinin ülkenin reform sürecine katkıda bulunduğunu ifade eden Babacan, AB'ye yeni katılan ülkelerin AB'ye girmede önlerine önceden belirlenmiş bir takvim verildiğini, ancak Türkiye'nin durumunun daha farklı olduğunu, AB içinde Türkiye'ye yönelik tutumun da AB'ye yeni giren diğer ülkelere gösterilen tutumdan daha farklı olduğunu dile getirdi.
Babacan, İngiltere ve İspanya'nın AB'ye girerken yaşadıkları süreçten de örnekler vererek, İngiltere'nin AB'ye girişinin 2 kere veto edildiğini, İspanya'nın ise üyelik kriterlerini yerine getirdikten sonra AB'ye girmesinin 5 yıl aldığını hatırlattı. Norveç'in ise kriterleri yerine getirdikten sonra AB'ye girmekten vazgeçtiğini hatırlatan Babacan, şimdiden Türkiye'nin üyeliğinin ne zaman ve nasıl olacağını söylemenin güç olduğunu vurguladı.
“Üyelik sürecimiz yolunda ve iyi gidiyor” diye konuşan Babacan, Türkiye'nin katılım ülkesi olarak artık AB yolunda “yasal bir konumda” olduğunu anlattı.
Babacan, Kıbrıs konusunun kimi ülkeler tarafından Türkiye'nin AB sürecini yavaşlatmak yolunda kullanıldığını ifade ederek, geçen yıl Kıbrıs sorunu bahane edilerek Türkiye-AB katılım sürecinde 8 konu başlığının kapatılmasına karşın AB Komisyonu'nun bu 8 başlıkta Türkiye ile teknik olarak yazışmalarının ve görüşmelerinin sürdüğünü, Kıbrıs sorunu halledilir edilmez bu konu başlıklarının derhal açılacağını söyledi.

-“KENDİ TAKVİMİMİZİ VE PROGRAMIMIZI KENDİMİZ BELİRLEYECEĞİZ”-

Babacan, üyelik süreciyle ilgili olarak “Kendi takvimimizi ve programımızı kendimiz belirleyeceğiz ve bu programda önceliklerimizi belirleyeceğiz. 2007-2013 tarihlerinin kapsayan bu programı öngörülenden daha önce 2011'in sonunda, 2012'deki seçimlerden önce bitirmek istiyoruz” diye konuştu.
Babacan, sözkonusu programı sivil toplum örgütlerinin ve ilgili kuruluşların görüşlerini aldıktan sonra gelecek ay kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi. Babacan, bu kapsamda Türkiye'nin AB'ye, AB'nin Türkiye'ye hazır olmasından daha önce hazır olacağını ve zamanı kendisinin kontrol edeceğini kaydetti.

-“TÜRKİYE'NİN GERÇEKLERİYLE ALGILANIŞI ARASINDA FARK VAR”-

Babacan, Türkiye'nin, kendisini daha iyi anlatması gerektiğini belirterek iletişimin çok önemli olduğunu belirtti ve “Türkiye'nin gerçekleri ile dışarıdan algılanışı arasında fark var, bu farkı kapatmamız gerek. Üyelik sürecinin 3 ayağı var, siyasi reformlar, teknik reformlar ve iletişim. İletişim olmadan sürecin sağlıklı bir şekilde devam etmesi mümkün değil” dedi.

-“TÜRKİYE ÖRNEK ÜLKE”-

Babacan, Türkiye'nin, Müslüman nüfusuyla “İslam, demokrasi ve laikliğin birarada yaşayabileceğini gösteren çok önemli örnek ülke” olduğunu belirterek, Türkiye'nin AB sürecinin dünyada pek çok ülke ve başta Arap ve Müslüman ülkeler tarafından çok dikkatli bir şekilde izlendiğini söyledi.
Babacan, özellikle 11 Eylül olaylarından sonra Türkiye'nin konumunun önem kazandığını, Türkiye'nin üyelik sürecinin küresel sonuçları olacağını dile getirdi.
Türkiye'nin, bölgede özel bir konumda olduğunu ve bölge ülkeleriyle iyi ilişkileri olduğunu anlatan Babacan, İstanbul'da yaşayan yabancı işadamı ve diğer meslekten gelen insanların sayısında artış olduğunu, pek çok işadamının Balkanlar, Orta Asya, Kafkaslar ve Ortadoğu'da iş yapmak için Türk pasaportu almaya çalıştığını bildirdi.

-ENFLASYON-

Babacan, Türkiye'nin 34 yıldır kronik sorunu olan enflasyon konusunda hızlı ilerlemeler kaydedildiğini ve 2004 yılında enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü, bunun önemli bir gelişme olduğunu, ancak Türkiye'nin fiyat istikrarını ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak için enflasyonu daha da düşürüp sabitleştirmesi gerektiğini kaydetti.
Bu kapsamda çok önemli bir kurum olan Merkez Bankası'nın da 5 yıldır bağımsız olduğuna dikkati çeken Babacan, Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımlarda artış olduğunu, bunun da Türkiye'ye duyulan güveni gösterdiğini, Türkiye'de iş yapmak ve yatırım yapmak isteyen çok sayıda yabancı girişimci olduğunu vurguladı.

-CARİ İŞLEMLER AÇIĞI-

Babacan, Türkiye'de cari işlemler açığıyla ilgili bir soru üzerine, bu sorunun Türkiye gibi diğer katılım ülkelerinde de yaşandığını, bunun yapısal bazı nedenleri olduğunu söyledi.
Babacan, enerji krizinin ve ithal edilen malların yüksek bir biçimde artmasını bunu nedenleri arasında göstererek, sorunun makro-ekonomik nedenlerden çok bu 2 nedene dayandığını kaydetti. Babacan, bütçe dışı hedeflerde önemli başarılar kazandıklarını ve sıkı mali politikalar izlemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisi ve dalgalı döviz kuru uygulamasından asla vazgeçmeyeceğini ifade eden Babacan, sermayenin “rengi ve ülkesi olmadığını” belirterek, Türkiye'ye dış sermaye girişinin arttığını vurguladı.
Babacan, yabancı yatırımlara ve dış sermayenin Türkiye'ye girmesine özel önem verdiklerini, artık yabancıların Türkiye'de şirket kurmalarının ve iş yapmalarının eskiye göre çok kolay duruma geldiğini anlattı.
Bir soru üzerine, kimi sektörlere özel teşvik verilmesi anlayışına da karşı olduklarını belirten Babacan, Türkiye'nin AB ile gümrük sürecinin Türkiye'ye önemli kazançlar getirdiğini, bugün Türkiye'nin ihracatının yarısından fazlasını AB ülkeleriyle yaptığını, bu süreçle birlikte Türkiye'nin daha kaliteli mal üretmeye başladığını anlattı.
Babacan, Türkiye'nin Avrupa'da çok iyi bilindiğini, ancak ABD'de daha çok tanıtımın gerektiğini belirterek, “Türkiye önemli ve büyük bir ülke, Türkiye'de iş yapacaklar büyük düşünmeli” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!